Hayaller dünyasında yaşayan, yalanlarla kendilerini kaplamış idarecilerimiz sağ olsun ülkemiz yeni yıla süpersonik, hatta hipersonik bir hızla girmiş çok şükür. Altında koltuktan ısıtmalı, omuz masajı yapan araçlarla, trafiğe bile takılmadan gazlayanlar, yolun ne kadar kapalı olduğunu göremiyor haliyle. Ekonomi desen sağdan soldan alınan paralarla, vanalar açıldı, ne para varsa dağıtılmaya başlandı. Her şey çok güzelmiş zaten, biz göremiyoruz haliyle. Geçtiğimiz yıl zaten ayrı bir fantastik geçmişti. Yılın son günlerinde çocuklarla evlenilir mi gibi tartışmalar vardı ülkede. Cemaatler ve tekkelerle yeni kandırılmaların yollarına taş döşeyen idarecilerimiz, çaresizliklerini vatandaşa sıtmayı pazarlarken “hadi yine iyisiniz bugün de ölmediniz” diyor adeta. Zaten uzun vadeli bir planımız yok, zaten her gelecek gün yaşanandan daha iyi olacak derken gitgide çaresizliğin bataklığında, her adımda battıkça batıyoruz. 1 trilyon dolarlık doğalgazımından yediniz mi?

Enflasyon deseniz bambaşka bir fantastiklikte. TÜİK’ler bile çaresiz, matematik yetersiz, eğitim zaten yerlerde sürünüyor. Enflasyonun artış hızı düşmüş, yine iyiyiz. Yani hayat pahalanıyor ama, daha düşük bir hızla pahalanıyor. Bugün markete gitmekle, ertesi gün markete gitmek arasında bile neredeyse fark var. Bir yandan karanlık hesaplaşmalar, öte yandan erken seçimin ve adayların belirsizliği de vatandaşı iyice çılbıra çeviriyor. Bakalım önümüzdeki aylarda neler olacak? Ülkenin gündemi gerçekten Tom Cruise’un oynadığı bir aksiyon filmi hızında. Tom Cruise misali koştukça koşuyoruz, sorunlardan kaçamıyoruz. Artık yaşamak ve hayatta kalmak bile büyük bir başarı olmuş durumda. Hobilerimiz, sosyal hayatlarımız artık büyük bir lüks. Dışarıda yemek yemeyi bırakın, dışarıdan yemek söylemek bile artık imkânsıza yaklaşıyor.

Geçen gün dış ticaret rakamları açıklandı ama nasıl açıklandı. Şaka gibi bile değil. Tek taraflı, tek yönlü, “istenildiği kadar” açıklandı. “Dışarıya şu kadar mal sattık” diye şov yapıldı. Törenler, kutlamalar filan yapıldı. Ülkemiz son 80 yılın dış ticaret açığını 5’e katladı. İhracatta şov yaptık ama peki ya ithalatta ne yaptık? İhracat ve ithalat arasındaki fantastik açık kısmını açıklamamak açıkçası çok tilkice bir davranıştı. Paramız zaten pul olmuşken, kendi çaresizliğimiz içinde debelenip durur olduk.

Önümüz kış, sonrası kara kış. Milyar dolarlar havalarda açıklanırken bakalım önümüzdeki günlerde daha ne kadar batabileceğiz? Bir yandan da ülke büyük bir deney kabına dönmüş durumda. Bilgisayar oyunlarında bile vergilere bu kadar zam yapsanız, bilgisayar sizi paketleyip direkt tekmeleyerek kovarken, bizde nedense tüm gerçekliklere nazire yaparcasına hayat devam ediyor. Evet sadece hayat devam ediyor. Hayatta kalıyorsanız, tamam. Neredeyse güneş yerinde, her şey yolunda.

Adalet sistemi de güzelce çatırdamışken, bakalım belimizi nasıl doğrultacağız acaba? Sözde bağımsız özde bağımlı hukuk, mülkün değil, rantın ve intikamın temeli olmuş durumdayken, nasıl hayatta kalınır, nasıl insanca yaşanır?

Mafyanın, tuhaf grupların, herkesin bildiği ama kimsenin konuşamadığı garip çetelerin ve oluşumların kucağında nasıl olacak da olacak bu işler? Belediye başkanlarıyla, bakanlar iddalaşıyor, delil olarak “Cenab-ı Hakk’ın kayıtları” gösteriliyor. Metafizikle adaletin muhteşem buluşması. Adeta kuantum fiziği ile, genel görelilik kuramları adeta Türkiye’de birleşiyor ve her şeyin teorisini bulmuş bir şekilde ışık hızında ama kütleli, yağlı ve şişman olarak yeni bir yıla giriyoruz. Umarım bu sene Nobel Fizik Ödülü’ne de aday gösteriliriz.