Milli Takım kâğıt üzerinde iyi bir kura çekti ama dikkatli olunmazsa bu rakipler can yakabilir

Milli Takım'ın grubu düşünüldüğü kadar kolay değil: Ayaklar yere basmalı

EREN TUTEL

EURO 2020’de grup kuraları önceki gün çekildi. Elemelerde çok iyi bir performans sergileyen Türkiye, A Grubu’nda; İtalya, İsviçre ve Galler ile mücadele edecek. Kırmızı-beyazlıların özellikle bir hayli güçlü ekiplerin olduğu ikinci torbadan İsviçre’yi çekmesi önemli bir şans; ancak en ufak bir konsantrasyon kaybında bu şans tam tersine dönebilir. Güç dengelerinin (İtalya dışında) yakın olduğu A Grubu’na biraz daha yakından göz atalım:

İTALYA İSTİM ÜSTÜNDE

Grubun mutlak favorisi su götürmez bir şekilde İtalya. 2018 Dünya Kupası’nı kaçırdıktan sonra, teknik direktörlük koltuğuna Roberto Mancini’yi getiren ve kadronun çekirdeğini gençleştiren Gök Mavililer, elemelerde J Grubu’nda fırtına gibi esti. Oynadığı 10 maçı da kazanan İtalya, 37 gol atıp kalesinde yalnızca 4 gol gördü. Grup dişlerine göreydi, onlara rakip olabilecek düzeyde bir ekip yoktu; ama takımın gösterdiği istek, ciddiyet, EURO 2020’ye ne kadar odaklandıklarının kanıtı. Turnuvanın açılış maçını deplasmanda böylesine hazır bir İtalya’ya karşı oynamak Türkiye için pek güzel bir haber değil; ancak en kötü senaryo gerçekleşse bile takım, bu sonucun etkisiyle geride kalan iki maça motivasyonu çok daha yüksek bir şekilde çıkacak. Bölüm sonu canavarıyla oyunun başında karşılaşmak pek de kötü olmayabilir. Hem Milli Takım’ın elemelerde son dünya şampiyonu Fransa karşısındaki performanslarını düşünürsek puan için umutlar hiç de az değil.

İSTİKRAR ABİDESİ İSVİÇRE

Grubun orta direği İsviçre’ye geldiğimizde ise önemli bir istikrar görüyoruz. 1994’ten bu yana düzenlenen düzenlenen 14 büyük turnuvanın 10’una katılma başarısını gösterdiler (Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası). Yani ülke futbolunda hasretini çektiğimiz en önemli şeye fazlasıyla sahipler. Ancak katıldıkları bu turnuvalarda ne kadar sansasyon yaratabildiler, orası tartışılır. Son 16’dan öteyi görememeleri orta direkliğin getirdiği bir dezavantaj olsa gerek. Kadrolarının her zaman bir standardı var ve EURO 2020 öncesinde de bu standardı koruyorlar. Bu şartlarda yakalanan jenerasyonları ve form grafiğini düşünürsek, Türkiye’nin İsviçre karşısında bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz ama bir parantez açmakta fayda var: Milli Takım, elemelerde Fransa ve İzlanda dışında Avrupa’nın yüksek profilli takımlarıyla mücadele etmedi. Bunlardan Fransa karşısında kusursuza yakın maçlar oynayıp son dünya şampiyonundan dört puan aldık ve bunu savunma hattımızın müthiş performansıyla rakibi bozarak yaptık. Tam tersi senaryonun gerçekleştiği İzlanda maçlarında ise (yani rakibin bizi bozduğu durumda) aynı verimliliği gösteremedik ve Kuzey Avrupa temsilcisine karşı bir puan alabildik.

Özetle, İsviçre bize karşı hücumu değil, beklemeyi tercih ettiğinde belli başlı problemler yaşayabiliriz. Evet harika bir savunma hattımız var. Fransa maçlarında bunu en iyi şekilde test edip onayladık. Ancak hücum hattımız henüz en üst seviyede test edilmedi ve büyük turnuvalarda bu problem yaratabilir, yani kura çekildiğindeki ‘kolay’ algısı özellikle İsviçre maçında, pahalıya mal olabilir. Bu yüzden takımın ayaklarının yere sağlam basmasında fayda var ve burada Şenol Güneş’e büyük iş düşüyor.

GALLER KOLAY LOKMA DEĞİL

Sıradaki ve son durağımız, gruba son torbadan dahil olan Galler. 2016’da 58 yıllık büyük turnuva hasretine son vererek EURO 2016’ya katılma başarısı gösteren Galler bu turnuvada yarı finale çıkarak büyük bir sürprize imza atmıştı. O tarihten itibaren değişen pek fazla bir şey yok. Takımın başına Chris Coleman’ın yerine büyük efsane Ryan Giggs geldi. Liderleri hâlâ Gareth Bale ve Aaron Ramsey. Oyun planları da beklemek ve kontra atak üzerine kurulu. Yukarıda belirttiğimiz gibi hücumumuz bu maçta da bir hayli sınanacak. İzlanda’yla benzer bir futbol anlayışına sahip olan Galler’in Bakü’de oynanacak maçta bize zorluk çıkarması muhtemel.