Modern köleciliğin izinde
Brezilya'da her yıl binlerce insan alınıp satılıyor, insanlık dışı koşullarda çalıştırılıyor, işi bırakmaktan men ediliyor. Psikolojik şiddet, işkence, dayak ve ölüm korkusuyla yaşamını devam ettiriyor

Leonardo Sakomoto
Ailesi onu Amazon’da yoksul bir aileye verdiğinde Peter üç yaşındaydı. Onunla bir polis baskınında tanıştığımda ise 14 yaşındaydı ve okuma yazma bilmiyordu; kendi ayakkabılarını, kıyafetlerini ve ilaçlarını almak için çalışmak zorundaydı. Bir defa dang humması ve birkaç defa sıtma geçirmişti. Brezilya’daki birçok oğlan çocuğu gibi o da bir gün futbolcu olma hayalleri kuruyordu. Bunun yerine yağmur ormanlarında bir hayvan çiftliğinde köle olarak çalıştırılıyordu.
Peter gibi insanların varlığı bizi ‘Reporter Brasil’ isimli sivil toplum kuruluşunu kurmaya itti. Birkaç araştırmacı gazeteci olarak köleciliği ve diğer insan hakları ihlallerini belgelemek için bir araya geldik. Çalışmalarımız vasıtasıyla çağdaş köleciliğin, günümüzün tedarik zincirlerinde bir rekabet unsuru olarak kullanıldığını görüyoruz: İnsanları kullanıp atıyor, maliyetleri düşürüyor.
2003 yılından bu yana 1700’den fazla çiftlik, maden, atölye ve inşaat sahasını izledik. Brezilya hükümeti bu üretim sahalarından yüzlerce köle kurtardı.
Ülkemde her yıl binlerce insan alınıp satılıyor, insanlık dışı koşullarda çalıştırılıyor, işi bırakmaktan men ediliyor. Psikolojik şiddet, işkence, dayak ve ölüm korkusuyla yaşamını devam ettiriyor.
KÖLECİLİKLE MÜCADELE
Kölecilik, Amazon ormanlarını yok etmek için sistematik olarak kullanılıyor. Ağaçlar kesilip satılıyor, yeni çiftlikler ve otlaklar kuruluyor. Kölecilik ile imal edilen ürünler hem burada, hem yurtdışında satılıyor. 1995-2019 yılları arasında hayvancılık, soya, pamuk, kahve, portakal, patates ve şeker kamışı çiftliklerinden; kömür madenlerinden, inşaat sahalarından, nakış atölyelerinden ve genel evlerden 54 binden fazla köle kurtarıldı.
Brezilya modern köleciliğin varlığını kabul eden ilk ülkelerden biri oldu. 1995 yılında kölecilikle mücadele anlamında ilk etkili ulusal politikayı geliştiren de Brezilya’ydı. 2003’te ilk defa bu suç alanıyla aktif mücadele planları geliştirdi ve suçluların kayıtlarını düzenli olarak yayınlamaya başladı. 2005 yılında çok sektörlü ticaret anlaşmasını yürürlüğe koyarak öncü rol üstlendi.
Fakat 2017 yılına gelindiğinde Brezilya hükümeti Amerika-kıtası İnsan Hakları Mahkemesi tarafından kölecilikle mücadele etmemekten ceza aldı. Brezilya hükümeti mahkemeler eliyle ‘kirli listeyi’ yayınlamaktan kaçınıyordu. Devlet Başkanı Jair Bolsonaro ise kısa süre önce kölecilikle mücadele edenleri eleştirdi ve ‘bazı usulsüzlüklere’ karışan çiftçileri savundu.
İşçileri kölecilikten kurtarmak çok önemli. Fakat bu yalnızca semptomları yatıştıran bir ilaç ve hastalığı tedavi etmekten eksik kalıyor. Köleciliğin yayılmasına sebep olan sisteme saldırmalıyız. Bunun için en yoksul kesimlerin de istihdama, eğitim, sağlık hizmetlerine, barınma hakkına, gıdaya, kültüre, dinlenme hakkına erişimini sağlamalıyız. Aynı zamanda tedarik zincirlerinin izini sürüp bu sömürü düzeninden kazanç sağlayanları hem ülke içinde, hem ülke dışında cezalandırmalıyız. Bunu başaramazsak, kölecilikle mücadelede hiçbir başarı kazanamayız.
Bu, basit bir olay değil: Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada kölecilikten senede en az 150 milyar dolar para kazanılıyor ve kölecilik senede 40,3 milyon insanı etkiliyor. 14 yaşındaki Peter’dan bir daha haber alamadım. Fakat onun gibi kölecilikten etkilenen birçok genç insan gördüm ve görmeye devam ediyorum.
Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: The New Internationalist