MÖ 480 29 Eylül: Salamis Deniz Savaşı

EMRE POYRAZ

Leonidas komutasındaki Thermophilae savunmasının çökmesi Hellenler için ciddi bir moral kaybı olmuştu. Artık Persler buradan Atina’ya ilerleyebileceklerdi ve sonrasında ise tek tek tüm Hellen kentlerini ele geçireceklerdi. Atinalı komutan Themistokles’in görevi ise başlangıçta Atina’yı tahliye etmekti. Atinalılar Salamis’e geldikten sonra bir karar yayınladılar ve kendi imkanlarıyla herkes çocuklarını ve eşlerini güvenceye alacaklardı. Atinalıların birçoğu çocuklarını ve eşlerini, Troizen, Salamis ve Aigina’ya gönderdiler. Artemision muharebesinden sonra Hellenler donanmalarını Salamis’te toplamışlardı. Kentlerin tahliye edilmesinden sonra bir araya geldiler ve muharebenin nerede yapılması gerektiği konusunda bir fikir birliğine varmaya çalıştılar.

En başta, toplanan bu meclis savaşı İsthmos’a çekmek istiyordu böylece gerekirse Peleponnessos tarafında savaşı sürdürüp kendi şehirlerine yakın olabileceklerdi. Zira Salamis’te savaşıp da mağlup olurlarsa burada kapana kısılmış şekilde beklemek zorunda kalacaklardı. Mecliste bunların konuşulduğu sırada Persler, Atina’ya girdiler. Kaçamayacak kadar yoksul olan Atinalıların zayıf direnişlerini bertaraf edip kenti ele geçirdiler. Akrapolü ve tapınağı yaktılar. Kserkses, bu başarısını bildirmek için Susa’ya bir haberci gönderdi. Ardından kurban kesti. Herodotos’a göre bu kurban kesme olayı, Kserkses’in burada kazandığı başarı nedeniyle de olabilirdi, tapınağı yıktığı için içi rahat etmediğinden dolayı da olabilirdi. Mecliste toplananlar Atina’nın bu durumunu haber alınca yıkıldılar hatta bazıları gemilerine binip kaçmak üzere harekete koyuldular. Kalanlar ise savaşı İsthmos’a çekmekte kararlıydılar. Meclis, o an için dağılmıştı. Themistokles gemisine dönünce bir Atinalı olan Mnesiphilos, ona durumu sordu. Themistokles ise ona, savaşı İsthmosa, Pelopennessos önlerine taşımak üzerine karar alındığını söyledi. Aralarında konuştular. Mnesiphilos, eğer burası terk edilirse İsthmos’a giden Hellen komutanları orada işler ters gittiği vakit kendi kentlerine dönerler, savaşın kesinlikle burada olması gerektiğini söyledi.

Bu durum Themistokles’in de aklına yattı. Derhal gemisinden ayrıldı ve meclisin tekrar toplanmasını sağladı. Daha konunun ne olduğunu meclise gelenler soracak vakit bulamadan Themistokles söze girdi. İsthmos’a çekilmenin ve açık denizde muharebe etmenin dezavantaj sağlayacağını anlattı ve daha da kötüsü çocuklarını, eşlerini burada savunmasız bırakacaklarını da ekledi. Eğer Salamis’te savaşılırsa, Pers donanmasının manevra kabiliyeti zayıflayacak ve sayıca olan üstünlükleri de anlamını yitirecekti. Hellen saflarında bunlar olurken Pers tarafında ise bir deniz savaşına gerek olup olmadığı tartışılmaktaydı. Kserkses, müttefiklerinin fikirlerini almak üzere Mardonios’u göndermişti. Sidon ve Tyroslular bir deniz savaşına girme fikrini destekliyorlardı. Sıra Artemisia’ya geldiğinde Mardonios onun da fikrini sordu. Artemisia, fikrinin tepki çekeceğini bildiği halde düşündüğünü söyledi. Ona göre, bir deniz savaşına girmek gereksizdi ve riskliydi. Bu riskleri Mardonios’a anlattı ve hatta ona şöyle söyledi; « Bir erkek bir kadına ne denli üstünse buranın denizcileri de senin denizcilerine o kadar üstündür.» Artemisia bunları söyledikten sonra ekledi, zaten kral şu anda, Hellas’ta istediği hedeflere ulaşmış durumda ve ilerleyen zamanda Hellas’ın kalanına da hakim olması çok yüksek bir ihtimal dedi. Artemisia’nın bu sözleri onunla beraber olanları korkutmuştu zira onlar Artemisia’nın kralın düşmanlığını kazanacağından korkuyorlardı.

"TEKRAR TOPLANAN MECLİSTEN ÇIKAN KARAR BİR ÖNCEKİNİN TAM TERSİ OLDU"

Fakat öyle olmadı. Kserkses, gelen fikirler arasında en çok Artemisia’nın fikrini beğenmişti lakin oy çokluğuyla bir deniz savaşına girmeye karar verdi. Eğer ordunun başında kendisi olursa donanmanın gevşek davranamayacağını düşünüyordu. Tüm Hellen komutanları gemilerini Salamis’e dizmeye başlamışlardı ama bu iş neredeyse bir gün sürdüğünden muharebeye o gün başlamak mümkün olmadı. Diğer yandan Hellas anakarasında, Perslerin ilerlemesini durdurmak için de bir direniş başlamıştı. Artık tüm Hellas topyekün savaştaydı. Fakat Salamis’te bulunan Pelopenessoslular hala burada savaşmanın riskli olduğunu düşünüyorlardı ve bu görüş artık sesli şekilde beyan edilmeye başlamıştı. Her şey hazırlanmışken savaş meclisi tekrar toplandı. Tekrar toplanan meclisten çıkan karar bir öncekinin tam tersi oldu; Pelopenessosluların görüşü ağır bastı. Themistokles’in fikirleriyse çöpe atıldı. Themistokles hemen meclisten ayrıldı ve bir plan yaptı. Pers birliklerine bir haberci yolladı. Hellenlerin birbirlerine düştüğünü ve yakında kendi aralarında savaşacaklarını bildirtti. Bu sebeple Salamis’ten çıkışların hepsini tutun ve birbirine düşen Hellenlerin kendi aralarındaki savaşı oturup izleyin diye haber yolladı. Persler bu fikre sıcak baktılar ve hemen kendi donamlarını Hellenlerin Salamis’ten ayrılamayacağı şekilde konumlandırdılar.

Themsitokles’in yaptığı başta ihanet gibi gözükse de Atinalı komutanın bir planı vardı. Bu sırada Hellen komutanlar hala aralarında tartışıyorlardı lakin artık bu tartışmanın pek de bir hükmü kalmamıştı. Zira Pers donanması onları kaçamayacakları şekilde sarmıştı. Perslerin bu manevrasını Tehmistokles’in Atina siyasetindeki en büyük rakibi olan ve Atina’dan sürgün edilmiş bir isim olan Aristeides de görmüştü. Themistokles’e bunun haberini verdi. Themistokles ona bu durumdan haberdar olduğunu söyledi ve «Ben Persleri böyle bir manevra için kışkırttım.» dedi. Sonra ona, bu Pers manevrasını savaş meclisine de söylemesi gerektiğini zira kendisi söylerse ona kimsenin inanmayacağını söyledi. Atina siyasetinin iki rakibi Hellas’ın kurtuluşu için o gün orada el ele vermişlerdi. Aristeides bunu kabul etti ve durumu meclise anlattı. Artık Hellenlerin savaşmaktan başka seçeceği yoktu. Hellenler hemen savaş düzenine geçtiler. Themistokles, kendi donanmasına bir söylev verdi. Herodotos’a göre bu söylevin özü iyi ve kötü arasında geçen mücadeleyle ilgiliydi. Onlara onurlu bir mücadele beklediği söyledi ve ardından muharebe başladı. Atinalıların karşısında bu muharebede Fenikeliler vardı, Spartalıların karşısında ise Ion birlikleri bulunuyordu.

"ARTEMİSİA'NIN ÖNGÖRÜSÜ GERÇEK OLUYORDU"

Persler, Euboia’daki muharebeden daha sert bir direniş gösterseler de Hellen donanması karşısında tutunamıyorlardı. Pers gemileri tek tek etkisiz hale getiriliyordu. Artemisia’nın öngörüsü gerçek oluyordu. O dönemi anlatanlara göre donanmalar tek sıra halinde sıralanmamıştı, özellikle Pers gemileri arka arkaya üç sıra şeklinde dizilmişlerdi. Hellenlerin yaptığı ilk saldırıda önde bulunan Pers donanması hasar almış ve geriye manevra yaparken arkadaki Pers gemileriyle çarpışmıştı. Persler açısından bu durum tam bir kargaşaya sebep olmuştu. Yine muharebenin başında, Kserkses’in kardeşi, ki kendisi donanmanın sol kanadını komuta etmekteydi, bir Atina gemisi kendi gemisine bordo ettikten sonra saldıran bir Atinalı asker tarafından öldürülmüştü. Pers donanmasının sol kanadını komuta eden ismin öldürülmesi de onlar için bir kaos yaratmıştı. Daha sonra Hellenlerin merkez donanması hücuma kalktı ve Pers donanmasının ortasına girdi. Böylece Pers donanmasının sağ ve sol kanatları arasındaki irtibat da kesilmiş oldu. Dağılan diğer Pers birlikleri geri çekildikleri sırada, başta Aristeides komutasındaki birliklerce etkisiz hale getirildiler.

Muharebede Pers kayıpları, Hellen kayıplarına nazaran daha fazlaydı çünkü Pers askerlerinin birçoğu iyi yüzme bilmiyorlardı. Persler, bu mağlubiyetin ardından Eylül ayının sonunda Asya’ya dönmüşlerdir fakat bu yenilgi onlar için bir son olmamıştı. Kserkses, kendisi Asya’ya dönerken generali Mardonios ve seçkin piyadeleri Hellas’ta bırakmıştı. Mardonios komutasındaki Persler, burada daha evvel anlattığımız Platea muharebesinde Hellenlerle tekrar çarpışacaklardı. Hellenler açısından kazanılan bu zafere bakacak olursak bu zafer sayesinden Mora yarımadasının güvenliği sağlanmış oldu.