Muhafazakâr siyaset  yaşam hakkını hedef alıyor

Özde ÇELİKBİLEK

Polonya ve Türkiye’deki muhafazakâr hükümetlerin İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırmaya yönelik girişimleri tepki çekmeye devam ediyor. Peki, sözleşmenin kapsamında olmayan ama kadına şiddete karşı son 10 yılda verdikleri mücadelelerle önemli kazanımlar elde eden Latin Amerikalı kadınlar bu konuda ne düşünüyor? Arjantin’de “NiUnoMenos” (Bir kişi daha eksilmeyeceğiz) sloganıyla sokaklara dökülen ve düzenledikleri büyük grevlerle hükümeti masaya oturtmayı başaran kadınlardan Rocio Moltoni ve Guadalupe Martinez ile hem İstanbul Sözleşmesi’ni hem de Arjantin’deki feminist mücadeleyi konuştuk.

muhafazakar-siyaset-yasam-hakkini-hedef-aliyor-764692-1.Martinez, Türkiye hükümetinin sözleşmeden çıkmak istemesini, en temel insan hakkı olan ‘yaşam hakkı’na yönelik bir müdahale olarak nitelendiriyor: “Kadına yönelik şiddeti önlemeyecek politikaları ve sorumluların cezalandırılmasını garantileyen bu sözleşmenin yürürlükten kaldırılması çabası, insan haklarına aykırı bir durum.

Muhafazakâr siyasetin ‘aile yapısına zarar verdiği’, ‘cinsiyetleri ortadan kaldırdığı’, ‘eşcinselliği övdüğü’ gerekçesiyle sözleşmeden çıkmak istemesi, toplumdaki özgürlüğü kısıtlayıcı bir tutumdur ve en temel insan hakkı olan yaşam hakkına saldırıdır.”

ARJANTİN’DE FEMİNİST MÜCADELE

Türkiye’de kadınlar ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ diyerek eylemlerini sürdürüyor. Peki Arjantin’de neler oluyor?
Arjantinli kadınlar tarafından gerçekleştirilen eylemler, yılların feminist mücadelesi ve özellikle son on yılda ortaya çıkan kapsayıcılık sayesinde bugün önemli kazanımlar elde etti. Kadınlar ve LGBTİ+’ler artık yasal zeminlerde de söz sahibi bir konuma yerleşmiş durumda. Latin Amerika’da LGBTİ+ evliliklerini 2010 yılında ilk yasallaştıran ülke olan Arjantin’de kadınlar ve LGBTİ+’lar birleşik bir mücadele sürdürüyor. Üstelik 2012 yılında ‘cinsiyet kimliği’ kavramı yasalara girdi. Bu sayede yurttaşların atanmış cinsiyeti ile değil, tercih ettiği cinsiyeti ile yasal temsiliyeti sağlanmış oldu.

YASAL ZEMİNDE KAZANIMLAR

Arjantinli kadınlar, tüm dünyada yeni bir feminist mücadelenin araçlarının tartışıldığı bir dönemde örgütledikleri “NiUnoMenos” eylemlerinin, güneyden gelen bu hareketin önemli olduğunu vurguluyor. Kazanımlarını sorduğumuz Moltoni, şunları söylüyor:

“Yasal zeminlere taşıyabildiğimiz bu mücadeleyle 2008 yılında ‘Zorunlu Cinsiyet Eğitimi’ adı altında okullarda çocukların cinsellik eğitimi alabilmesini sağlayan yasayı kabul ettirdik. Tüm çocukların basmakalıp cinsiyet rollerinden, şiddetten arınmış bir çocukluk geçirmelerini ve ergenlerin cinsellik ile ilgili eğitim almasının bir hak olduğunu savunuyoruz. İkinci bir eğitim yasası ise 2018 yılında yürürlüğe girdi. Bu yasa adını, 2017 yılında tecavüze maruz bırakıldıktan sonra katledilen 17 yaşındaki Micaela Garcia’dan alıyor. Bu yasa, kadınlara yönelik şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla tüm devlet çalışanları için zorunlu cinsiyet eğitimi kapsıyor.”

muhafazakar-siyaset-yasam-hakkini-hedef-aliyor-764693-1.Yasalarla ilgili elde ettikleri bu kazanımların elbette yeterli olmadığını dile getiren Moltoni, “Bu yasalar yürürlüğe girmiş olsa da ne yazık ki kadınlar katledilmeye devam ediyor. 2019 yılındaki resmi verilere göre, Arjantin’de toplumsal cinsiyet temelli şiddet nedeniyle 568 kadın öldürüldü” diyor.

Hükümetin 2020-2022 yılları arasında gerçekleştirilecek yeni bir plan üzerinde çalışmaya başladığını aktaran Martinez ise, harekete destek veren Kadın, Cinsiyet ve Çeşitlilik Bakanı Elizabeth Gómez Alcorta’nın da dahil olduğu bu planla cinsiyet temelli şiddetin azaltılmasının hedeflendiğini ifade ediyor.