Dün Türkiye için çok önemli bir gündü. Millet İttifakı Türkiye’ye görkemli ve önemli bir sunuş yaptı. İttifak olarak seçimin kazanılması sonrasında yapacaklarıyla ilgili ortak görüşlerini paylaştılar. Kısacası Millet İttifakı’nın “koalisyon protokolünü” okudular…

Açıklamalar; rejim değişikliği sonrasında Türkiye için yapacakları somut hedef, politika ve projelerin halkla paylaşılmasıydı. Eksik ya da fazla demeden, halkla yapılmak istenen “bu kontratın” başarılı olması gerekir. Yoksulluğun kalıcı olduğu, özgürlüklerin yok edildiği, hak ve hukukun bir kişiye bağlandığı, tüm ülke kaynaklarının ailece yağmalandığı, kimsenin can ve mal güvenliği kalmadığı bir noktada yeni umutlar yaratılması önemlidir.

Çünkü AKP iktidarı, Türkiye Cumhuriyeti için artık bir beka sorunu haline gelmiştir! Söz uçar. Önemli olan eylemdir. Söylenenlerin gerçekleşmesi için liyakatli ve güvenilir kadrolarında açıklanması gerekir…

Laik demokratik sosyal hukuk devleti, AKP’nin yarattığı ucube sistemle yok edildi. Parlamento yetkisiz bırakıldı. Halkın “Bütçe yapma” hakkı elinden alındı.

Ülke kaynaklarının kim için ve ne kadar harcandığının takibi yapılamadı, dolayısıyla vahşi kapitalist sisteme uşaklık eden “yeni zenginler” türetildi…

Besleme basın yaratıldı, algı yönetimiyle yalanlar gerçek gibi aktarıldı. Böylece yasama, yürütme ve yargı tek adamın eline geçti.

Bireyin özgürlüğü ya sadakayla ya da korkutularak elinden alındı! Toplumun örgütlü yapısı bozuldu. Kamu yararına görev yapan kitle örgütlerine baskı kuruldu. Hukukun üstünlüğünden vazgeçen ve bu nedenle yurttaşlarına orantısız güç kullanabilen devlet, tek adamın düşünce, duygu ve dünya görüşünün işgali altına girdi.

***

Millet ittifakı bu yapıdan kurtulmak ve “güçlendirilmiş parlamenter sisteme” dönmek adına 9 ana başlıkta atılacak somut adımlara ilişkin bir özet paylaştı;

Şöyle ki;

1.Hukuk, adalet ve yargı

2.Kamu yönetimi

3.Yolsuzlukla mücadele, şeffaflık ve denetim

4.Ekonomi, finans ve istihdam

5.Bilim, ar-ge, yenilikçilik, girişimcilik ve dijital dönüşüm

6.Sektörel politikalar

7.Eğitim ve öğretim

8.Sosyal politikalar

9.Dış politika, savunma, güvenlik ve göç politikaları

Düşünülen o ki; Bu başlıklar altında toplanan öneriler, ülkenin aydınlığa çıkmasını sağlayacak!

Ortaya konulan politikaların halkla buluşmasının ülkede bir heyecan yaratacağı açık. Ama buluşmak için adayın kim olacağını beklemeden, yarından tezi yok, parti genel Başkanları birlikte meydanlara çıkmalılar. Ancak bu da yeterli olmaz….

Beklenti, sol bacağında yani Sosyalist Birlik ve Emek ve Özgürlük İttifakı’nın da bu kervana katılması! Bilinmeli ki, “Sol bacak” olmadan yürünemez!

Millet ittifakın açıkladığı metinde yok olan bir noktanın altını çizmek isterim. Özellikle CHP seçmenin vazgeçilmez ilkesi olan LAİKLİK!

Laiklik en basit tanımla, “sadece devlet ve din işlerinin birbirinden ayrılması” demek değildir. Laiklik; inanç ve ibadet özgürlüğünün güvencesi olduğuna inanan hukuk devletini, bağımsız yargıyı, demokrasiyi, emeğe saygı duyulan, üreten, ahlaklı, adil paylaşan bir düzenin var olmasını sağlayan en temel ilkedir…

***

Hafta sonu “Trabzon Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin” daveti üzerine Trabzon’a gittim. Başta Başkan Metin Serdar olmak üzere tüm yönetim kurulunun sevgiyle kucaklamalarından dolayı çok mutlu oldum. Trabzon’un nazik ve saygın insanlarına yakışan bir toplantı düzenlemişler...

Konferans salonunu dolduran ve konuşmamın sonuna kadar heyecan ve ilgiyle dinleyen Trabzonlulara da teşekkür ediyorum. Yazmadan geçemeyeceğim; 5 yıl sonra geldiğim kadim kültür kenti Trabzon’un taş yığınına dönüşmüş olması beni çok üzdü.

Tarihsel geçmişine yakışmayan binalar, adeta birer gecekondu yığınları gibi soğuk ve garip duruyor! Kente ihanet edilmiş. Dar sokak aralarına sıkışmış muhteşem kültür varlıkları kaybolmuş…

***

Neyse ki Trabzon’un aydın, bilinçli ve sanatsever yüzü hala duruyor. Özellikle kadınlar ve gençler, modern bir Türkiye’de yaşamak istiyorlar. Bu nedenle AKP’ye artık oy vermeyeceklerini açıkça söylüyorlar CHP Trabzon İl Başkanı’yla olayları yakından takip eden Kadın ve Gençlik Kolu Başkanları, laik demokrasi için ciddi bir mücadele veriyor! Yani AKP’nin yönettiği ve Arapları yerleştirmeye çalıştığı Trabzon’da, aydınlar Trabzon’un çağdaş yaşamı için müthiş bir mücadele içindeler!

Türkiye’deki ressam ve çizerlerin yüzde 60 Trabzonludur. Çok değerli sanatçılar yetiştirmiştir. Değerli karikatüristlerinden Adnan Taç’ın başkanlığında “Eski vali evi sanat evine” dönüştürülerek gençlere yeni bir ufuk açmış. Dahası Gültekin Yücesan’ın önderliğindeki “Trabzon Bilim Sanat ve Kültür Evi de” Trabzonlu aydın ve bilim insanlarının buluştuğu, yaratılarıyla özgürce nefes aldıkları yer haline gelmiş…

Çağdaş yaşamı yok etmeye çalışan AKP, Arkasında yıkılmış kentler bırakarak gidiyor! Bilinmeli ki bu ülkenin çağdaş yurttaşları yeniden Cumhuriyet’i ayağa kaldıracak!