Takım kurma, takımı meydana getiren bileşenlerin aynı kimlik ve amaç etrafında oluşması ve bu kimliği geliştirecek olan hedefleri oluşmasını sağlayacak bütünlük içermektedir. Burada sözünü ettiğimiz kavram “kolektif bilinç’tir, bireylerin çıkarları üzerindedir. Çoğul bir yapının sürdürülebilir başarısı bu yolla sağlanır.

Teknik yapı ise takımın misyonuna, vizyonuna ve belliğine uygun oyun taktik stratejilerini belirleyerek, buna uygun oyuncu profillerinin oluşumunu ve seçilmesini sağlar.

Başarı için en basit ölçekli; teknik heyet ve futbolcuların kendi koşulları içerisinde değerlendirileceği gibi hiyerarşik yapıda da uyumun ve iç ve dış beklentileri karşılayacak bilgiye, sistematik bütünlüğe sahip olması gerekir.
Değişimlere açık olmakla beraber, bütünlüğe hiçbir şekilde zarar vermeyecek yönetim mekanizmasının devrede olması gerekir.
Her teknik direktörün kendine ait prensipleri vardır. Ama her futbol kurumunun da kendine ait prensipleri vardır. Mühim olan bunları birbiriyle dengeleyecek donanımda bir teknik direktörü bulmaktır.

Teknik direktörün mesleki donanımlarının kurumun hedef ve beklentilerini karşılayacak düzeyde olması başarıyı sürdürmek açısından önemlidir. Çünkü oyuncu seçime de buna paralel olarak çalışır.

Bu sağlanırsa karşılıklı beklentilerin ne olacağı anlaşılmış olur.

Takımın ruhu

“Takımın aklı, takımın bireylerinin aklının toplamından fazladır”

(Çin Atasözü)

Takım ruhunun en anlaşılır izahı; ortak bir amaç etrafında birleşmektir. Bireysel yeteneklerinin ortak bir anlayış içinde birleştirerek ana hedefe ulaşmaktır. Bu birleşimin paydaşlarının farklılıkları eğer süreç doğru hareket ederse zenginlik olarak takıma yansır.

Saha içindeki oyunun bir oyun felsefesi etrafında bütünlük sağlaması bu birlikteliğin temelini oluşturur. Karşılıklı güven ve iş birliği bütünlüğün belirgin özelliğidir.

Futbol ‘küresel’ bir oyundur.

Kendi kurgusu içindeki kültürel kodlarının tamamı ‘etik’ ve ‘bilimsel’ dayanaklar içinde varlığını, gelişiminin sürmesini sağlar.

Ve bir ‘entelektüel’ kurgudur.

Futbol hiyerarşik bir kurguya sahiptir.

Futboldaki her alan sorumluluk taşır. Paydaşların senkronize olması iletişim becerisi ve organizasyon bütünlüğüne bağlıdır. Buradaki esas tamamlayıcı unsur, bu hiyerarşik kurgu içinde herkesin kendi görev tanımlarına sadık kalmalarıdır. Bu sadakat, aynı zamanda kendi alanında sorumluluk ve risk alarak bir değer yaratma unsurunu da içerisinde taşır ki futbol başarıya endeksli bir oyun ise bu kaçınılmaz olarak olması gerekendir.

Bu kadar geniş bir kurguya sahip olan futbolu anlamak ve ne için oynandığını bilmek için kendi içindeki tüm olguları bilmek gerekir.

Saha içinde oynarken yorum yapabilmek, saha kenarında yönetirken yorum yapabilmek ancak ve ancak bilgiye dayalı donanım sayesinde olur.

Başarılı olmak zaman zaman tesadüflere bağlı olsa da bunu sürdürebilir kılmak, o süreç içinde kalabilmek ve aynı konum üzerinden gelişime ayak uydurmak hiçbir şekilde tesadüflere dayalı olmaz.

Antrenörün kodları

Spor eğitimcisi olan antrenörler, kişinin yeteneklerini senkronize bir şekilde grup içinde uyumunu sağlayarak yetenekleri açığa çıkaran ve amaç doğrultusunda harekete geçiren kişidir.

Total olarak sisteme dayalı performans gelişimini sağlayandır. Bu çalıştıracağı takımın kurumsal ‘kültür’ kodlarına da entegre olabilecek dinamiğe sahip olması gerekir.

Antrenör aynı zamanda bir eğitimcidir; bildiklerini doğru metotlarla anlatma becerisine sahip olma zorunluluğu vardır. Neyi, niçin yaptırdığının bir izah ve öğretim şekli olmak zorundadır.

“Antrenörler, sporcuların performanslarını ve potansiyellerini doruğa taşıyan, onların fiziksel, sosyal, duygusal ve zihinsel kapasitelerinin gerçekleşmesine yardımcı olan ve karşılaşmalara hazırlayan kişidir. Diğer bir tanımlamayla antrenör; sporcuların fiziksel-fizyolojik, zihinsel, duygusal ve sosyal kapasitelerini amaçlı davranışlarla geliştirilmesine yardımcı olan ve bunun için antrenmanın bilimsel amaçlarını yerine getiren, özel eğitim-öğretim almış kişidir. Antrenörlük aynı zamanda karşılıklı etkileşim ve iletişimle diğerlerini etkileme ve yönlendirmeye dayalı bir liderlik sanatıdır.” (Yrd. Doç. Dr. Ayşe Türksoy; Futbolda Liderlik ve Antrenörlük)

Donanımlarını kullanarak paydaşlarını ikna etme zorunluluğu vardır. İletişim becerilerinde süreklilik sağlamak zorundadır. Kesintiye uğramadan devam eden iletişim amaca yönelik davranış değişkenliklerini sağlamada en aktif anahtardır.

Antrenör bir yönetici değil liderdir.

Vizyon sağlamakta ve bu vizyona ulaşacak hedefleri saptayarak uygulamaya koymalıdır. Uygulamadaki değişkenlikleri doğru zamanda tespit ederek bunun sağlanması için gerekli bilgiyi ve iradeyi ortaya koyması gerekir.

Ve çok iyi bir coaching (Antrenörlük) yeteneğini olmalı, anlık sorunları çözmede ve doğru hamleyi tereddüt etmeden yapma kararlığına sahip olmalıdır. Hedeflere ulaşmadaki en önemli hamleler özellikle futbolda anlık ortaya çıkan sorunlara gösterilen müdahale ve çözüm iradesidir.
Donanımları, söz konusu süreçlerin tamamına müdahale edecek düzeyde olmalıdır.

Futbolcunun kodları

Uygulamadaki ana figürdür futbolcu.

Futbolcunun antrenörden ayrı bir rol modeli olma özelliği antrenörlere göre daha büyük bir kesime hitap etmektedir.

Antrenörün eleştirel algılanması fazlasıyla ‘bilgi’ ile gerçekleşir. Futbolcuya bakış ise, duygusallık ve beklentilerin büyüklüğü ile oluşan ve bilgiye gerek duyulmayan bir bakış açısı ile algılanır. Ama antrenörün bilgisine ihtiyacı vardır.

Taraftarların mutluluktan aldıkları payın büyüklüğü, taraftarın tutkusuyla beraber, futbolcunun ayakların bağlıdır. İyi oynamak, gol atmak, gol yedirmemek, galip gelmek, şampiyon olmak, bunların uygulayıcısı olan futbolcuların sorumlulukları ve misyonları başarıyla beraber çok büyüktür.

En önemlisi futbolcuların ne olduğunun ve kimlere hitap ettiği ile ondan beklentilerin ne kadar büyük olduğunun farkında olma zorunluluğudur.

Bir ülke takımının parçası olduğunu ve ‘kurumsal’ anlayış içindeki görevlerinin bilinci ile yeteneklerini sahaya sunması sayesinde yakalayacağı istikrar ve başarı aynı zamanda takımının başarısının sürdürebilir kılar…

‘Futbolun Kültür Kodları’ kitabımdan yaptığım alıntılar üzerinden Stefan Kuntz’u, futbolcuları, sistematik kurguyu, oyun bütünlüğünü, bu bütünlüğe uygun oyuncu seçimini, sistematik kurgu içinden oyuncudan en üst düzeyde verim alabilmeyi ve geçiş oyunundaki bölgesel taktik dizilişlerini düşünerek, sadece Portekiz ve İtalya maçlarını baz alarak bir değerlendirme yaptığınızda sanırım daha detaylı bir kanıya ulaşmış olacaksınız.