Milli Eğitim’den bahane değil eğitim istiyoruz

Yaren Çolak

Pandemi koşullarında eşitsizlik giderek artmaya devam ederken Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), özel okullara tanıdığı ayrıcalık bunu katladı. Çok sayıda öğrenci eğitim materyallerine ulaşamadı, kamu okullarında öğrenim gören öğrencilere dair bir telafi eğitimi programı hazırlamadı. Ancak özel okullar, 23 Ağustos’ta telafi eğitimine başladı. Eğitim-öğretim adına somut önlem almadığına yönelik sık sık eleştirilen MEB, 6 Ağustos’ta okulların açılacağını açıkladı ancak veliler ve eğitimcilerin önlemlere ilişkin soruları yanıtsız kaldı.


EĞİTİMCİLER ENDİŞELİ

Öğretmenlere haftada 2 kez PCR testini zorunlu kılan MEB, tüm önlemlerin alındığını savunsa da, eğitimciler de veliler de öğrenciler de tedirgin. Sınıf mevcudu 40’ın üstünde olan bir Anadolu Lisesi öğretmeni, “2021-2022 eğitim öğretim yılına girerken hâlâ Milli Eğitim Bakanlığı’ndan pandemi sürecinde okulların işleyişi ile ilgili yeterli açıklamalar gelmezken alındığını söylediği önlemlerin de ne derece yeterli olduğu akıllarda soru işareti oluşturuyor” dedi.
Bakanlığın tam gün eğitim yapan okullarda sınıfların ikiye bölünerek ikili eğitime dönüştürülebileceğini açıkladığını hatırlatan öğretmen, şunları dile getirdi: “Halihazırda 40 kişilik sınıflarda ikili eğitim yapan okullar için hiçbir açıklama yapılmadı. 14-18 yaş grubunun eğitim aldığı liselerde 40 kişilik sınıfların gerek fiziksel gerek yeterli öğretmen sayısının olmaması sebebiyle bölünmesinin imkânsız olduğu aşikâr. Diğer yandan covid-19 risk grubuna dahil olan bu öğrencilerin kaçının aşılı olduğu kaçının olmadığı ne öğretmenler ne de veliler tarafından bilinmiyor. Sadece maske, dezenfektan gibi koruyucularla, sosyal mesafenin imkânsız olduğu kapalı ortamlarda ders işlemeye mahkûm bırakılan öğrenci ve öğretmenler yeni döneme başlarken büyük kaygı ve endişe duyuyor.”

OKUL SAYILARI ARTIRILSIN

Pandeminin en başından beri eğitim-öğretim adına hiçbir somut önlem alınmadığını vurgulayan öğretmen, “Anlık kararlarla plansız bir şekilde süreç işletilmeye çalışıldı. Yüz yüze eğitimin önemini her defasında vurgulayan biz eğitimciler okulların bir daha kapatılmaması için artık gerçekçi adımlar atılmasını, okul sayılarının artırılarak ve öğretmen atamaları yapılarak az mevcutlu sınıflarda riski en aza indirerek eğitim öğretimin devam etmesini istiyoruz” diye konuştu.

HEPİMİZ YIPRANDIK

Lise öğrencisi Nurgül Ece ise Covid-19 salgınından en çok öğrencilerin etkilendiğini söyledi. Turizm sektörleri, tatil yerleri, AVM’ler açıkken okulların kaderine bırakıldığına dikkat çeken Ece, şu ifadeleri kullandı: “İktidarın, özel okul zincirleri olan yandaşlara karşı yaptığı torpil ve parası olup okuma olanakları olan öğrencilere yaptığı torpiller, devletin eşitsizliğini bir kere daha ön plana çıkardı. Öğrenciler olarak sizden artık çok iyi bir eğitimde değil, biz talebeler olarak sadece normal düzeyde bir eğitim görmek istiyoruz. Birçok gencin psikolojisinin bozulduğu, birçoğunun yıprandığı dönemdeyiz. Biz artık devletten bahaneler değil, normal düzeyde eğitim istiyoruz.