Google Play Store
App Store

MHP Lideri Bahçeli’nin “yumuşama” çıkışı, DEM Parti’ye “milli birlik” mesajıyla devam etti. Normalleşme tartışmalarını değerlendiren uzmanlar, “Amaç makul bir muhalefet yaratmak” dedi.

Muhalefeti sınıra hapsetme çabası

Politika Servisi

Meclis açılışıyla tekrar gündeme gelen “normalleşme-yumuşama” tartışmaları bir kez daha siyasetin ana gündem maddelerinden biri oldu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti Grubu ile tokalaşması hakkında açıklamalarda bulundu. "Siyasette hiç kimseyle, hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğiz, konuşup çözemeyeceğiz bir şey yoktur" diyen Bahçeli, "Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. ‘Gelin Türkiye partisi olun’, ‘milli birliğimizde kenetlenin’ teklifidir. DEM’e düşen sorumluluk uzanan elin kıymetini anlaması ve eşik olarak değerlendirmesidir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin sözlerine yanıt gecikmedi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında konuştu. Demokratik bir anayasanın ihtiyaç olduğunu belirten Hatimoğulları, bunun için yapılması gerekenleri anlattı. Hatimoğulları, "Onurlu barışın tesis edilmesi için ödenecek her türlü bedeli ödemeye, müzakereye ve diyaloğa hazırız" dedi.

PRAGMATİK ADIM

Bahçeli’nin çıkışını ve siyasetteki “normalleşme” tartışmalarını BirGün’e değerlendiren Siyaset Bilimci Doçent Dr. Cangül Örnek, “Normalleşme tartışması, iktidar kanadının inisiyatifiyle gelişmiş taktiksel durum. Başka birtakım gündemlerin yolunu açmak, o gündemlerin hayata geçmesi. Başka hedeflerin hayata geçmesi için gereken taşların döşenmesi üzerine benimsenmiş bir taktik bu. Durum böyle olunca, kendi başına demokratikleşme, refah artışı, kendi başına adaleti hedefleyen bir araç ülkenin demokratikleşmesini ya da ülkenin daha iyi bir yer haline gelmesini sağlayamaz. Şunu kastediyorum; burada çok pragmatik olarak atılmış bir adım var. Bu adımın amacı en başta bir anayasa mutabakatı ya da herkesi masaya oturtmaya ikna etmeye çalışan bir gündem açılmış durumda” ifadelerini kullandı.

Siyaset Bilimci Doçent Dr. Cangül Örnek

“Mesele burada yeni anayasa tartışmaları yapılırken, muhalefeti masaya oturtmak. Sonuç itibarıyla o masa kurulduktan sonra, o masadan bir uzlaşma çıkacağını ben düşünmüyorum” diyen Örnek değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Ancak o tartışmanın o masa etrafında yapılmasına ihtiyaç var. Uzlaşma da tam olarak bu ihtiyaç için geliştirilmiş taktiksel bir adım, ilksel bir tutum değil. Bundan sonra Türkiye siyasetini insanların daha az düşmanlaştığı bir siyaset ortaya koyacak bir adım değil. Burada bir ilke değişikliğinden söz etmiyoruz. Bu geçici taktiksel bir adımdır. Bu taktiksel adım iktidar tarafından geliştirilen bir adım ve sonlandırılması da yine iktidarın elinde. Muhalefette bunu sonlandıracak bir kararlılık ve inisiyatif görmüyorum. Buradan el sıkışma dışında bir şey çıkmaz.

KAPIYI KAPAMAK GEREK

Belki 10 yıl önce, her şeye rağmen bu taktiksel adımlara muhalefet tarafından yanıt verilmesi bu kadar tepkiyle karşılanmayabilirdi. Ancak tüm Türkiye’deki gerilimler bizzat bu partilerin içerisinde bulundukları suçlar söz konusuyken, örneğin; MHP Genel Başkanı bir gazeteciyi tehdit etmiş. Bu liderleri el ele sıkışırken görmek, ayağa kalkarken görmek, toplumun siyasetçi, sınıfına hangi partiden olursa olsun, yabancılaştırmaktan başka sonuç doğurmuyor. Gelecek anayasa taslağı ne olursa olsun. Anayasayı uygulamayan bir iktidar, demokratik bir anayasa yapmaz. Kendi yaptıkları anayasaya da uyamazlar. Dolayısıyla son derece pragmatik, iktidar ömrünü uzatmaya dönük bir hamle bu. İhtiyacımız olan şey masaya oturmak değil. İhtiyacımız olan şey var olan anayasanın uygulanabilmesi, daha demokratik bir sürecin oluşması. Yapılan oyunun amacı, daha otoriter, daha sert bir anayasaya kavuşturmak. Muhalefetin bu konuda herhangi bir kapıyı açmaması gerekir. Ancak o zaman takdir görebilir.”

Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç

ASIL MUHATAP YOK

Bölge illerinde araştırmalarıyla bilinen Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Bahçeli’nin çıkışı daha çok siyasal sistemin yeni bir aşamaya yeni bir dizayna geçerken Meclis muhalefetini mevcut siyasal iktidarın izin verdiği sınırlarda tutmak istemesi gibi görünüyor. Ortadoğu’daki yeni döneme uygun olarak Meclis muhalefetini de belli sınırlarda tutmak için yapılmış bir çağrıya benziyor. Aksini düşünmek için öncelikle Kürt sorununu tanımak gerekirdi. DEM Parti zaten bir Türkiye partisi. Bunu öncelikle kabul etmesi gereken bizzat MHP’dir. Devlet aklıyla ilerleyen süreçte Kürt meselesinde çözümsüzlük olmuştu. Kürt meselesi büyüyerek bölgesel unsur haline geliyor. Eğer tam tersi Bahçeli’nin çıkışı samimi olsa ilk kez tarihsel ve doğru bir rol biçilebilirdi. Ancak şu ana kadar gördüklerimiz bunlar değil parlamento muhalefetini iktidar için makul hale getirme çabası.”