Erdoğan’ın korona yasaklarına rağmen seçim mitingi havasında toplantılar yapması siyaseti hareketlendirdi. Muhalefet partileri zayıflayan iktidar karşısında ilk kez iktidarın kokusunu alıyor. Henüz Erdoğan engelini aşamayan muhalefet, ‘başka bir yol olabilir mi?’ arayışına giriyor.

Muhalefet, Erdoğansız çözüme cesaret edemiyor

YAŞAR AYDIN yasaraydin@birgun.net

Üç kez Türkiye’yi “seçime gerek yok” diye diye seçime sürükleyen MHP lideri Bahçeli’nin geçen hafta “seçimler zamanında yapılacak” açıklamasıyla gözler Ankara’ya çevrildi. Siyasetteki tek gelişme de bu değil. Tayyip Erdoğan korona yasaklarına rağmen seçim mitingi havasında toplantılara devam ediyor. Örgütünü diri tutmaya çalışıyor.

İktidar cephesi kadar muhalefet tarafı da hareketlendi. Bir taraftan Akşener, diğer taraftan İnce ve Davutoğlu memleketi dolaşıyor. Her hafta bir iki toplantı ya da şehir gezisinde karşımıza çıkıyor.


MEDYAYA DİKKAT EDİLMELİ

Türkiye’de siyasette dengeler değişirken bunun ilk yansıması medya alanında olur. 1983 yılından bu yana neredeyse değişmeyen bir ilke oldu. Medya alanında iki şey yaşanır. Birincisi yeni gazete ve televizyon kurulur ya da sahiplik ilişkisi değişir. İkincisi ise bazı yazarlar, medya yöneticileri taraf değiştirir veya denge durumuna geçer.

Bu aralar Türkiye açısından da benzer şeyler yaşanıyor. Medya organları kuruluyor, gazeteler yanlarına televizyon ekliyor, yandaş kalemler küçük muhalif çıkışlar yaparken muhalif bilinen bazı bazı isimler ise daha dengeli durmaya çalışıyor. Bazı medya organları yeni sürecin kokusunu almış olacak ki yasağı esnetiyor. CNN’in Akşener-Demirtaş diyaloğunu haber bültenlerine birden çok kez taşıması bu durumun en net göstergesi. Yandaş medya, sadece emir alan durumundan çıkıp aynı zamanda sahibine yol gösteren bir noktaya geçiyor. Tüm bunların arkasında kuşkusuz AKP’nin zayıflamasıyla iyice hareketlenen siyaset dengeleri var.

İŞLER İYİ DEĞİL

Tatile giren Meclis ve bir anlamda sürekli tatilde olan iktidar ve muhalefet parti genel merkezleri bugünlerde çok hareketsiz. Ankara’da iktidar ve muhalefet cephesinden çok az sayıda milletvekili, parti yöneticisi kaldı. Türkiye’nin neredeyse tüm meselelerinde ayrışan iktidar ve muhalefet partilerine mensup isimler sadece bir noktada anlaşıyorlar: “İşler iyi gitmiyor.” İktidar cephesine de egemen olan bu ruh halinin anketlerle de onaylanması Meclis içi muhalefet partilerini çok heyecanlandırıyor. Zayıflayan bir iktidar var. Muhalefet partileri ilk kez iktidarın kokusunu alıyor. Ama hala önlerinde Tayyip Erdoğan gibi bir engel var. Muhalefet, Erdoğan’ı aşabilen bir figür çıkaramayınca ‘acaba başka bir yol olabilir mi’ arayışına girdi.

MUHALEFET YÖNTEM ARIYOR

Ankara’da muhalefet cephesinin farklı merkezlerinde üç yol üzerinde çalışma yapılıyor.

► ERDOĞANLI GEÇİŞ: Muhalefet cephesinde bu kesimin azımsanmayacak bir etkisi var. Erdoğan’ı süresi bitene kadar iktidarda tutan ama ilk seçimle birlikte yeniden eski sisteme geçişi hedefliyor. Bu öneriyi hayata geçirmeye çalışan ekip Erdoğan’ın varlığından rahatsız değil. Sistemin kendisinin Erdoğan’ı bu hale getirdiğini düşünüyor. Bu yüzden hâlâ “kendisi iyi etrafı kötü” tezahüratları yaşanıyor. Medya dünyasında da üstelik muhalif kesimde de bunu düşünenler var. Yeni oluşan ve oluşacak yapılarda da bu fikir desteklenecek gibi.

► ERDOĞAN RIZASIYLA: Bu fikir sadece muhaliflerin değil bazı eski AKP’li yöneticilerin de sıcak baktığı bir çözüm. Erdoğan “makul bir sürede kendi isteğiyle çekilecek” şeklinde özetlenebilir. Erdoğan’ın kaderiyle kendi kaderlerini ayrıştırmak isteyen AKP’lilerle yeni parti mensupları en çok bu başlığı seviyor. Bu fikrin hali hazırda iki gazetesi bile var.

► ERDOĞAN’A RAĞMEN: Türkiye’yi seçime zorlamak ve iktidarı erken seçim yoluyla yenmek. İlginç biçimde erken seçime zorlama muhalefetin çok tercih ettiği bir yol değil. Bu anlamıyla Meclis muhalefetini en az itibar gösterdiği ve örgütlemeye çalıştığı şık bu. Doğal olarak da medyada çok itibar görmüyor.

İPLER ERDOĞAN’A ÇEVRİLİYOR

Meclis muhalefetin bu tutumu her koşulda Erdoğan’ın merkezde olmasını sağlıyor. Şu anda kendi yol haritasını hayata geçirmeye çalışan Erdoğan, bunun artık mümkün olamayacağını anladığı durumda bile alternatifleri olacak. Erdoğan bunun rahatlığıyla ülkenin tüm olumsuz koşulları ve başarısızlıklara rağmen hamle üzerine hamle yapıyor. Ekimde yeni seçim yasası konuşulmaya başlandı bile. Muhalefet için özlemle beklediği günler hiç gelmeyebilir.