Ne yapsa kitlelerin rızasını alamayan Saray ittifakı, dar bir tabana sıkıştı. ‘Milli İrade’ söylemi adeta unutuldu. Gerici azınlığın talepleri bir bir karşılansa da yetmeyecek. Saray’dan daha fazlası istenecek.

‘Milli İrade’den dini iradeye doğru

Mehmet Emin Kurnaz

Saray ittifakı milliyetçi, muhafazakâr tabana sıkıştı. Ne mega projeler ne reform çıkışı ne de kürsülerden anlatılan masallar milyonların rızasını almaya yetiyor. Kitle desteğini kaybeden iktidar artık elde kalanı konsolide etme çabasında. Taban eridikçe ibreyi içerideki örgütlü kesimlere çeviren Saray, bu çevrenin bitmeyen gerici taleplerini karşılıyor. Ülke giderek karanlığa sürükleniyor, Cumhuriyet değerleriyle hesaplaşma hız kesmiyor.

Tepkiler yükseldiğinde zaman zaman geri vites yapılsa da nabız yoklamaktan vazgeçmiyorlar. Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla biraz daha belirginleşen bu yönelim, son iki haftada iyice gün yüzüne çıktı. Kayyum rektörü protesto eden Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri adeta şeriat referans alınarak suçlanıp yargılanırken yıllardır gericilerin hedefinde olan İstanbul Sözleşmesi de bir gecede Cumhurbaşkanı kararıyla iptal edildi.

ÇOĞUNLUĞUN RIZASI ÖNCELİKLERİ DEĞİL

Sözleşmenin iptal edilmesinden cesaret alan gericiler bununla da yetinmedi. İktidara yakınlığıyla bilinen Akit gazetesi dünkü sürmanşet haberinde hilafet çağrısı yaparak, “Meclis isterse hilafeti ihya edebilir” dedi. Milyonları vuran yoksulluk, artan geçim sıkıntısı pandemiyle birlikte ülkenin en önemli gündem maddesi. AKP-MHP ortaklığının ise ne krizlere karşı çözümü ne de kitleleri ikna edecek bir argümanı var. Reform ve yeni Anayasa tartışmaları da toplumda en ufak heyecan uyandırmadı. Yönetememe krizi arttıkça baskılar da artıyor. ‘Milli İrade’ söylemini uzun süredir kullanmayan iktidar, çoğunluğu ikna etme önceliğini de bırakmış görünüyor.

HEP DAHA FAZLASINI İSTEYECEKLER

Kamuoyu yoklamalarında AKP tabanının neredeyse yarısı, İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olmadığını söylüyor. Toplumun büyük bölümü sözleşmeden yana tutum alırken Saray ittifakı rejimi besleyecek unsurlara yöneliyor. Bunun için de daha dar kesim olan örgütlü milliyetçi muhafazakâr gruplar ne talep ederse yapılıyor. Bundan cesaret alan kesimler ise hep daha fazlasını istiyor. Artık açıktan hilafet çağrıları yapılıyor.

***

Ayasofya İmamı’nın sert çıkışları

Son dönem sert çıkışlarıyla dikkat çeken Ayasofya İmamı Mehmet Boynukalın siyasette bir başka tartışma konusu. Boynukalın, Anayasa’dan laikliğin çıkarılmasını istedi, kadınları hedef aldı, siyasetçilere ayar verdi. Dövizin sert yükselişine de kayıtsız kalmayan Boynukalın, yurttaşları sabırlı olmaya çağırdı.

Ayasofya İmamı Boynukalın'ın çıkışları akıllara şu soruları getiriyor:

1- Boynukalın hemen her meselede konuşmak için kendine bir misyon mu biçiyor yoksa Saray çevresinde belli bir kesimin sözcülüğünü mü yapıyor?

2- AKP Milletvekili Özlem Zengin ile yaşadığı 8 Mart polemiği parti içinde tartışma yarattı. Diyanet İşleri Başkanı’nın da bu çıkışlarından rahatsız olup olmadığı tartışılıyor.

3- Pek çok tarikatın bir cami etrafında örgütlendiği biliniyor. Ayasofya'nın sembolik öneminin dışında bir tarikat örgütlenmesinin merkezi haline gelip gelmediği de merak konusu.