Google Play Store
App Store
Mitolojide astronomi ve yıldızlar
Fotoğraf: NASA

Gizem Çoban - @astronomystery

Gezegenlerden ve uzay objelerinden Plüton gibi birkaçı hariç geri kalanı öncesinde Yunan, ardından adaptasyonla Roma mitolojisinde yer edinmiştir. İnsanlık tarihi boyunca gökyüzü, insanların merakını cezbetmiş ve ilham kaynağı olmuştur. Gökyüzündeki yıldızlar, gezegenler ve diğer gök cisimleri, eski uygarlıklar için sadece astronomik objeler değil, aynı zamanda mitolojik hikâyelerin ve dini inançların merkezinde yer almıştır. Mitolojide astronomi ve yıldızlar, bu kadim toplumların dünya görüşünü, kültürel değerlerini ve bilimsel bilgilerini anlamak açısından büyük önem taşır.

YUNAN MİTOLOJİSİNDE YILDIZLAR VE ASTRONOMİ

Yunan mitolojisi, gökyüzünü ve yıldızları tanrılar ve kahramanlarla ilişkilendirerek astronomiye mitolojik bir boyut kazandırmıştır. Güneş tanrısı Helios, her gün gökyüzünde altın arabasıyla yolculuk ederken, Ay tanrıçası Selene geceyi aydınlatmakla görevlidir. Yunan mitolojisinde, pek çok takımyıldız mitolojik kahramanlarla ilişkilendirilmiştir. Örneğin, Orion, büyük bir avcı olarak tanımlanır ve gökyüzünde parlak yıldızlardan oluşan bir takımyıldız olarak yer alır. Andromeda, Perseus ve Kassiopeia, Pleiades, Elektra gibi diğer takımyıldızlar da benzer şekilde mitolojik figürlerin hikâyeleriyle bağlantılıdır.

Günümüzdeki gezegen adlandırmaları da Yunan ve Roma tanrılarıyla özdeşleştirilmiştir. Yunan mitolojisindeki haberci tanrı Hermes Roma mitolojisinde Mercurius yani Merkür’dür. Aynı biçimde Yunan mitolojisindeki aşk tanrıçası Aphrodites (Afrodit) Roma’da Venus’tur. Yunan mitolojisindeki yıkıcı savaşın tanrısı Ares, Roma’da Mars’tır, hatta Roma’da en çok kıymet gören tanrılardan birisidir. Yunan mitolojisinde tanrıların ve insanların babası Zeus, Roma’da Iuppiter (deus pater/dyeus), yani Jüpiter’dir. Burada günümüz uzay bilimcilerinin yaptığı bir ironi olarak Jüpiter’e Juno uzay aracının gönderilmesi de dikkat çekicidir. Yunan mitolojisinde denizlerin ve atların tanrısı Poseidon, Roma’da Neptunus, yani Neptün’dür. Yunan mitolojisinde Zeus’un da babası olan Kronos, Roma’da Saturnus, yani Satürn’dür. Yine Yunan’da yeraltının kralı ve tanrısı olan Hades, Roma’da Pluto, yani Plüton’dur. Bunlar haricinde Persephone yani Ceres ve tanrıça Eris de uzayda kendilerine yer bulmuşlardır. Bu gezegenlerden ve uzay objelerinden Plüton gibi birkaçı hariç geri kalanı öncesinde Yunan, ardından adaptasyonla Roma mitolojisinde yer edinmiştir.

BABİL VE MEZOPOTAMYA MİTOLOJİSİNDE GÖKSEL İLAHLAR

Babil ve Mezopotamya mitolojisinde de göksel cisimler tanrılarla ilişkilendirilmiştir. Anu, gökyüzü tanrısı olarak kabul edilirken, Enlil rüzgâr ve hava tanrısı olarak bilinir. İştar ise Venüs gezegeninin kişileştirilmiş halidir, haliyle bir Aphrodite’nin karakteristik öncülüdür, aşk ve savaş tanrıçası olarak tanınır. Babil zigguratları, astronomik gözlemler yapmak için kullanılan yapılar arasında sayılır ve bu yapılar, eski astronomların gökyüzünü inceleyerek takvim ve zaman hesaplamalarında önemli bilgiler edinmelerini sağlamıştır.

Ay ve Güneş de Mezopotamya mitolojisinde önemli yer tutar. Sin, Ay tanrısı olarak bilinirken, Şamaş Güneş tanrısıdır. Bu tanrılar, gece ve gündüz döngüsünü açıklamak için mitolojik hikâyelerle süslenmiştir. Benzer konulara Mısır mitolojisinde de rastlanmaktadır. En bilindik örneklerinden birisi Dendara Tapınağı’ndaki çizimlerdir.

TÜRK MİTOLOJİSİNDE GÖKYÜZÜ VE YILDIZLAR

Türk mitolojisinde de gökyüzü ve yıldızlar önemli bir yer tutar. Umay Ana, koruyucu tanrıça olarak kabul edilirken, Ay Ata ve Güneş Ana gibi figürler de göksel cisimlerin mitolojik açıklamaları olarak görülür. Eski Türklerde takvim ve zaman hesaplamalarında astronominin rolü büyüktür ve bu hesaplamalar, gökyüzü olaylarına dayanarak yapılmıştır.

ÇİN MİTOLOJİSİNDE TAKIMYILDIZLAR VE EJDERHALAR

Çin mitolojisinde, gökyüzü tanrıları ve imparatorları önemli bir yer tutar. Jade İmparator, gökyüzünün hükümdarı olarak bilinir ve göksel düzenin koruyucusudur. Çin mitolojisinde, takımyıldızlar ve ejderhalar arasında sıkı bir ilişki vardır. Ejderha figürleri, gökyüzündeki yıldızlarla bağlantılıdır ve bu bağlantı, astronomik olayların mitolojik açıklamaları olarak kabul edilir. Ay ve Güneş tutulmaları, Çin mitolojisinde önemli olaylar olarak görülür ve bu olaylar, mitolojik hikayelerle açıklanır.

MİTOLOJİDE ASTRONOMİNİN MODERN YORUMLARI

Günümüzde de mitoloji ve astronomi arasındaki bağlantılar sürmektedir. Modern astronomide, pek çok gök cismi mitolojik isimlerle anılmaktadır. Popüler kültürde de mitolojik ve astronomik temalar sıkça işlenmekte, film, edebiyat ve diğer sanat dallarında bu iki alan arasındaki ilişki gözler önüne serilmektedir.

YILDIZ İSİMLERİNİN KÖKENİ

Yıldız isimleri, genellikle eski uygarlıkların mitolojik ve kültürel mirasından gelmektedir.

İşte bazı örnekler: 

Sirius: "Köpek Yıldızı" olarak da bilinen Sirius, Yunanca ve Latincede ışıldayan, parıldayan manasına gelmektedir ve Yunan mitolojisinde avcı Orion’un köpeği olarak tanımlanır. Sirius’un Çince›deki adı Hu-Şi, “Yay ve Ok” anlamına gelir.

Betelgeuse: Orion takımyıldızındaki bu devasa yıldız, Arapça "el-cavza’nın eli" anlamına gelen "Yad al-Jauza"dan türemiştir.

Aldebaran: Boğa takımyıldızında bulunan bu yıldız, Arapça "takip eden" anlamına gelir ve Pleiades yıldız kümesini takip edermiş gibi görünür.

Vega: Lir takımyıldızındaki bu parlak yıldız, Arapça "dalış yapan" anlamına gelen "al-Waqi" kelimesinden türetilmiştir.

Antares: Akrep takımyıldızındaki bu kırmızı dev yıldız, Yunan mitolojisinde Mars’ın rakibi anlamına gelir ("anti-Ares").

Bu yıldız isimleri elbette pek çok örnek verilerek artırılabilir. Ancak bu isimlendirmeler esasında eski toplumların gökyüzüne bakışlarını ve astronomiyi nasıl mitolojik hikâyelerle zenginleştirdiklerini gösterir.

Sonuç olarak, mitolojide astronomi ve yıldızlar, eski uygarlıkların dünya görüşlerini, inanç sistemlerini ve bilimsel bilgilerini anlamak açısından büyük bir öneme sahiptir. Bu kadim hikâyeler, günümüz astronomisine de ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Gökyüzünü ve yıldızları mitolojik bir perspektiften incelemek hem geçmişi anlamamıza hem de evreni daha derinlemesine kavramamıza yardımcı olur.