Mısır’daki idam kararlarının bölgeye yansımalarını değerlendiren İÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Gizem Bilgin, Müslüman Kardeşler’in yaratacağı boşluktan Selefilerin güçlenerek çıkacağını söylüyor

'Mısır’daki idamlar Selefileri güçlendirir'

CAN UĞUR @canugur1987

Mısır’da devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi başta olmak üzere 100’den fazla Müslüman Kardeşler üyesine yönelik idam kararının yankıları devam ediyor. İdam kararlarının sadece Mısır’ı değil bölgenin bütününü ilgilendirdiği yapılan yorumlar arasında. Uluslararası güvenlik ve Ortadoğu konularında çalışmaları bulunan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr Gizem Bilgin kararın olası yansımalarını BirGün’e değerlendirdi. Bilgin, Müslüman Kardeşler’in bölgedeki meşruiyetine dikkat çekerek ‘Kararın uygulamaya konulması noktasında büyük sıkıntılar ortaya çıkabilir’ yorumunda bulundu.

>> Geçen haftaki idam kararlarının yansımaları nasıl olur?
Bölgede hızla artan Sünni cihatçılığı artıracağı kesin. Mısır’da İhvan’ın (Müslüman Kardeşler) yaratacağı boşluk ve muhalefete dayatılan korku ortamı Selefi milisleri daha da güçlendirecektir. Üstelik Suudi Arabistan ve Körfez rejimleri de aynen bu yapıyı destekliyor yani devlet merkezli silahlı güçler askeri milislerle ortak hareket ediyor. Bu otoriter ülkelerin kullandığı bir araç, bunu Sisi de kullanacaktır. Suriye ve Irak’ta iç savaş ortamı devam ettiği müddetçe bölge zaten dengelenemez Yemen’de yaşananlar da bunun bir örneği.

>> Ortadoğu’da konuya ilişkin çok büyük tepkiler gelmedi?
Bu durum önceki soruda bahsettiğim dengesizlikle ilgili. Ortadoğu’da otoriter yönetimler bölgede hangi devlet güçlüyse o çizgiden çıkmamıştır. Uluslararası toplum ki; bu ifadeyle aslında devletleri kastediyorum, eğer kamuoyunu hareketlendiren bir insani kriz yoksa taşın altına elini sokmaz


***
‘Klasik ulusal güvenlik işlemez’


>> Karar Türkiye’yi nasıl etkiler?
İki sene öncesinde Rabia sloganlarını bırakmayan iktidar tabii ki sessiz. çünkü Başbakanımızın dışişleri bakanıyken yürüttüğü bölge siyaseti zaten suyunda yürüyor. Bu konuda geri durulması, Türkiye’nin seçim sürecinde olması nedeniyle son derece normal. Bu tarz dönemlerde dış politika konuları gündemin dışında kalır zaten. Ancak bölgedeki ortam doğrudan bizim için de geçerli. Ortadoğu ve Türkiye şu an klasik ulusal güvenliğin yönetemeyeceği kimlik temelli güvenlik kırılganlığından geçiyor.