Suriyeli Ali El Hemdan’ın ‘dur’ ihtarına uymadığı için öldürülmesine ilişkin davada sanık polis hakkında karar çıkması bekleniyor. Avukat Bek’e göre polise müebbet cezası verilirse bu gibi davalarda bir ilk yaşanacak.

Müebbet çıkarsa karar emsal olacak

Dilan Esen

Adana Seyhan’da 27 Nisan 2020’de 18 yaşındaki Suriyeli mülteci Ali El Hemdan’ın sokağa çıkma kısıtlaması sırasında işe gitmek isterken ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis memuru Fatih K. tarafından vurularak öldürülmesine ilişkin davada yarın karar verilmesi bekleniyor. Baran Tursun Vakfı’nın verilerine göre ülkede, polisin şüpheli olduğu olay sayısı 2007’den bu yana 410’ken Adana 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın son duruşmasında savcı, sanık polise ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası verilmesini istedi. Usulsüzlüklerle dolu davada, avukatlar ceza çıkmasını bekliyor fakat bu dava sadece sanık polise verilecek cezayla bitmemeli.

Davada ailenin bir avukatı yok. Adana Barosu’nun davaya müdahil olma talebi 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddediliyor. Adana Barosu avukatları ise davaya yalnızca izleyici olarak katılabiliyor.

TÜRKİYE’DE İLK OLUR

Davayı izleyen Adana Barosu İnsan Hakları ve AİHM Komisyonu’ndan Tugay Bek, savcının talebi doğrultusunda, ceza verilecek olursa, Türkiye’de ilk kez ‘dur’ ihtarına uymadığı için bir kişiyi öldürdüğü için polisin ‘kasten öldürme’ suçundan mahkûm olacağına dikkat çekti. Bu olaylarda polislerin cezasız kaldığını ifade eden Bek, “Türkiye’de çok sayıda insanımız ‘dur’ ihtarına uymadığı için öldürüldü. Bu ölümlerin olmasının nedeni cezasızlık pratiği. Silahlarına oldukça rahat davranabiliyorlar. Burada çıkacak cezanın caydırıcı etkisi olacaktır. 21 Aralık’ta ceza çıkacağını düşünüyoruz” dedi.

SON DERECE VAHİM

Adana Barosu, geçen günlerde davanın yargı sürecine dair hazırladığı raporuyla olayın kaza gibi gösterilmek istenmesiyle ilgili yaptıkları suç duyurusu ile ilgili somut delil olmadığı iddiası ile dilekçenin dönemin Adana Valisi Mahmut Demirtaş yönünden yürürlüğe konulmaması kararı verildiğini açıklamıştı. Müfettiş raporunu ortaya çıkaran Adana Barosu, cinayetin işlendiği andan bugüne kadar cinayetin nasıl ört bas edilmeye çalışıldığını aktarmıştı. Baronun raporuna göre Emniyet’e bağlı kriminal laboratuvarda delillere aykırı bir rapor hazırlandı.

Tugay Bek, sahte rapor hazırlanması ve usulsüzlüklerde sorumluluğu olanların halen görevlerinin başında olmasının vahim bir durum olduğunu ifade etti.
“Yargıya müdahale edenler hakkında da bir soruşturma başlatılması gerekir ancak görevlerine devam ediyorlar” diyen Bek, şöyle konuştu: “Ali El Hemdan dosyasının ilk anından itibaren valilik, emniyet, kriminal laboratuvarın büyük bir teşkilat dayanışmasıyla sanık polisin ceza almadan kurtulması için çalıştıklarını biliyoruz. Mülkiye müfettişinin tespitleri arasında cinayetin basına yansımasından hemen sonra vali ve emniyetin bir araya geldikleri, polis memurunu koruma kararı aldıkları, gerçeğe aykırı rapor aldıkları bu raporda mevcut. Biz ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunduk. Bu suç duyurusu vali tarafından işleme konulmama kararı tebliğ edildi. Hatta terfi etmiş durumdalar. Dönemin Adana Emniyet Müdürü İstanbul Emniyet müdürü oldu.”

Yargıya konu olan bu tip olaylarda, söz konusu raporlara dayanarak karar verildiğini dolayısıyla birçok davanın etkilenebileceğine işaret eden Bek, “Ali El Hemdan dosyası şunu gösteriyor, buradaki polis memurları meslektaşlarını korumak için sahte rapor hazırlamış. Mermi üzerinde inceleme yapılması, mermi de bir dezenformasyon varsa bunun sekerek geldiği sonucuna varılıyor. Ali El Hemdan öldürüldükten sonra kıyafetlerine bakılarak seken mermi olduğu yönünde görüş bildiriyor. Kıyafetteki delikten yola çıkarak sekip sekmediği konusunda bir sonuca varmak o bilime aykırı.”