Ve çocukluğunun saçlarını... Nasıl bırakacak akan sulara…

Çocukluğunun saçlarına düşman olanlara gericiliğe, cinsiyetçiliğe karşı mücadele eden İranlı muhteşem kadınlardan Füruğ... Karanlığın içinde cesaretle, kararlılıkla koşan İranlı kadınların sesi. “Benim arzum İranlı kadınların özgürlüğü ve onların haklarının erkeklerle eşit olmasıdır. Ben bu ülkede erkeklerin adaletsiz dünyasında kız kardeşlerimin çektiği sıkıntıları biliyorum. Sanatımın yarısını onların dert ve ıstırapları için kullanıyorum” diyordu.

Füruğların yaşamları pahasına verdikleri mücadele sürüyor İran’da.

Zorunlu örtünmeye karşı 1935’te Pehlevi döneminde tesettür yasağı ve kıyafet değişikliği protestoları sonrası halk 13 Temmuz’da bu yasağı protesto etmek için oturma eylemi yaptı. Eylem şiddetle bastırıldı, birçok kişi hayatını kaybetti, yaralandı. İran rejimi o günü “Tesettür ve İffet günü” ilan etti.

***

1979 sonrası Şeriat kanunlarına göre tüm kadınların kamusal alanlarda başörtüsü takması, uzun ve bol kıyafetler giymesinin zorunlu hale getirilmesi para ve hapis cezalarının verilmesine rağmen İranlı kadınlar bu yasağı asla tanımadı. 8 Mart 1979’da Tahran’da ve çok sayıda ilde binlerce kadın protesto gösterileri düzenledi. 1981’de “Erdem Teşviki ve Ahlaksızlığın Önlenmesi Bakanlığı” oluşturuldu ve kadınlara yönelik tutuklama, kırbaç cezası, cinsel şiddet, kezzap ile vücudu yakma rejim eliyle yaygınlaştırıldı. 1997’de “Tesettür ve İffetin Teşviki Yasası” “reformcusundan”, aşırı İslamcısına çok sayıda kesimi kadınlara karşı birleştirdi.

22 Aralık 2017’de Vida Movahed beyaz bir başörtüyü bir çarşamba günü meydanda bir sopaya bağladı ve tutuklamalara, baskılara rağmen eylem dalga dalga yayıldı. Beyaz Çarşambaları örgütleyen, “Benim Gizli Özgürlüğüm” kampanyasını başlatan kadınlara karşı rejim “tesettür ve iffet günü”nü bu sene 12 Temmuz’la birlikte yoğun bir şekilde tekrar gündeme getirdi. İranlı kadınlar da 12 Temmuz’da “Zorunlu Başörtüsüne Hayır” eylemlerine çağrı yaptılar. Kadınlar bireysel olarak başörtülerini çıkarıp videolar çekerek sosyal medyada yayınladılar. Ertesi gün videoları çekenlerden tespit edilenler tutuklandı.

İran’da kamusal alanda başörtüsü takma zorunluluğuna karşı mücadele eden kadınlardan olan İranlı gazeteci Alinejad, Afganistanlı kadınlar ve kız çocukları için de mücadele çağrısı yapıyor. 314 gündür Afganistan’da okullar kız çocuklarına kapalı ve kadınlara yönelik baskılar, yasaklar kesintisiz sürdürülüyor.

***

İran’da “Zorunlu Başörtüsüne Hayır” eylemlerinin örgütlendiği, Afganistan’da baskıların, Arjantin’de, Polonya’da kadınlara yönelik yaşanan hak gasplarının arttığı, ABD’de kürtaj yasağının yaşandığı ve ülkemizde de Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi kararını açıkladığı günlerde imam Halil Konakçı şunları söylüyordu: "Bak sokaklar ne hale geldi! Kasap dükkânı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor artık. 100 yıl önce dedelerimizin yatak odasında göremediği kıyafetleri biz çarşıda pazarda plajda görüyoruz. Neden? Bu kadınların başında yok mu adamları, abileri, babaları, kocaları?”

Daha önce de hilafet çağrısı yapan bu adam hâlâ konuşabiliyor, hâlâ işine devam edebiliyor.

Şiddet iktidarın tekelinde ve kendiliğindenmiş gibi görünen her konuşma her olay politik bir amaca hizmet ediyor. “Benden ve benden olmayanlar. Ya benim dediğim gibi yaşayacaksın ya da şiddetle/ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalacaksın.”

***

Laiklik ve kamusallık mücadelesi kadınların yaşamlarına sahip çıkma mücadelesi.

Kamusal alandaki görünürlüğü kontrol altına alınan ve sürekli ucuz işgücü üreten kadınlar, kapitalizmi yaşatıyor. Onların yaşaması için de devreye sokulan zora dayalı rıza aygıtı bu gericilerin söylemleri. Münferit de değil, tesadüf de. Söz konusu olan piyasa tanrısının ihtiyaçları ise örtüsüz kadın perdesiz eve benzer, kadın erkek eşit değildir vb. onlarca söylemle piyasa tanrısının erkekleri konuşmaya başlıyor. Emeği sömürülen, işten çıkarılan, kadın cinayetlerinde katledilen kadınlar ise piyasa tanrısına “kurban edilenler.”

Çocukluğunun saçlarını akan sulara bırakmayacak kadınların mücadelesi ise dünyanın her yerinde…