Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, "Kamu kaynaklarından aldığı kaynakların azalması köklü üniversitelerde de dejenerasyona yol açmakta, üniversite-sanayi işbirliği başlığı altında öğretim üyeleri tüccarlığa sevk edilmektedir. Bilimsel çalışmalar ikinci plana itilmekte, sermayenin güncel ihtiyaçlarının karşılanması üniversitelerin birincil gündemi haline gelmektedir" dedi.

MMO Başkanı Yener: Sermayenin ihtiyaçları üniversitelerin birincil gündemi

Üniversite sonuçlarının açıklanmasının ardından mühendislikler de dahil birçok bölümün boş kaldığı ortaya çıktı. Her ilde üniversite açılması, eğitimi niteliksiz hale getirerek; gençlerin güvencesiz, alan dışı sektörlerde çalışmasına neden oldu.

TMMOB'a bağlı Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, konuya ilişkin yaptığı açıkalamada, eğitimdeki sorunların en ağır biçimde yaşandığı alanlardan birinin üniversiteler olduğunu belirterek "Eğitim sistemindeki ciddi aksaklıklar, sınav sistemi ve bu sistemin sürekli hale getirilmiş değişikliklerle yap-boz tahtasına dönüştürülmesi öncelikle gençlerimizi mağdur etmekte, evrensel normlarda dezavantajlı konuma getirmektedir" dedi.

Üniversitelerin yetersizliğine değinen Yener, "Üniversitelerde eğitime ayrılan kaynak yetersizliği, öğrenim ve barınma koşulları gibi ciddi ve yerleşik hale gelmiş sorunlar bulunmaktadır. Teori-pratik uyuşmazlığı, öğretim elemanı eksikliği, laboratuarların olmayışı, deneysel malzeme eksikliği, bilimsel bilginin geri plana atılması vb. bir dizi olgu mevcut eğitim-öğretimi tartışılır hale getirmiştir" ifadelerine yer verdi.

Eğitim-öğretimin, temel bilimlerden başlayarak teknik bilginin üretimine uzanan ve özgür düşüncenin hakim olması gereken akademik ortamlarda çeşitli tartışma ve üretim süreçlerinden geçerek üretilen bilginin toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda kullanılmasına hizmet etmesi gerektiğinin altını çizen Yener, 12 Eylül faşizmi ve YÖK ile başlayıp AKP iktidarı döneminde zirveye çıkan gerici baskıcı politikaların düşünce ve ifade özgürlüğü ile üniversitelerin özerkliğini yok ettiğini ve üniversiteler üzerinde totaliter bir vesayet oluşturulduğunu belirtti.

HER İLE BİR ÜNİVERSİTE, EĞİTİMİN NİTELİĞİNİ DÜŞÜRDÜmmo-baskani-yener-sermayenin-ihtiyaclari-universitelerin-birincil-gundemi-776788-1.

Yener sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her ile bir üniversite, her ilçeye bir meslek yüksek okulu yaklaşımı ile akademik kadrolar ve fiziksel koşulların yeterli olup olmadığı umursanmadan açılan üniversite/fakülte/bölümler ile yüksek öğretimin niteliğinde ciddi düşüşler olmuştur.

Ülkemizde üniversitelere ayrılan toplam kamu kaynağı artmadığına göre, yeni açılan uyduruk üniversitelere ayrılan kaynaklar, ülkenin köklü üniversitelerinden eksiltilmektedir. Hesapsız açılan üniversiteler/fakülteler/bölümler, ülkenin üniversite sisteminde toplam bir kalitesizleşmeye yol açmakta; nitelik niceliğe kurban edilmektedir.

Kamu kaynaklarından aldığı kaynakların azalması köklü üniversitelerde de dejenerasyona yol açmakta, üniversite-sanayi işbirliği başlığı altında öğretim üyeleri tüccarlığa sevk edilmektedir. Bilimsel çalışmalar ikinci plana itilmekte, sermayenin güncel ihtiyaçlarının karşılanması üniversitelerin birincil gündemi haline gelmektedir."

GENÇLER UMUTSUZ

Planlı bir istihdam politikasının bulunmadığı, sanayisizleşme ve fason üretimin günden güne etkisini daha fazla gösterdiğini belirten Yener, Mühendislik bölüm ve fakültelerinin gerçek bir gereksinime dayanmayan aşırı artışının işsiz mühendis sayısını artırdığını ifade etti.

"Çok düşük ücretler, güvencesiz çalışma ve meslek dışı alanlarda çalışmayı yaygınlaştırmaktadır" diyen Yener, "Bugün ülkemiz gençlerinin en yakıcı sorunu geleceksizliktir. Gençler eğitim sorunları başta olmak üzere, olumsuz istihdam ve çalışma koşullarından dolayı geleceğe umutla bakamaz hale gelmişlerdir" ifadelerine yer verdi.

Üniversitelerde de kol gezen liyakatsizliğe de değinen Yener, şu ifadelerde bulundu:

"Yine bu dönemde liyakat tamamıyle ortadan kalkmış, yıllardır akademik kadro açılması için bekletilen akademisyenler güvenlik soruşturmaları ile oyalanırken, iktidara ve çeşitli cemaat/tarikat ağlarına yakın olanlara kişiye özel açılan kadrolar ile üniversitelere yerleştirilmektedir. Akademik yeterliliğin hiçe sayılması ile kayırmacılık kol kola girmiş, örneğin Mersin Üniversitesinde makina mühendisliği bölümüne ziraat fakültesi mezunu bir bölüm başkanı atanmıştır."

Eğitim sistemindeki olumsuzluklara yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

►Yeni bölümler açılırken kamusal bir planlama ile ülke ihtiyaçları dikkate alınmalı, ilgili meslek odaları bu süreçte aktif olarak yer almalıdır. Cafcaflı isimlerle temel mühendislik dışında lisans sonrası uzmanlık alanı olabilecek konularda yeni bölümler açılmamalı, mevcutlar da kapatılmalıdır.

►Bilimsel üretimin söz konusu olduğu bir alanda, ülkede yok edilmek istenen laikliğin tekrar kazanılması, bilimin ve üretildiği kamusal alanların dogmatizmden kurtarılması elzemdir.

►Eğitim-öğretim, sağlık ve barınma hizmetleri kamusallıştırılmalı, eğitim-öğretim her aşamada eşit, parasız, bilimsel, demokratik ve laik olmalıdır.

►Akademi ve teknik eğitim üzerinde kurulan baskıcı hegemonyanın ortadan kaldırıldığı ve tüm bileşenlerin söz ve karar hakkı sahibi olduğu özerk bir üniversite ortamının yaratılması şarttır.

►Üniversite, fakülte ve bölüm yönetimleri tüm üniversite bileşenlerinin katıldığı demokratik yöntemlerle belirlenmeli, akademik kadrolar atanırken parti üyelikleri veya cemaat ağlarına yakınlıkları değil akademik yeterlilikleri ve liyakat temel kriter olmalıdır.