Hukuk fakültesi öğrencisi Öykü A.’nın Avukat Muhittin Köylüoğlu tarafından tacize maruz bırakıldığını duyurması üzerine avukat kadınlar da yaşadıkları taciz ve mobbingleri anlattı

Mobbing, şiddet ve taciz karşısında dayanışmamız var

Haber Merkezi

Hukuk fakültesi öğrencisi Öykü A., "Merhaba Ben Öykü" (@MerhabaOyku) adlı Twitter hesabından, yanında çalıştığı İstanbul Barosu’na kayıtlı Avukat Muhittin Köylüoğlu'nun cinsel saldırısına maruz bırakıldığını duyurdu ve bunun ardından başka kadın avukatlar da Köylüoğlu’nun tacizlerine maruz bırakıldığını açıkladı. Tacize maruz bırakılan kadınlar, kendileriyle temas kuran avukat kadınlarla birlikte suç duyurusunda bulundular. Avukat kadınlar, daha önce defalarca şikayette bulunulmasına rağmen Baro’nun aktif bir tutum içinde bulunmaması nedeniyle İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezinden istifa etti. Birlikte verilen mücadele neticesinde Tacizci Köylüoğlu hakkında tutuklama kararı verildi.

23 yaşındaki Öykü A.'nın bu çağrısı, kısa sürede binlerce kadına ulaştı ve birçok avukat kadın benzer şeyler yaşadıklarını BirGün’e anlattı. İsmini vermek istemeyen bir stajyer avukat, staj döneminde verdiği ilanlar sebebiyle defalarca tacize maruz bırakıldığını ifade etti ve şöyle anlattı:

“Köylüoğlu’nun tutuklanma haberini duyunca kadın meslektaşlarla gerçekten rahat bir uyku uyuduk. Çünkü bir araya geldiğimizde fark ediyoruz ki hepimiz meslek yaşantımıza başlarken bir şekilde tacize uğramışız. Ama meslek yaşantısının henüz başında olan kadınlar olarak da genelde susmuşuz. Çünkü karşımızdaki tacizciler bu meslekte yıllar geçirmiş ve sizi yalnızlaştırabilecek insanlar. Tabi bu #OykununSesiOl etiketi ile başlayan mücadelenin sonucunda yalnız olmadığımızı ve daha güçlü olduğumuzu görmüş olduk.

DAHA UMUTLU VE CESARETLİYİZ

Açıkçası ben 4 yıl evvel baroya ilan bıraktığım zaman hep duyduğum ama tekil örnekler zannettiğim kadın stajyer avukatlara yönelik tacizle tanışmış oldum ve bir hafta gibi kısa sürede ilanı geri çekmek zorunda kalmıştım. Gece saat 22:00’de baroya bıraktığım numarayı arayıp ısrarla iş görüşmesi için beni evimden almak isteyene de şahit oldum, ofisinde ısrarla mesai saati sonrası görüşmek isteyip benimle yalnız kalmaya çalışanla da karşılaştım. Şimdi kadınların mücadelesini görünce, tutuklanma kararıyla birlikte hepimiz daha umutlu ve cesaretliyiz. Ben bunun bir başlangıç olduğunu düşünüyorum, bir araya geldiğimizde stajyer arkadaşlarımla, birbirimize ilk söylediğimiz şey "başardık ve artık gece uykuları kaçacak olan tacizciler olacak" diyoruz. Eminim ‘sıra bana da gelecek mi?’ korkusu hepsini sarmıştır.”

‘PİYASADAN SİLİNME’ TEHDİDİ

mobbing-siddet-ve-taciz-karsisinda-dayanismamiz-var-691538-1.Stajyer avukat İlayda Kocabaş ise maruz bırakıldıkları taciz ve mobbingleri şöyle anlattı:
“Yıllardır bir sürü kadın avukat çalıştıkları ofislerde mobbing, taciz ve saldırılara maruz bırakılıyor. İş başvurusu için CV gönderdiğiniz ofisteki avukat, sizi Instagram’dan bulup gecenin bir vakti mesaj atabiliyor veya telefon numaranızdan ulaşıp evine kahve içmeye çağırabiliyor. Meselenin bir başka boyutu ise kadın olduğun için sömürülmekten geçiyor. Örneğin; birçok ofis, stajyer avukat olarak kadın avukatları işe almayı tercih ediyor. Bunun gerekçesi olarak ise ‘Kadınların daha çok çalışıyor olduğu’ gibi bir şey uydurulmuş. Bu aslında cinsiyetçiliğin ve buna bağlı mobbingin en net göstergesi. İş yerlerinde kadın avukatlar üzerinde düzenli olarak ‘Bir kadın olarak daha çok çalışmalısın, bir kadın olarak daha özenli davranmalısın’ şeklinde baskılar kuruluyor.

İş başvurularında kadın avukatlar icra hukuku alanlarında tercih edilmiyor ve ‘kadınlara göre bir iş olmadığı’ şeklinde cinsiyetçi söylemlerle karşılaşıyor. Tüm bunların bugüne kadar tam olarak açığa çıkmamasının sebebi ise işe yeni başlayan avukatların mesleki olarak tehlikeye düşecekleri korkusu. Biraz tepkinizi belli ettiğinizde ‘piyasadan silinmek’le tehdit ediliyorsunuz. ‘Zaten bir sürü avukat var, senin yerine alabilirim. Seni de işsiz bırakırım, tüm avukatlara haber ederim, kimse seni işe almaz.” denilerek baskı altına alınıyorsunuz. Oldu ki baroya şikayet ettiniz, bunlar sanki çok basit olaylarmış gibi ele alınıyor ve şikayet dilekçeleri işleme konulmuyor.

DAYANIŞMAYI BÜYÜTMELİYİZ

Öykü’nün yazdıklarını hepimiz gördük, tacizci Köylüoğlu hakkında yaptığı şikayet 2 senedir işleme koyulmamış. Kadınlar bir araya gelip sesini yükseltmedikçe şikayetler görmezden geliniyor. Baronun bu ilgisiz tavrı, korkunç sonuçlara yol açıyor. Tüm bu baskıya ve göz ardı edilmelere rağmen kadınlar olarak bir araya geldiğimizde kazanıyoruz. Hem meslek hayatımızda hem de geri kalan tüm yaşantımızda bu dayanışmayı büyütmemiz gerekiyor.”

TOPLUMSAL CİNSİYET EĞİTİMİ YOK

mobbing-siddet-ve-taciz-karsisinda-dayanismamiz-var-691539-1.Stajyer avukatların maruz bırakıldığı baskı ve tacizle ilgili feminist avukat Rabia Gündoğmuş ise şunları ifade etti:

“Kadına yönelik şiddet, kadın ve erkeğin tarihsel eşitsizliğinden kaynaklı erkeğin kadın üzerindeki tahakkümünün bir görünümüdür. Yakın Ertürk’ün de belirttiği gibi eşitsizlik şiddetin hem sebebi hem de sonucudur. Cinsel şiddet de kadına yönelik şiddet biçimlerinden biridir. Stajyer avukatlık dönemi pek çok açıdan oldukça güvencesiz bir dönem. Fakülteden yeni mezun olmuş hukukçuların ekonomik güvencesinin olmaması stajyerlerin maruz kaldığı sömürüyü artırıyor. Genç kadın işçi bir avukat ya da stajyer kadın avukat hem kadın olmaktan kaynaklı hem de işçi olmaktan kaynaklı katmerli bir ayrımcılığa maruz kalıyor. Erkek avukatların çoğunluğu son derece cinsiyetçi ve eril bir tutum içerisindeler. Konforlu alanlarından bağlı çalışan bir kadın avukat üzerinde her türlü şiddet biçimini kendilerinde hak görüyorlar. Örneğin; sözlü olarak taciz, bağırma ve hatta kişisel sınırları hiçe sayarak gelişigüzel bir şekilde dokunma onlar için olağanlaşmış durumda. Bu tavırların hiçbiri tolere edilmemeli çünkü şiddet hiçbir zaman küçülmez artarak devam eder. Hukuk fakültelerinin çoğunda toplumsal cinsiyet eşitliğine dair ders yok ancak avukatların toplumsal cinsiyet eşitliği hakkında eğitilmesi elzem. Stajyer ve bağlı çalışan kadın avukatların maruz kaldıkları şiddetin farkına varabilmesi ve bunu paylaşmaları için de toplumsal cinsiyet eşitliği ve feminizme dair konuşmalı; şiddetin olduğu yerde sesimizi yükseltilip ittifaklarımızı güçlendirmeliyiz.”