AYCAN KARADAĞ İzmirliler, Konak’ta yıllardır tartışmalara neden olan ve Basmane Çukuru olarak bilinen boş arazinin KültürPark’a dahil olmasını istiyor. İzmir Mimarlar Odası Başkanı Halil İbrahim Alpaslan, “Şüphesiz alanın yakın çevresinin kentsel altyapısı göz önünde bulundurularak yoğun yapılaşmadan kaçınılması gerekir. Hatta buranın asgari yapılaşmayla hemen yanındaki Kültürpark alanına dâhil edilmesi en sağlıklı çözüm olur” dedi. Basmane […]

Mimarlar Odası Başkanı Halil İbrahim Alpaslan: Basmane Çukuru, KültürPark’a dahil edilmeli
AYCAN KARADAĞ

İzmirliler, Konak’ta yıllardır tartışmalara neden olan ve Basmane Çukuru olarak bilinen boş arazinin KültürPark’a dahil olmasını istiyor. İzmir Mimarlar Odası Başkanı Halil İbrahim Alpaslan, “Şüphesiz alanın yakın çevresinin kentsel altyapısı göz önünde bulundurularak yoğun yapılaşmadan kaçınılması gerekir. Hatta buranın asgari yapılaşmayla hemen yanındaki Kültürpark alanına dâhil edilmesi en sağlıklı çözüm olur” dedi.

Basmane Çukuru son olarak araziye gökdelen dikmek isteyen Folkart Yapı adlı şirketin elindeydi; ancak 30 aylık projeye başlama süresi geciktirildiği için arazi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna’na (TMSF) teslim edilmişti. 

 ‘Folkart kamuya ait birçok alanı ele geçirdi’

Basmane Çukuru’nda son durum hakkında bilgi veren Alpaslan, “Takip edebildiğimiz kadarı ile mülkiyet konusunda TMSF ile arsanın daha önceki hissedarları arasında görüşmeler devam ediyor. Hukuki açıdan süre giden birden çok dava var. Mimarlar Odası olarak bizim de buradaki sorunlu yapılaşma kararlarına dair açmış olduğumuz dava devam etmekte” dedi. Söz konusu şirketin çekilmesinin yorumlaması yerine bu şirketin orada ne aradığını tartışmanın daha yararlı olacağını söyleyen Alpaslan sözlerine şöyle devam etti: “İzmir’de, çoğu kamuya ait birçok alanı ele geçirerek, hukuki olarak oldukça tartışmalı yöntemlerle ayrıcalıklı imar şartları sağlayan birçok sorunlu projenin müellifi bir şirketin bu alanda ne aradığını sorgulamak lazım” şeklinde konuştu.

Basmane Çukuru tekrar kamulaştırılmalı

Alpaslan Basmane Çukuru’nun kamunun elinden alınmış bir alan olduğunun unutulmaması gerektiğini hatırlatarak “Alanın kamuya geri dönmesi önceliğimizdir. Bu konuda bazen belediyeden devralan şirket veya hissedarları gibi süreç içerisindeki aktörler reaksiyon gösterebiliyorlar. Ancak biz kimsenin hakkının yenmesini savunmuyoruz. Kimin ne hakkı varsa belirlenip hukuk ve kamu yararı ilkeleri ön planda tutularak bu alan tekrar kamulaştırılmalıdır diyoruz” dedi. Mülkiyet durumu çözüldükten sonra burada ne gibi işlevlerin veya yapılaşmanın olabileceğinin konuşulup tartışılması gerektiğini vurtgulayan Alpaslan “Şüphesiz alanın yakın çevresinin kentsel altyapısı göz önünde bulundurularak yoğun yapılaşmadan kaçınılması gerekir. Hatta buranın asgari yapılaşmayla hemen yanındaki Kültürpark alanına dâhil edilmesi en sağlıklı çözüm olur diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“KABUL EDİLEBİLECEK BİR YAKLAŞIM DEĞİL”

Alpaslan sözlerine şöyle devam etti: “Bu ölçekteki projelerin özel sektör yatırımı olsa dahi kentlilerin onayını almadan inşa edilmemesi gerekir. Bilinen bir süreçtir, Avrupa’da en ufak bir yapılaşma kararında bu yapılaşmanın çevresinde yol açabileceği olumsuz etkilerin tartışılması, bu etkilerin minimize edilmesi veya tazmin edilmesi gerekir. Bir gün kalktığınızda hemen karşınızda güneşinizi, rüzgârınızı kesen ya da belki tam tersi yüksek süratli hava hareketlerine neden olan bir yapı bitebiliyor.”

“BÜYÜKŞEHİR’E HAKİM OLAN ANLAYIŞ UMUT VERİCİ”

Alpaslan sözlerine şu şekilde sonlandırdı: “Bugün geldiğimiz noktada özellikle son yerel seçimle birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne hakim olan anlayış doğrusu umut verici. Kültürpark ve Elektrik Fabrikası konularında çok doğru adımlar atılmaya başlandı. Dolayısıyla oldukça uzun bir geçmişi olan bu sorunun da Belediye’nin öncülüğünde kamu ve kent yararına olacak biçimde çözüleceğine dair umudumuz arttı. Ancak tabi ki konunun ekonomik boyutunu da gözden kaçırmamak gerekiyor. Bu bağlamda Belediye’nin ve arsa üzerinde hak sahibi olan diğer aktörlerin masaya oturup tüm tarafların haklarını koruyan bir uzlaşmaya varmalarını umut ediyoruz.”