Google Play Store
App Store

Mimar ve şehir plancıları AKM’nin yıkılacağını, pazartesi günü yeni projeyi açıklayacağını söyleyen Erdoğan’a tepkili: Cumhuriyet’in kültürel ve mimari mirasına yönelik hasmane tutum sürüyor. AKM yasal koruma altında, yıkılması suçtur

Mimarlar ve şehir plancıları AKM'nin yıkım kararına tepkili: Cumhuriyet’in kültürel mirasına bir saldırıdır

RABİA YILMAZ rabiayilmaz@birgun.net @rabiaylmaz

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhuriyet mimarisinin en önemli örneklerinden Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yerine yapılacak projenin tanıtımını 6 Kasım Pazartesi günü yapacağını açıkladı. Turizm Şurası’nda konuşan Erdoğan, dokuz yıldır kullanılamayan AKM’ye ilişkin “AKM’nin olduğu yeri yıkıyoruz ve oraya daha büyüğünü, çok çok farklı, çok çok modern bir mimariyle yapacağız. İnşallah Pazartesi günü lansmanını yapacağım, 2019’un sonuna kadar opera binasını İstanbul’umuza kazandırmış olacağız. İnşallah 2019 seçiminden önceye yetiştireceğiz” ifadelerini kullandı.

Anayasal güvence altında yıkılamaz
BirGün’e konuşan mimarlar ve şehir plancıları ise AKM’nin yasal güvence altında olduğunu ve yıkılmasının mümkün olmadığını belirtti. “Cumhuriyet’in kültürel ve mimari mirasına yönelik hasmane bir tutum artarak devam ediyor” diyen Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, “İstanbul’a ihanet ettik’ deyip ardından AKM’nin yıkılacağının ilan edilmesi bu konularda samimiyetsizliği açıkça ortaya koyuyor. AKM, hukuken yıkılamaz. Birinci sınıf anıtsal yapı Koruma Kurulu kararları, yargı kararları, 2860 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası ile Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmelerle güvence altındadır” dedi.

AKM’nin restorasyon projesinin onaylandığını ve uygulama başlatılmışken hiçbir gerekçe gösterilmeden çalışmaların durdurulduğunu belirten Muhcu, projenin ve yıkım kararının hukuksuz olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Pazartesi Sütlüce’de Kültür Bakanlığı tarafından bu yıkım projesinin tanıtımının organize edilmesi baştan başa hukuken sorunludur. Kültür Bakanlığı’na kültür varlıklarının korunması yaşatılması ve geleceğe taşınması ile ilgili görev ve sorumluluk verilmiştir. Kurtulmuş bir yıkım sürecini sürdürmek değil, AKM’nin ve kültür varlıklarını korumakla yükümlüdür. Buna karşın görevini açıkça ihlal etmek suretiyle açıkça suç işlemektedir. Yapılan işin hukuken suç olduğu, korumayla ilgili yasal ve anayasal mevzuatın yerle bir edildiğini ve bunun açık bir suç olduğunu bildiklerinden dolayı karar ve proje üretim sürecini gizlemişlerdir.”

Kent kimliği yok ediliyor
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman ise “Burası bir tarafıyla bir kültür merkezi alanı ve 1950’lerden modernizmin simgesi Taksim Cumhuiyet Meydanı’na yüz veren yapılardan bir tanesi. Özellikle kentlere kimlik ve yüz veren böyle yapıların korunması ve bu yapılarla birlikte kentin yeni vizyonlara açılması gerekirken, biz bunları ‘Kentin vizyonunu değiştiriyoruz’ adı altında yeniden yapmayı bir görev bilmiş durumdayız. Esasında önce kent kimliği açısından bunu sorgulamak gerekiyor. Çünkü burası kente kimlik veren önemli bir yapı” dedi.

Proje sürecine ilişkin meslek odaları ve kamuoyunun bilgilendirilmemesini de eleştiren Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böyle kent merkezinde, tüm Türkiye’nin gözü olan bir noktada Taksim Meydanı’nda böyle bir proje gerçekleştiriyorsunuz; bunun katılımcı yöntemlerle izlenmesi ve oldu bittiye getirilmemesi gerekir. Ki ne yazıkki burada oldubittiye getirilmiş bir süreç de var. ‘Biz böyle uygun gördük. Bu şekilde olacak’ demekle ne bir kent yönetilir ne de bu kente ilişkin proje geliştirilir. Bu yapı tescilli bir kültür varlığı ve buranın yıkımına ilişkin koruma kurulu kararlarının ve yeni projenin kültür varlıkları bölge koruma kurullarından geçmesi gerekiyor. Bu süreçlerde meslek odaları olarak bizler de sürece dahil olacağız ve bu projenin aklı selim bir şekilde restorasyon projesine dönmesi gerektiğpini altını çizeceğiz.”