Müebbet hapis cezası alan şahısları serbest bırakan hakimler HSK’ye şikayet edildi

Adana’da 17 Ekim 2017 tarihinde akşam iki kişi hırsızlık için girdiği evde kendisini fark eden ev sahibi 72 yaşındaki Kudret Yener’i öldürdü. Hırsızlar, daha sonra evdeki altınları alarak kaçtı. Olayın ardından Ceyhan İlçe Jandarma Komutanlığı soruşturma başlattı.

İHA'da yer alan habere göre, jandarma ekipleri evde parmak izi çalışması yaptı. Ancak parmak izi bulunamadı. Ayrıca bir boğuşma olduğu için jandarma ekipleri kadının tırnağından DNA örnekleri aldı. Jandarma daha sonra cinayeti işleyebilecek zanlılar üzerinde köyde çalışma başlattı. Jandarma yaptığı çalışmada cinayeti ve hırsızlığı amca çocukları olan şüpheliler İsmail Y. ve Vural Y.’nin yaptığını tespit etti.

Zanlıların cinayetin işlendiği saatte köye otomobil ile girip çıkış yaptıkları belirlendi. Bu anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye görüntülendi. Olaydan bir yıl sonra jandarma ekipleri iki şahsı yakaladı. Şahıslar sevk edildikleri adliyede “cinayet, hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali” suçlarından tutuklandı.

Daha sonra savcı iddianame hazırlayarak sanıkların “ağırlaştırılmış ömür boyu hapis” hırsızlıktan 6 yıl 3 er ay ve “konut dokunulmazlığının ihlalinden” 1’er yıl 8 ay hapis cezasını istedi. Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesinde sanıkların yargılanmasına başlandı.

DAVA 2 YIL BOYUNCA DEVAM ETTİ

Bu arada jandarmanın cinayeti ve hırsızlığı aydınlatmak için yaptığı parmak izi ve DNA örneği sonuçları da Trabzon Adli Tıp Kurumundan geldi. Buna göre kadının tırnağından alınan dokuda sanık İsmail Y.’nin DNA’sı çıktı. 2 yıl boyunca sanıkların davası ağır ceza mahkemesinde devam etti.

Sanıklar 13 Kasım 2020 tarihinde karar duruşmasına çıktı. Savcı, 1 yıl kaçtıktan sonra yakalanıp tutuklu yargılanan iki sanığın üç ayrı suçtan cezalandırılmalarını istedi. Sanıklar suçlamaları kabul etmeyip beraatlarını istedi.

TUTUKSUZ YARGILANMAK ÜZERE SERBEST BIRAKILDILAR

3 hakimden oluşan Ceyhan 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, sanıklar İsmail ve Vural Y.'yi önce ‘Bir suçu gizlemek ve öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkum etti. Bu cezayı iyi halden ömür boyu hapse çevirdi. Heyet, her iki sanığa da ayrıca ‘gasptan' 6 yıl 3'er ay, ‘nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal' suçundan 1 yıl 8'er ay hapis cezasına mahkum etti.

Ancak mahkeme iki sanığa yurt dışına çıkış yasağı koyarak adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı.

Ceyhan Cumhuriyet Başsavcısı Ufuk Mustafa Süren karara itiraz etti. Oluşturulan yeni mahkeme heyeti 2 sanık hakkında tekrar yakalama kararı çıkardı. İki sanık polis tarafından yakalanıp yeniden sevk edildiği adliyede tutuklandı.

‘KARARI DUYUNCA NE OLDUĞUNU ANLAMADIM’

Ablasını öldüren iki sanığa müebbet hapis cezası verilip daha sonra gözaltı ve cezaevinde yattıkları süre ile mahkemedeki iyi hallerinden, kaçma şüpheleri olmadığı için adli kontrol ile serbest bırakılmasına bir anlam veremediklerini söyleyen Nesibe Gençer, “Kararı duyunca şok oldum. Kendime gelemedim. Eve geldiğimde bayıldım sinir krizi geçirdim. Bir kadın vahşice öldürülmüş 3 kadın hakim bunları serbest bırakıyor. Hakimler ben bu kişilerin bu kadını öldürdüğüne kanaat getiremedim beraat veriyorum dese anlarım ama müebbet hapis cezası verip serbest bırakma nedir. Ben Adana Adliyesinde yazı işleri müdürüyüm böyle bir karar duymadım. Benim avukatım 42 yıllık avukat böyle bir karar duymamış. Bu bir akıl tutulması. Başka bir şey değil” dedi.

3 hakiminin ablasının canavarca hisle öldürülmesine rağmen sanıklara iyi hal uyguladığına dikkat çekerek şunları kaydetti:

“Biz dava açıldıktan sonra iyi halin uygulanmamasını istedik. Ancak ablam kadın olmasına rağmen 3 kadın hakim iyi hali uyguladı. Üstelik de karar mahkemesinde müebbet hapis cezası verip serbest bıraktılar. Bir kadının öldürülmesinin cezası 2 yıl mı? Bunlar sadece iki yıl yattı. Her şey sabit. Zanlının DNA’sı ablamın tırnaklarında çıktı. Güvenlik kamerası kayıtları var. Sanık tarafın Trabzon Adli Tıptan gelen DNA’ya inanmadı İstanbul Adli Tıp’a gitti oradan da ablamın tırnaklarında sanığın DNA’sı çıktı. Buna rağmen böyle bir karar verilmemeliydi. Bu nedenle HSK’ye dilekçemi yazdım 3 kadın hakimden şikayetçi oldum.”