6'lı masadan çıkacak cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konuşulurken, muhalefet kulislerinde ortak adayın CHP'den bir ismin olacağının neredeyse kesin olduğu yorumları yapılıyor. CHP'li bir parti yöneticisinin, "Bize göre kuvvetle muhtemel, genel başkan aday olacaktır" yorumu yaparken, hem CHP hem de İYİ Parti'de İmamoğlu ve Yavaş'ın isimlerinin de adaylık denkleminin dışına çıkmadığı belirtiliyor. En güçlü isim olarak görülen Kılıçdaroğlu'nun ise hesabını 'seçimi farklı kazanma' üzerine yaptığı, 'kazanamayacağını görmesi halinde aday olmayacağı', iki belediye başkanının adaylığının gündeme gelebileceği ifade ediliyor.

Muhalefet kulislerinde 'adaylık' değerlendirmeleri: "Neredeyse kesin"

Türkiye 2023 seçimlerine doğru giderken, muhalefetin çıkaracağı cumhurbaşkanı adayının kim olacağı da siyaset gündemindeki yerini koruyor. Muhalefetin adayı konusunda birden fazla isim konuşulurken, son olarak eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın muhalefetin ortak adayı olacağını iddia edildi.

BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'ın haberine göre, muhalefet kulislerinde aday tartışmaları ve aday belirme sürecinde izlenecek stratejiye ilişkin yapılan değerlendirmelerde, CHP ve İYİ Partililer, Kılıç'ın adaylığı iddialarına "Zerre gündemimizde değil, aklımızın ucundan geçmez" sözleriyle tepki gösteriliyor.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, 'dışarıdan' bir adayın başarı şansının zaten mümkün olmayacağı belirtilirken, CHP'li bir parti yöneticisi, adaylık kriterlerini şöyle açıklıyor:

"Aday CHP'li olmalı. İkincisi siyasetçi olmalı. Elbette belediye başkanları da siyasetçi kriteri içindedir ama bize göre kuvvetle muhtemel, genel başkan aday olacaktır. Dışarıdan bir adayla seçimi kazanmaya sistem müsait değil. Kaldı ki kazansak bile, ülkeyi yönetemeyiz. Çünkü 6'lı masayla bu seçime gidiyoruz. Bu seçimden çıkacak kişi sadece ittifakları değil, iktidarı ülkeyi yönetecek birisi olmalı."

"SEÇİM TAKVİMİ İLE BİRLİKTE AÇIKLANIR"

Seçim sürecinin bir anlamda, gerek iktidar kanadı, gerekse muhalefet açısından 'sinir harbi' niteliğine dönüşebileceği savunularak, "Muhalefetin adayına yönelik kıştırtıcılık yapılacak, sinir uçlarına dokunulacak. Bu süreçte dayanıklılık testini kim geçerse, süreci kim iyi yönetirse o kazanacak. O nedenle bizim adayımız, seçim takvimi ile birlikte açıklanır" yorumu yapılıyor.

İYİ Parti kurmayları da 'Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin yürürlükte olduğuna ve adayın da partili olacağına işaret ediyor.

Adaylık için CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş isimlerinin konuşulduğuna dikkat çeken İYİ Parti kaynakları, "Evet, hiç tanınmayan bir isim olursa adayı açıklamakta gecikmiş olunur. Ama konuşulan isimler aday olursa geç kalınmış olmaz, zaten kamuoyu bu isimler üzerinden aday tartışıyor. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nde de zaten partisiz aday olmaz" görüşünü dile getiriyor.

YAVAŞ ve İMAMOĞLU ADAYLIK DENKLEMİNDEN ÇIKTI MI?

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın, adaylık için 'göreve çağırdığı' Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın, "Ben kamu görevlisiyim ve kendimi siyasetin içinde görmüyorum" açıklaması, İmamoğlu'nun da "Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu" şeklindeki sözleri CHP'de memnuniyet yarattı. Ancak gerek CHP, gerekse İYİ Parti'de bu açıklamalara karşın, iki büyükşehir belediye başkanı, adaylık denklemi dışına çıkmış değil.

Adaylık konusunda en güçlü isim olarak görülen Kılıçdaroğlu'nun ise hesabını 'seçimi farklı kazanma' üzerine yaptığı, 'kazanamayacağını görmesi halinde aday olmayacağı', iki belediye başkanının adaylığının gündeme gelebileceği ifade ediliyor. Muhalefetin, birden çok aday seçeneği olması ise 'handikap değil, zenginlik' olarak görülüyor.

"KRİZ YOK, İLGİ VAR"

CHP kulislerinde, muhalefetin adayının kim olacağının bu kadar tartışılmasının nedenleri olarak şunlar dile getiriliyor:

"Bu seçim, Millet İttifakı'nın seçimi olacak. İktidar kanadı, bunu görüyor ve ittifakı bölmeye dönük arayış içinde. Bunu da en rahat yapabileceği zemin olarak aday tartışması görülüyor.

"İkinci bir neden aday tartışmasının alıcısı, izleyicisi çok. Kaldı ki adayı erken açıklasak da bu tartışma bitmeyecek, 'şu neden olmadı, daha çok oy alabilirdi' denilecek. Elbette belediye başkanlarımız da aday olmak isteyebilir. Ama bu tartışmanın tarafı değiller. Toplumsal karşılıkları olması bizim avantajımız.

"Oysa Cumhur İttifakı'nın Erdoğan dışında bir alternatifi yok. Sürece yönetme konusunda bizim açımızdan bir risk yok. O nedenle Millet İttifakı'nda da bir adaylık krizi yok, ilgi var."

NEDEN SEÇİM TAKVİMİ BEKLENİYOR?

Muhalefet partileri içinde cumhurbaşkanı adayının 'seçim kararı alındıktan sonra açıklanması' konusunda görüş birliği olduğu belirtiliyor. Buna neden olarak da, muhalefetin sadece aday değil, yönetim kadrosunu, anlayışını da ilan ederek, seçime gidilecek olması gösteriliyor.

Yeni seçim yasasına karşın, muhalefetin parlamento seçimimini kazanmasında bir sorun olmadığı ancak cumhurbaşkanlığı için çok ince bir strateji yürütülmesi gerektiği vurgulanıyor:

"Sadece aday ismiyle yola çıkılması doğru olmaz. Yönetim tarzı, mekanizması ve cumhurbaşkanının birlikte çalışacağı takım arkadaşları da açıklanmalı."

"AKŞENER, YÜKÜ ÜSTLENECEĞİNİ GÖSTERDİ"

Yeni seçim yasası değişikliğine göre ittifakta yer alacak siyasi partilerin milletvekili sayısı, seçim çevrelerinden aldıkları oy oranına göre hesaplanacak. Bu durum, küçük partilerin milletvekili çıkarma olasılığını zayıflattığı için muhalefet partileri, parlamento seçimlerinde en fazla milletvekili çıkarmaya dönük simülasyonlar üzerinde çalışıyor.

Seçeneklerden birisi de barajı aşamayacak partilerin CHP ve İYİ Parti listelerinden seçime girmesi. Bu durumda, her iki parti içinde de 'liste krizi'nin yaşanmasının olası olduğu değerlendiriliyor.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Başkanlık Divanı'nda yaptığı değişiklik, kısa süre önce Kılıçdaroğlu'nun Bülent Tezcan'ı Merkez Yönetim Kurulu'na (MYK) alarak parti yönetimini güçlendirmesi, olası krizlere yönelik bir önlem ve 'yükü paylaşma' olarak görülüyor. CHP kulislerinde, İYİ Parti'de yapılan değişiklik, Akşener'in önümüzdeki süreçle ilgili 'yükü üstlenmeye hazır olduğu' mesajı olarak yorumlanıyor.

Kılıçdaroğlu'nun da seçime giderken, parti yönetiminde dar kapsamlı değişikliğe gidebileceği, bu kapsamda bir veya yeni iki ismi MYK'ye taşıyabileceği konuşuluyor. MYK'ye yeni girecek isimler arasında Elazığ Milletvekili Gürsel Erol'un adı geçiyor.

HDP, MUHALEFET MASASINDA NASIL YER ALACAK?

Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 6'lı masada yer almayan HDP'nin tutumu da belirleyici olacak. İYİ Parti'nin mesafeli tutumu nedeniyle, HDP'nin parlamenter sistem masasında yer alması beklenmiyor. Ancak Kılıçdaroğlu'nun aday olması halinde, HDP'nin desteğinin alınabileceği düşünülüyor.

CHP kulislerinde, "Kılıçdaroğlu'nun adaylığı hem İYİ Parti, hem de HDP'yi rahatlatır. Genel Başkan, bir araya gelemeyenlerin ortak destekleyeceği bir isim olur. HDP bu süreçle ilgili sorunlu değil, sorumlu bir siyaset yürütüyor" yorumu yapılıyor.