Doğum tarihi, resmi kayıtlara göre 1 Ocak 1997. Doğum yeri Afganistan. Geçen yıl 16 Mayıs’ta 20 kişiyle birlikte savaştan kaçtı. “Daha güvenli bir hayat” için. 31 Mayıs 2014’te Van’da bir hastanede öldü. İşkenceden.

17 yaşındaki Lütfillah Tacik’in hikâyesi iki hafta sürdü: Karakolda işkence, çalışmayan kameralar, ceza almayan polisler. Bir Türkiye hikâyesi.

Ölümünü öğrenmemiz ise bir evli çiftin insafından:

Geri Gönderme Merkezi’nden serbest bırakılan çift, daha önce Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği’nde çalışmış olan Avukat Mahmut Kaçan’a başvurup “merkezde bir çocuğu polisin döverek öldürdüğünü, kendilerinin serbest bırakılma nedeninin de bununla bağlantılı olabileceğini” söyledi. Kaçan araştırdığında 17 yaşındaki bir çocuğun çiftin bahsettiği tarihte öldüğünü buldu. Kaçan, Türkiye İnsan Hakları Vakfı için hazırladığı raporunda olayı şöyle anlattı:

Afganistan uyruklu 21 kişi 16 Mayıs 2014’te Türkiye’ye girmeye çalışırken Iğdır’ın Aralık ilçesinde Jandarma görevlilerince yakalandı. İfadeleri alınanlar Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne teslim edildi, haklarında idari gözetim kararı alındı. Durum İçişleri Bakanlığı’na bildirildi, yakalananların sınır dışı edilmeleri için Van Geri Gönderme Merkezi’ne gönderilmeleri kararı alındı. 21 Afganistanlı, daha önce yakalanan 14 kişiyle birlikte merkeze götürüldü. Aralarında Lütfillah Tacik’in de olduğu 18 yaşından küçük çocuklar ise Van Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne teslim edildi. Ama ertesi gün “18 yaşından büyük olabilecekleri şüphesiyle” kemik testi için Yabancılar Şube’den gelen iki polis eşliğinde tekrar Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldüler. Çocuklar burada toplu olarak televizyon odasına alındı. Bekleme sırasında polislerden biri Lütfillah’ı dışarı çağırıp “Neden yalan söylüyorsun” diye Lütfillah’a tokat attı.

Lütfillah’ın arkadaşı A.R.’nin savcılık ifadesinden: “Yabancılar şubesinde beklerken bir polis Lütfillah’la konuşmaya başladı. Sonra polis sert bir tokat attı. Lütfillah yanımıza gelip oturunca, polis seni niye dövdü dedik, ‘Yaşımı sordu, 17 deyince, niye yalan söylüyorsun seni öldürürüm deyip vurdu’ dedi. Birkaç dakika sonra başının ağrıdığını söyledi, sandalyeden yere düştü. Dışarı çıkardık, elini yüzünü yıkadık, bekleme salonuna döndük. Lütfillah sandalyede oturamadı yere uzandı, tokat atan polis gelip yumruğuyla ve ayağıyla dürttü, kalkmasını söyledi. Kalkamadı. Hastaneye doğru yola çıktık, tokat atan polis Lütfillah’ın hastalandığına inanmadı, başından çekip yürümesini söyledi. Yolda kötüleşti, ağzından burnundan, köpük ve su geldi. Hastaneye önce biz girdik, işlemler yapıldı. Lütfillah’ı yarım saat sonra sedyeyle hastaneye soktular…

Yolda bayılan Lütfillah önce “ani şuur kaybıyla” çocuk acil servise, sonra yoğun bakıma alınmıştı. Üç gün sonra öldü. Otopsi raporunda ölüm nedeni beyin travması yazıyordu.

Cenazesi 11 Haziran’da ülkesine gönderildi. Savcı ölümü şüpheli buldu, merkezin kamera görüntülerini istedi. Cevap: “Olayın olduğu yerdeki kameraların çalışmıyor, bu kameraların bağlı olduğu cihazda tarihlerle oynanmış, diğer tüm kameralar çalışıyor.”

Bugün 23 Haziran 2015. Hiçbir polis Lütfillah’ı öldürmekten yargılanmadı. Memlekette kameralar çalışmıyor, Afganistan’da savaş var. Dünyadaki 60 milyon mülteciyle, geçmiş Mülteciler Gününüz kutlu olsun.