Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Gezi Davası'nda verilen hapis cezalarına karşı 'Adalet Nöbeti' başlattıklarını duyurdu. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş, "Bugün vicdan zorbalığa karşı direnecek. Direnişimiz başlıyor" dedi. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise "Gezi’de yargılanması gereken birileri varsa gece yarısı çadırları ateşe verenlerdir, ‘emri ben verdim’ diyenlerdir" ifadelerini kullandı.

Mimarlar Odası Gezi Davası'nda verilen cezalara tepki olarak 'Adalet Nöbeti' başlattı

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) önünde yaptığı basın açıklamasında İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin iş insanı Osman Kavala ve yazar Mücella Yapıcı'nın da aralarında bulunduğu sanıklara dün verilen cezalara tepki olarak 'Adalet Nöbeti' başlattıklarını duyurdu.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Onlar, bu ülkenin gururu, umudu ve geleceği olan Gezi’nin ve Taksim Gezi Parkı’nın hepimiz gibi savunucusu oldular. Dün, zorbalar bir karar verdi. Bugün vicdan zorbalığa karşı direnecek. Direnişimiz başlıyor” dedi.

Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Saray yargısı bir kez daha hukuku katletti. Gezi davasının karar duruşmasında Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu üyesi Yüksek Mimar Mücella Yapıcı, avukat Can Atalay, Şehir Plancıları Odası önceki dönem Başkanı Tayfun Karaman hakkında 18’er yıl hapis cezası verilerek arkadaşlarımız tutuklanmıştır. Kendisini hukuka bağlı görmeyen iki saray memuru tarafından verilen bu kararları, asla kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımız, Gezi Parkında imar planlarına ve yargı kararlarına aykırı olarak başlatılan inşaat çalışmalarına meslek odalarının temsilcileri olarak karşı çıkmışlardır. Anayasal haklarını kullanarak iktidarı yargı kararlarına Anayasa ve yasalara uygun davranmaya davet ettikleri için hukuka aykırı delillerle, kurmaca iddianamelerle ve yargılama yapılmayan davalarla bu insanları mahkum edemezsiniz. Dava dosyası içerisinde dinleme kayıtlarından başka delil bulunmadığı, yasak delil mahiyetinde bulunan kayıtların hükme esas olamayacağı ve başkaca hiçbir somut kanıtın bulunmadığı, karşı oy gerekçesinde belirtildiği gibi ceza kararı haksız olduğu kadar hukuk devleti ilkesine ve yargı bağımsızlığına ağır bir darbedir. Halkın vicdanında da hukuk dünyasında da geçerliliği yoktur.

'ARKADAŞLARIMIZ SERBEST KALINCAYA KADAR ADALET NÖBETİNCE OLACAĞIZ'

Gezi’nin yarattığı umudu, saraydan talimatlı ve hukuksuz yargı kararlarıyla yok edemeyeceksiniz. Gezi’nin bütün değerlerini ve arkadaşlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Bizler inanıyoruz ki bu ülkeye bir gün demokrasi gelecekse gücünü, gezinin eşitlikçi, özgürlükçü ve barışçıl birlikteliğinden alacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle arkadaşlarımız serbest kalıncaya kadar adalet nöbetinde olacağımızı siz değerli kamuoyumuzla paylaşıyoruz.”

'BUGÜN VİCDAN ZORBALIĞA KARŞI DİRENECEK'

Okunan basın açıklamasının ardından konuşan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi:

“Kaçaksaray’ın yargısıyla kamu alanlarında kamusal mücadeleye karşı sallanmış önemli bir parmaktı bu. Hepimize, muhalefete… Bizi susturmaya yönelikti. Arkadaşlarımızın yalnız olmadığını biliyoruz. Onlar, hukuksuz bir iş yapmadılar. Çalmadılar, çırpmadılar, emsal artışı vermediler, Atatürk Orman Çiftliği’nde Kaçaksaray’ı yapmadılar, Kaz Dağları’nda maden ocaklarında işletmelerin sahibi olmadılar. Onlar, bu ülkenin gurur, umudu ve geleceği olan Gezi’nin ve Taksim Gezi Parkı’nın hepimiz gibi savunucusu oldular. Dün, zorbalar bir karar verdi. Bugün vicdan zorbalığa karşı direnecek. Direnişimiz başlıyor.”

“SİYASETEN YÜZLEŞEMEDİĞİ GEZİ GERÇEĞİNDEN KAÇMAK İÇİN BİR HUKUK SKANDALINA İMZA ATTI”

Candan’ın ardından TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz, şu açıklamayı yaptı:

“Dün akşam, TMMOB Yönetim Kurulu olarak Gezi davası sürecine ilişkin görüşlerimizi sizlerle paylaşmıştık. 2014 yılından beri bir adalet utancına, bir hukuk skandalına şahitlik ediyoruz. Demokratik bir halk direnişinin bir parçası oldukları için, tümüyle barışçıl eylemlere katıldıkları için arkadaşlarımız defalarca yargılandı, defalarca beraat etti ama siyasi iktidar, siyaseten yüzleşemediği Gezi gerçeğinden kaçmak için bir hukuk skandalına, bir hukuk karikatürüne imza attı.

“GEZİ BU ÜLKENİN BAŞINA GELMİŞ EN GÜZEL ŞEYDİR”

Aynı suçtan, birden fazla yargılama yapılamayacağı, en temel, en evrensel hukuk kuralıdır. Arkadaşlarımız, Fetullahçı bir savcının hazırladığı bir iddianameyle, şu anda Fetullah davasından dolayı içeride bulunan emniyet mensuplarının hazırladığı düzmece delillerle defalarca yargılandılar, defalarca beraat ettiler. Her seferinde kendilerini yeniden mahkemenin karşısında buldular. Buradan bir kez daha haykırıyoruz. Gezi bu ülkenin başına gelmiş en güzel şeydir. Gezi, bu ülkenin onurlu geçmişidir, umutlu geleceğidir. Biz, Gezi’de kaybettiğimiz gencecik fidanlarımıza sahip çıkacağız. Gezi’de yargılanması gereken birileri varsa, TMMOB’nin yöneticileri değildir. Gezi’de yargılanması gereken birileri varsa gece yarısı çadırları ateşe verenlerdir, ‘emri ben verdim’ diyenlerdir, gaz bombalarıyla, plastik mermilerle binlerce insanın gözlerini kör edenler, yaralayanlardır.

“HER YER GEZİ OLACAK. HER YER DİRENİŞ OLACAK”

Bilsinler ki TMMOB yılmaz, TMMOB’nin yöneticilerini susturamazsınız. Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız. Dayanışmamızı sürdüreceğiz. Türkiye’nin her tarafını nasıl geçmişte Gezi yaptıysa, bundan sonra da yapacağız. Her yer Gezi olacak. Her yer direniş olacak.”