TAKSAV 8. Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali’nde piyano dinletisi gerçekleştiren Dengin Ceyhan, sanattaki baskıya değinerek “Bu iklimde nasıl ayakta durabiliriz ya da insanları nasıl ayakta tutabiliriz, bunun mücadelesini vermeye gayret ediyoruz” diyor

Mücadelemiz, insanları ayakta tutma mücadelesi

ARDA ÖZARDA

TAKSAV 8.Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali açılış gününde piyano dinletisi gerçekleştiren piyanist Dengin Ceyhan BirGün’ün sorularını yanıtladı. Özellikle devlete bağlı sanat kurumlarının özgürce hareket edemediğine vurgu yapan Ceyhan,‘yukarıdan bir uyarı gelir mi’, ‘şimdi laf yemeyelim’ mantığıyla hareket edildiğine değindi.

TAKSAV 8.Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali başladı. Sizde açılış gününde bir piyano dinletisi gerçekleştirdiniz. Festival süreci hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Geçen sene ‘Nazım şiirleri ve şarkıları’ ekibimizle gelmiştik. O dönem Yasemin Hanım ve TAKSAV ile tanışmıştık. Bu sene de bir açılış daveti aldık. Çok güzel bir gündü. Bu tarz işler Türkiye’de bulunması zor işler. Bu işler çok değerli, kıymetli işler. Burada bulunmaktan, festivalin bir parçası olmaktan onur duyuyorum.

Türkiye’deki sansür hakkında ne düşünüyorsunuz? Sansür sadece engelleme midir?

Mesela hedef gösterme, engelleme, ötekileştirme de birer sansür. Bu şekilde baktığımızda, herhangi bir vakada, özellikle sosyal medya kanallarında tüm bunların ve daha fazlasının yapıldığını görebiliyoruz. Özellikle devlete bağlı sanat kurumlarının hiçbiri özgürce hareket edemiyor; ‘yukarıdan bir uyarı gelir mi’, ‘şimdi laf yemeyelim’ mantığıyla hareket ediliyor. Bunun dışında daha çok muhalif görünen sanatçıların konser iptallerinden tutun da sanatçılara yöneltilen tehditlere kadar her şeyi görüyoruz. Bu gelinen nokta da politik nedendir.

BASKI HER ALANDA MEVCUT

Son dönemde de bir direniş, dayanışma durumu topluma sirayet etmiş durumda. Sizin görüşleriniz neler?

Aslında sadece sanat konusuyla ilgili değil. Baskı şu an Türkiye’de her alanda mevcut. Sanat ile ilgili konuşacak olursam artık herkese alıştırılan ve kimsenin şaşırmadığı bir süreç yaşıyoruz. Sadece bu iklimde nasıl ayakta durabiliriz ya da insanları nasıl ayakta tutabiliriz bunun mücadelesini vermeye gayret ediyoruz. Çünkü bu bizim yaşam amacımız.

mucadelemiz-insanlari-ayakta-tutma-mucadelesi-659016-1.

Son dönemde gerek müzik sektöründe gerek sahne sanatlarında bir kısırlık yaşanıyor. Bir akademisyen ve bir müzisyen olarak sizin bu konu hakkındaki fikirleriniz neler?

Tamamı eğitim ile alakalı bir şey. Kaliteyi insanların önüne koymadığınız zaman insanlar kalitesizlikle yetiniyor ve alışıyor. Örneğin; magazin programları yerine belgesel programları neden yayınlanmıyor. Emeğe saygısızlık etmek istemem ama kalitesiz işler yapılıp büyük bir reklam çabasına girilmek yerine kaliteli işler ön plana çıkarılsaydı çok farklı olabilirdi. İnsanlara her anlamda kalitesizlik aşılanıyor. Türkiye’de insanlar her konuya yorum yapmaya çok alıştı. Herkesin her konuda fikri var. Konularda bilirkişiye danışmayı unuttuk.