Feminist gazeteci Alcántara, ‘Kadın hareketleri olarak, aydınlığız, güçlüyüz ve renkliyiz. Irkçılığın ve cinsiyetçiliğin baskıcı koşullarında bile tüm dünyadaki direnme kapasitemiz hayret vericidir. #NiUnaMenos /Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz’ diyor

Mirabal Kardeşler’in mücadele mirası: Bir kişi daha eksilmeyeceğiz

EKİN AKYAZ ekinakyaz@birgun.net

25 Kasım, kadın mücadelesinin simgeleşen günlerinden biri. ‘'Kelebekler' olarak adlandırılan ve Trujillo diktatörlüğüne karşı ayaklanan Mirabal Kardeşler’in katledilişinin üzerinden 58 yıl geçti. Bu tarih önce Latin Amerikalı feministler, ardından da Birleşmiş Milletler tarafından her gün artan kadın cinayetlerine farkındalık yaratmak ve mücadele etmek için önemli bir tarih olarak belirlendi. Dominik Cumhuriyeti’nden, feminist bir gazeteci olan aynı zamanda Kelebekler Vakfı’nın da gönüllüsü Amanda Alcántara ile konuştuk. Onların mirasının dünyanın her yerinde ulaşabildikleri sesin çokluğuna şaşırdığını, geçen sene Arjantin’e gittiğinde bir grup feminist kadının kendilerini “Las Mariposas” (Kelebekler) olarak adlandırdığı gördüğünde ne kadar gururlandığını ifade ediyor.

► Bize Dominik Cumhuriyeti’ndeki kadınların yaşam koşulları hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Dominik Cumhuriyeti, sömürgeciliğin mirasından müzdarip gelişmekte olan bir ülkedir, ancak dünya üzerindeki başka pek çok bir yer gibi, tüm farklı sınıflardan insanlar yaşasa da nüfusun büyük çoğunluğu yoksuldur. Dominik Cumhuriyeti’ndeki kadınlar diğer ülkelerdeki gibi ücret eşitsizliği sorununu yaşıyorlar ve hakları sürekli olarak sınırlandırılmaya çalışılıyor. Ayrıca Dominik Cumhuriyeti ve onun diasporası içinde ırkçılık nedeniyle Afro-Dominik kadınlara beyaz kültürü dayatılıyor. Ve bu kadınların öz saygılarının sınırlarına da değiyor. Bunun başlıca nedeni, ırkçılığın hem küresel bir sorun olması hem de baskının ve sömürgeci geçmişin doğrudan Dominik cumhuriyetindeki etkisi. Öte yandan ülkede genç kızların yaşadığı önemli bir problem de seks turizminin yaygınlaşması ve genç kadınların sömürülmesi

Eğitimleri oranında çalışamıyorlar
Genel olarak, ülkemizdeki kadınlar, erkeklere oranla daha yüksek oranlarda üniversiteye gitmelerine rağmen, kendilerini destekleyecek birçok imkân ve fırsattan yoksundur. 2017 yılında yapılan bir araştırma, ülkedeki üniversitelerde daha fazla sayıda kadın okuyor olmasına rağmen, kadınların yüzde 66.3 oranında ve erkeklerin ise yüzde 81.3 oranında çalıştığını göstermektedir. Son olarak, Dominik Cumhuriyeti’ndeki kadın algısı, feminist çabalara rağmen tıpkı tüm dünyadaki gibi değişmedi. Ülkede kadınlar çoğunlukla “iyi eşler” olma ve aile değerlerini sürdürme dayatmasından dolayı cinsiyetçiliğe maruz bırakılıyor.

► Mirabal Kardeşler’in tüm dünyaya ve Dominik Cumhuriyeti’ne bıraktığı miras nedir?
Dürüst olmak gerekirse, Mirabal Kardeşlerin ülkemizdeki mirasını kendilerine adanmış sembolleri bilmeden veya tanımadan ölçmek zordur. Bugün hala içerisinde yaşadığımız ve nefes aldığımız bir tarihin çok önemli bir parçası olduklarını biliyoruz. Onlara ithaf edilen anıtlar ve duvar resimlerini görebiliyoruz. Adlarıyla hala Dominik cumhuriyetindeki protestolarda hatta yerleşik kurumlarda da anılıyorlar.


Cinayetlerine öfke, mücadeleyi büyüttü
Mirabal kardeşler; Minerva, Patria ve María Teresa diktatör Rafael Leónidas Trujillo rejimine karşı ayaklandılar. Trujillo, rejimine karşı her ayaklanmayı hemen bastırmaya çalışırken, halk arasında gizli örgütler kurulmaya başlanmış.

Bunlardan birinde de Miraballer yer almıştı. Aileleri de tanınmış bir aileydi. Bu nedenle de hedef gösterildiklerine inanılır ama esas olarak onların inadı ve diktatörlüğe karşı verdikleri mücadeledeki azimleri ülkede büyük yankı uyandırdı. Suikastlarını takiben büyüyen öfke büyük bir mücadele dalgasına dönüştü. Onların mücadelesini takip edenler daha sonra yine diktatörlüğe karşı önemli bir sol mücadele olan Minerva’nın kocası Manolo Tavárez Justo tarafından yönetilen grubun bir parçası da oldular. Grup El Movimiento, 14 de Junio/ 14 Haziran Hareketi olarak biliniyordu, ancak Justolar öldürüldükleri esnada hareket o isme sahip değildi.

mirabal-kardesler-in-mucadele-mirasi-bir-kisi-daha-eksilmeyecegiz-534488-1.
‘Kanatların zaten var, tek yapman gereken uçmak’



‘Kelebekler’ her yerde
Bugün Minerva’nın kızı Minou Tavárez Mirabal hükümet partisini eleştirip yeni parti kurduğunda, kazanma ihtimali çok düşük görülmesine rağmen 2016 yılında Başkanlığa aday olabildi. Miraballer bugün, ülkede hala direniş sembolleri ve kadınların gücünün bir ifadesi olarak selamlanıyorlar. Okullarda genç kızlara, Mirabal kız kardeşler hakkında bilgi veriliyor. Ülkenin ötesinde de kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması için Uluslararası mücadele gününün simgesi haline geldi. Her zaman dünyanın her yerinde ulaşabildikleri sesin çokluğuna şaşırıyorum. Geçen sene Arjantin’de Buenos Aires’e gittim. Bir grup feminist kadının kendilerini “Las Mariposas” (Kelebekler) olarak adlandırdığı gördüm.


► Güncel olarak ülkenizdeki kadın mücadelesine dair neler söylemek istersiniz?
Şu anda Dominik Cumhuriyeti’ndeki feminist hareket, kadınlara ve kız çocuklarına karşı işlenen suçlardaki artışla karşı mücadele ediyor. Öte yandan kürtaj hakkı için mücadele de çok önemli bir diğer başlık. Geçtiğimiz yıl Emely Peguero’nun davası özellikle ulusal alanda göze çarptı. Emely, erkek arkadaşı tarafından 16 yaşındayken öldürüldü, annesi yerel bir politikacı olan Emely’nin davasında adalet mücadelesi öne çıktı ve yüz binlerce insanı protesto gösterinde buluşturdu. Bu mücadele aynı zamanda “La Marcha Verde” adı verilen yolsuzlukla mücadeleyle de paralelleşti.

Kürtaj her koşulda yasadışı
Dominik’de 2003 ile 2017 arasında, kadınlara yönelik 1.247 cinayet vakası rapor edildi. Sadece bu yıl, kadına yönelik şiddet konusunda 6,012 şikayet başvurusu yapıldı ve ayda ortalama 8 kadın öldürüldü. LGBTQ topluluğuna gelince, 2006 ile 2017 Haziran’ı arasında 38 trans kadın öldürüldü. Kürtaj hala en önemli mücadele alanıdır, çünkü ülkemizde her koşulda yasadışıdır. Feministler en azından şu üç asgari koşulda kürtajın gerçekleştirilebilmesi için mücadele ediyor; kadının hayatı tehlikede olduğunda, hamilelik tecavüz sonucu olduğunda ve fetal fizibilite kürtajı gerektirdiğinde.

***

mirabal-kardesler-in-mucadele-mirasi-bir-kisi-daha-eksilmeyecegiz-534489-1.
Amanda Alcántara

Aydınlığız, güçlüyüz, renkliyiz
► Bugün 25 Kasım, tüm bu koşullar altında kadınlar için daha iyi bir dünya nasıl geliştirilecek?
Maçoların ve patriyarkanın en karanlık yönlerinden biri, kadına yönelik şiddeti çevreleyen anlatılardan güç almalarıdır. Cinsel şiddet ve hatta kadınların öldürülmesi, bir zihniyetten güç alıyor. Bu zihniyet ‘kadınlar zayıftır’ diyor. Onlara göre zayıflığımız şiddette davet ediyor. Mücadelemiz zayıf olmadığımızı ve erkeklerin bakımından da sorumlu olmadığımızı yüzlerine vuruyor. Sadece, “erkekler kendilerine bakamaz”, “kadınlar zayıf” gibi mesajlar veren, katı cinsiyet normlarını değil, aynı zamanda sömürgeleştirmenin etkilerini de ortadan kaldıran bir toplum yeniden yapılandırılmalı ve inşa edilmeli. Şunu da vurgulayayım patriarkayı koruyan kurumlar dönüp vatanseverlik sembolü olarak tanıtmak için Las Hermanas Mirabal gibi kadınları selamlayamazlar, bu türden bir vatanseverliğin kendisi de sık sık maçoluğu yeniden üretir.

Kadın mücadelesinin son yıllarda dünya genelindeki durumu, son derece güçleniyor. #MeToo gibi hareketlerin dünya genelinde bu kadar destek alması da kazanabileceğimize olan inancımızı güçlendiriyor. Kadın hareketleri olarak, aydınlığız, güçlüyüz ve renkliyiz. Irkçılığın ve cinsiyetçiliğin baskıcı koşullarında bile tüm dünyadaki direnme kapasitemiz hayret vericidir. Son olarak, #NiUnaMenos /Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz