Doğu Akdeniz’den çıkarılan Mısır gazını Ortadoğu ve Avrupa’ya taşımak amacıyla hayata geçirilen en büyük projelerden birisi Arap Gazı Boru Hattı’ydı (AGP). Proje, 2001’de Mısır ve Ürdün arasında Sina Yarımadası’ndaki El Arish’ten Ürdün’ün Akabe kentine bir boru hattıyla doğalgaz sağlamak için planlandı.

2003’te inşa edilen ve karadan geçen 1.200 kilometre uzunluğundaki hat Ariş’i Aşkelon’a bağlayan 100 kilometre uzunluğundaki deniz altı hattıyla İsrail’e kadar uzatıldı.

Ürdün’ün doğalgaz ihtiyacının yarısını karşılamaya başlayan hat daha sonra Suriye ve Lübnan’ı da kapsayacak şekilde uzatıldı. Akabe kentinden başlayarak başkent Amman üzerinden kuzey sınırındaki El Rehab’a oradan da Suriye’nin Jabber kentine uzanan hat Şam ve Humus’u geçerek Lübnan’ın kuzeyindeki Trablusşam (Tripoli) kentine ulaştırılacaktı.

Ancak bölgeyi kasıp kavuran Arap Baharı olayları nedeniyle Mısır gazını Ürdün, Suriye üzerinden Lübnan’a ulaştırmayı sağlayacak boru hattı oluşan yeni jeo-politik iklimde kesintiye uğradı. Pek çok şey gibi.

GAZ DİPLOMASİSİ

Ortadoğu’daki enerji denkleminde bugünlerde çarpıcı gelişmeler yaşanıyor. Enerjide dışa bağımlı olan ve ekonomik darboğazında etkisiyle içine düştüğü kaostan çıkamayan Lübnan’daki enerji krizini çözmek amacıyla Ürdün’de Mısır, Suriye ve Lübnan zirvesi gerçekleştirilecek. Zirvenin amacı Mısır gazının Lübnan’a nakledilmesini sağlamak.

İddia o ki, ABD, Mısır gazının Ürdün’de elektrik üretmek için kullanılmasını ve ardından Suriye üzerinden Lübnan’a iletilmesini içeren planı kabul etti. Planın hayata geçmesi için de Mısır ve Ürdün ile görüştü. Lübnan Cumhurbaşkanlığı geçen ay Washington’ın, Lübnan’ın Ürdün ve Suriye üzerinden Mısır’dan elektrik enerjisi ve gaz tedarik etmesine yardımcı olmayı kabul ettiğini duyurmuştu.

Şarkul Avsat Türkçe’nin haberine göre Lübnan-Suriye Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Nasri Huri Şam yönetimi, Lübnan’ın Mısır gazı ve Ürdün elektriğinin Suriye topraklarından geçirilmesi talebini kabul etti.

Üst düzey bir Lübnan heyeti de Lübnan’daki elektrik kesintilerini hafifletmeyi öngören ABD destekli planın önünü açmak için Suriye’nin başkenti Şam’a gitti. On yıl önce patlak veren savaştan bu yana Lübnan’dan Suriye’ye yapılan üst düzeyli ziyaretin amacı Şam yönetiminin projeye onay vermesini garantiye almak. Suriye Enformasyon Bakanlığı da Başbakan Yardımcısı, Enerji, Dışişleri, Maliye, Kamu Güvenliği bakanlarından oluşan Lübnanlı heyetin ziyareti yolunda giderse Mısır gazının Suriye üzerinden Lübnan’a nakledilmesini kapsayan anlaşma yeniden canlandırılacak.

ABD emperyalizminin “Sazar yasası” kapsamında Şam’a uyguladığı yaptırımlar, Suriye üzerinden Lübnan’a yardım etme çabalarını da engelliyor. Şimdi bunun kısmen de olsa yumuşaması, -en azından Lübnan özelinde- söz konusu.

Ekonomik, siyasi ve toplumsal krizin girdabında debelenen, toptan bir çöküşün eşiğindeki Lübnan, Ürdün ve Suriye üzerinden enerji ve gaz tedarik etmek için Mısır ile bir yıldan fazla bir süredir müzakerede bulunuyordu. Ancak ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımlar anlaşmanın önünde engel oluşturuyordu.

BEYRUT SEVGİSİ DEĞİL

ABD’nin düşman ilan ettiği ve yıkmak için her yolu denediği Suriye’yi denkleme dâhil etmek zorunda kalması Lübnan sevgisinden değil. Nedir peki? Lübnan ve Suriye’nin istikrarsızlığa sürüklenmesi İran’ın nüfuzunu artırmasına yol açıyor. Lübnan’daki enerji krizinin derinleşmesiyle birlikte Hizbullah İran’dan akaryakıt ithal etmeye başladı. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın 19 Ağustos’ta İran’dan Lübnan’a doğru yola çıktığını duyurduğu mazot yüklü geminin Suriye kara sularına girdiğini açıklamıştı.

Washington’ın korkusu da buydu. İki “düşman”ın birbiri arasında bu tarz bir alışverişe girmesi Washington’ı rahatsız ediyor. Tahran ve Lübnan Hizbullahı ABD’nin kara listesinde. Bu akışın koparılması gerekiyordu.

TRT Haber’in haberine göre aynı günlerde Beyrut’ta bulunan ABD kongresinden bir heyet, “İran’dan petrol ithal etmeye gerek yok, enerji krizinizi biz çözeriz" sözü verdi. ABD’li Senatör Chris Murphy, yaptığı açıklamada, "Suriye üzerinden taşınan herhangi bir yakıt yaptırımlara tabidir. Washington Lübnan’a petrol transferini yaptırımsız gerçekleştirmenin bir yolunu arıyor" dedi.

Sonrasında yaşananlar malum. Lübnan’ı İran’a kaptırmak istemeyen ABD, Suriye’nin denkleme dahil edilme pahasına da olsa Ürdün’deki dörtlü zirveye onay verdi. Gaz diplomasisi ilginç gelişmelere gebe.