Kremlin’in Ankara’dan gelen tüm taleplere karşın “Başkan’ın o gün başka işi var” diyerek reddettiği Putin-Erdoğan görüşmesi, İdlib saldırısı ve devamındaki gelişmelerin ardından bugün yapılacak. Ankara’nın acil talebi ise ‘ateşkes’

Moskova’da kritik zirve

Politika Servisi

İdlib’de tansiyon iyice yükselirken bölgeden ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) açıklamasına göre Suriye ordusunun açtığı ateş sonucu iki asker yaşamını yitirdi, 6 asker yaralandı. Sahada şiddetli çatışmalar sürerken gözler bugün gerçekleşecek ikili zirveye çevrildi. Kremlin’in “Başkan’ın o gün başka işleri var” diyerek reddettiği AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşme talebinin ardından Putin ve Erdoğan, Moskova’da bir araya gelecek.

MASADA NE VAR?

Putin-Erdoğan görüşmesinin bir numaralı gündem maddesi İdlib. Suriye hükümetinin Rusya ve İran desteğiyle cihatçılardan geri almaya çalıştığı kentte Türkiye ise ‘ılımlı muhalifler’ olarak tanımladığı cihatçı güçlere destek veriyor. Moskova, Soçi mutabakatının gereklerinin yerine getirilmediğini belirterek Suriye’nin kente yönelik operasyonunu desteklerken Ankara ise Suriye hükümetini Soçi mutabakatını ihlal etmekle suçluyor.

İDLİB’DE SON DURUM NE?

İdlib, Suriye’de cihatçı güçlerin son kalesi. Kentin 3’te 2’si radikal cihatçı Heyet Tahrir Şam örgütünün kontrolünde. Geri kalan kısmı ise Türkiye’nin açık destek verdiği ve ‘ılımlı muhalif’ olarak tanımladığı örgütlerin hakimiyetinde bulunuyor.

Suriye hükümeti, Rusya ve İran’dan aldığı destekle, kente yönelik operasyonlarını son aylarda yoğunlaştırdı. Kentin doğu sınırından merkeze doğru ilerleyen Suriye Ordusu, ülke ticaretine etkisi bakımından kritik önemdeki M4 ve M5 karayollarının kesişim noktası Serakib’i geri aldı. Cihatçılar ise çatışmaların devam ettiği İdlib’in güneyinde etkin konumda.

Suriye ve Rusya uçakları dışında hava sahasının kapalı olduğu kentte Türkiye ancak karadan operasyon yürütebiliyor. Putin-Erdoğan zirvesi öncesinde Rusya’nın Serakib’e yönelik attığı son adım da dikkat çekici: Şubat başında geri alınıp ay sonunda kaybedildikten sonra tekrar Suriye Ordusu’nun hâkimiyet kurduğu kente Rus askeri polisinin devriyeye başlaması.

Suriye’yle sorununuz ne?

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Putin ile Erdoğan arasında yapılacak zirve öncesi Rus devlet televizyonu Rossiya 24’e açıklamalarda bulundu.

Suriye’nin Türk halkına karşı herhangi bir düşmanca eylem gerçekleştirmediğini savunan Esad, “Suriye, Türk halkına karşı büyük veya küçük hangi düşmanca eylemi gerçekleştirdi? Tabii ki Türklerden bahsederken kardeş halk gibi bahsediyoruz. Şimdi Türk halkına soruyorum; Suriye’yle sorununuz ne? Uğruna Türk vatandaşlarının ölmek zorunda olduğu ne gibi bir sorun var?” diye ekledi.

TARAFLAR NE İSTİYOR?

Rusya’nın masaya hangi maddeleri koyacağına dair fazla emare mevcut değil. Ancak Moskova yönetiminin en genel anlamıyla İdlib’in Suriye yönetiminin hâkimiyetine girmesini istediği biliniyor. Moskova operasyonlarının güncel gerekçesi de cihatçılarla mücadele.

Zirve öncesinde Kremlin’den yapılan açıklamada Putin ve Erdoğan’ın İdlib konusunda bir uzlaşı sağlamasının ve ortak tedbirler alınmasının umulduğunun belirtilmesiyle yetinildi.

Türkiye ise Putin’le yapılacak zirveye 2 taleple gidecek. Bunlar; Suriye’nin Soçi mutabakatıyla belirlenen sınırları işaret ederek TSK’nin gözlem noktalarının gerisine çekilmesini ve ateşkes.

Ankara’dan gelen son açıklamalar, ikinci talep olan ateşkese ağırlık verildiğine de işaret eder nitelikte. Son olarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, zirveye ilişkin “Amacımız barışçıl yöntemler, siyasi çözümlerdir” derken partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise görüşmeden beklentisi hakkında, “Bölgede süratle bir ateşkesi sağlayabilmek” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin mevcut durumda ateşkes sağlaması, çokça dile getirilen Soçi Mutabakatı’nın geçerliliğinin de resmen sona ermesi demek olacak. Ayrıca Şubat ayı başında yaptığı açıklama ile Suriye’nin, TSK’nin gözlem noktalarının gerisine çekilmesini, yoksa bunu Türkiye’nin gerçekleştireceğini söyleyen Erdoğan’ın açıklamalarını da hükümsüz kılacak.

SALDIRIDAN SONRA KİM, NE DEDİ?

Rusya’nın hangi maddelerle masaya oturacağı bilinmese de özellikle İdlib’deki 33 askerin yaşamını yitirdiği saldırı ardından yapılan açıklamalar, Moskova yönetiminin tavrını göstermesi bakımından önemli.

Rusya’nın şimdiye dek yaptığı açıklamalar, Suriye’nin İdlib’e yönelik operasyonunun devam etmesi gerektiğine ilişkin görüşlerinde bir değişiklik olmadığını gösteriyor. Rusya Savunma Bakanlığı’ndan yapılan son açıklama şöyle: “İdlib’deki muhalif mevziler, Türk gözlem noktalarıyla birleşti. Siviller ile Rus hava üssü Hmeymim’in bulunduğu bölgeler neredeyse her gün topçu atışı altında.”

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da “Rusya terörle mücadeleden vazgeçmeyecek” dedi. Ayrıca Kremlin Sözcüsü Dimitriy Peskov’un, “Rusya dışındaki tüm ülkelerin Suriye’de uluslararası hukuka aykırı biçimde asker bulundurduğunu” ifadeleri de Rusya’nın mevcut pozisyonunu göstermesi bakımından dikkat çekici.
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, Türkiye’nin Suriye ile ilgili sorumluluklarını yerine getirmediğini, Soçi anlaşmaları üzerinden geçen bir buçuk yıl sonra İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesindeki Türk gözlem noktaları ile teröristlerin müstahkem bölgelerinin neredeyse birleştiğini ifade etti. Konaşenkov’a göre, Türkiye uluslararası hukuku ihlal ederek İdlib’e güçlerini gönderdi ve Batı bu durumu tamamen gözardı etti.

Türkiye ise, İdlib saldırısından bu güne kadar yaptığı açıklamalarda Rusya’yı karşısına almamaya dikkat eden bir dil kullandı. 33 askerin öldürülmesinden Suriye hükümetini sorumlu tutan Ankara, Rusya ve İran’la karşı karşıya gelmek istemediğini birçok kez tekrar etti.

ABD VE NATO’DAN DESTEK TALEBİ

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Kelly Craft ve Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda görüştü. İdlib başta olmak üzere Suriye krizi, mülteci sorunu ve bölgesel meseleler ele alındığı görüşme sonrası Cumhurbaşkanlığı’ndan açıklama yapıldı.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “İdlib’de yoğunlaşan krizin çözümüne ilişkin işbirliği seçeneklerinin değerlendirildiği toplantıda NATO ittifak dayanışmasının önemine vurgu yapılmış, başta ABD olmak üzere üye ülkelerin somut desteklerinin hayata geçirilmesi gerektiği belirtilmiştir. İdlib’deki rejim saldırılarının yol açtığı insani krizi önlemek için ivedilikle saldırıların durdurulması ve ateşkesin ilan edilmesi gerektiğinin altı çizilmiştir.”