Google Play Store
App Store

Munzur Vadisi talan projeleri ile karşı karşıya. Son olarak Alevilerin kutsal mekanlarından olan Munzur Gözeleri’nin sit statüsünün değiştirilmesi tepkileri büyüttü. Yaşam savunucuları ve ekoloji örgütleri “Dersim coğrafyası ve Munzur Vadisi kültürel ve doğal olarak yok edilmek isteniyor. Kirli ellerinizi çekin” dedi.

Munzur’dan elinizi çekin
Fotoğraflar: DHA, BirGün
Sibel Bahçetepe
Sibel Bahçetepe
sibelbahcetepe@birgun.net

Birinci derece doğal SİT alanı olan Munzur Vadisi’nde son dönemde yapılmak istenen maden, taş ocağı, HES gibi çok sayıda proje bölge halkının tepkisine yol açtı. Bölgede son olarak Aleviler için kutsal sayılan Munzur Gözeleri'in sit derecesinin düşürülmesi bardağı taşıran son damla oldu. Yaşam savunucuları ve bölge halkının açtığı dava sonrası yarın bölgede keşif yapılacak. "Bu talanı durdurun" diyen halk, aynı gün Gözeler'de kitlesel bir eylem yapacak. Bölge halkı “Dersim coğrafyası, Munzur Vadisi doğası ve kültürel özellikleri ile yok edilmek isteniyor. İnanç merkezlerimize, kültürümüze, doğamıza yapılan bu müdahalelere asla izin vermeyeceğiz” dedi.

Maden ve taş ocakları, baraj ve hidroelektrik santralı projeleri, av ihaleleri, peyzaj projeleri ve orman yangınları ile yok edilmek istenen Dersim yeni talanlarla karşı karşıya. Son olarak Aleviler için önemli inanç merkezlerinden olan Munzur Gözelerin doğal Sit alanı statüsü, 1. dereceden 2. derece doğal sit alanı statüsüne düşürüldü. Yaşam savunucuları bunun iptali için dava açtı ve mahkeme yarın keşif yapılmasına karar verdi. Dersim Dernekler Federasyonu’nun (DEDEF) çağrısıyla yarın saat 14.00’te Munzur Gözeler’de bir araya gelecek olan yaşam savunucuları ve bölge halkı “Ziyaret alanlarımızdan elinizi çekin” diyerek kitlesel bir açıklama yapacak.

HUKUKA AYKIRI

Avukat Barış Yıldırım, BirGün’e yaptığı açıklamada Munzur Vadisi’nin talan ile karşı karşıya kaldığını söyledi. Munzur Gözeler’deki sit statüsünün değiştirilmesine ilişkin de Yıldırım “Munzur Vadisi’nin bir bölümü 21 Aralık 1971 tarihinde Milli Park olarak ilan edildi. 42 bin hektarlık bir saha. Munzur Gözeleri ise Milli Park içinde değil. 2003 yılında burası 1. derece doğal sit alanı ilan edildi. 25 Temmuz 2023 yılında ise Munzur Nehri’nin tamamı doğal sit alanı ilan edildi. Geçen yıl da sit statüsü değiştirildi" dedi. Doğal sit alanı statüsü 1. ve 2. derece olmasını Yıldırım şu sözlerle açıkladı: "1. derece sit statüsünün şöyle bir özelliği var. Bilimsel amaçlı çalışmalar dışında hiçbir insan etkileşimine izin verilmiyor. 2. derece sit alanlarında da baraj, HES gibi projeler yapılamıyor. Sit derecesinin düşürülmesi de hukuka aykırı. Orası aynı zamanda bir inanç merkezi. İnsanlar yoğun şekilde gidiyor. Buranın insan etkileşiminin kapatılması lazım. Fakat kutsal mekan. İnsanlar gidip orada dua ediyor, niyaz dağıtıyor, kurban kesiyorlar. "

Barış Yıldırım
Avukat

Munzur'un Dünya Kültür Mirası listesine kazandırılması gerektiğine dikkat çeken Yıldırım, sit statüsünün düşürülmesinin de hukuka aykırı olduğunu dile getirdi. "Munzur çok özel bir ekosistem. Dünya ölçeğinde bir saha. Ovacık ilçesinin tüm kanalizasyonu da halihazırda Munzur Nehri'ne akıyor, bunun da önlenmesi gerekir, aksi halde nehir ekosistemi ve bölgedeki yaban hayatı popülasyonu bundan ağır zarar görür" diyen Yıldırım "Tüm Munzur havzasının 1. derece sit alanı yapılması lazım. Sit statüsünün düşürülmesi elbette doğru değil. Ama bu su kaynaklarının Munzur Nehri'nin korunması, buradaki ekosistemi yaban hayatını uzun vadede bitirir" dedi.

GÜNÜBİRLİK TESİS RİSKİ

Munzur Gözeler’in sit statüsünün düşürülmesinin günübirlik tesisler ve su kaynaklarının ticari kullanımı için yapılmış olabileceğini anlatan Yıldırım “Burası turistik maksatlı çok sık ziyaret edilen bir yer. Muhtemelen günübirlik tesisler için alınan bir karar. Daha önceden Munzur Gözeleri'nin rekreasyon projesine dava açmıştık. Danıştay o projeyi iptal etmişti. Yine benzer şekilde yapılaşma durumu da söz konusu olursa gereken hukuki işlemi yaparız” diye konuştu. Yıldırım, özetle şunları kaydetti: “Halvori’de bir tesis var onun için de hukuki işlem başlatmıştım. Munzur bir habitat anı zamanda. Yani koruma altında olan pek çok canlı türünün yaşam alanı. Burada insan etkileşiminin tamamen ortadan kaldırılması, araç trafiğini dahi kontrol altına alınması lazım. Yaban keçileri sürekli Munzur nehrine iniyorlar ve Munzur Nehri'nin hemen yanı başında Ovacık karayolu var. Araç trafiği bu canlıların ölümüne bile sebebiyet verebiliyor yani. Ayrıca alanda Milli Park görevlilerinin sayısı artırılmalı.”

RANT ALANINA ÇEVİRECEKLER

DEDEF Genel Başkanı Ali Rıza Bilir de bölgenin altın, bor, gümüş gibi pek çok maden ocağı ile tamamen talan edilmek üzere olduğunu belirterek "Dersim coğrafyasını bekleyen en büyük tehlike madencilik projeleri... Madencilikte VI. grup madenler olarak adlandırılan altın, krom, bakır, molibden, kurşun, çinko ve gümüş gibi madenlerin çıkarılması öngörülen projelerin bir kısmı faaliyette, büyük çoğunluğu ise ruhsat başvuruları yapılmış ve ruhsat alınmış, önümüzde ki dönemlerde faaliyete hazırlanmaktadırlar. Tespit edilebilen ve aşağıda listenen projelerin toplam faaliyet alanı en az 56 bin hektardır. Bu projelerin hayat bulması durumunda, Anadolu'nun el değmemiş, bakir bu eşsiz güzellikte ki coğrafyası onarılamayacak büyük yaralar alacak, ve coğrafyamız yaşanmaz hale gelecektir. Dersim’de 5 farklı sahada maden çıkarmayı hedefleyen Tunçpınar madencilik Avustralya Alacorgold ve Çalık Group’un ortak şirketidir. Bunun gibi çok sayıda şirket var. Madenler yapılırken ÇED raporu düzenlenmeden hukuksuz bir şekilde çalışma ruhsatı veriliyor. Bu firmalar bölgede çalışmalar yürütüyorlar. Munzur vadisinde bir talan var" diyerek yaşananlara dikkat çekti.

Bilir, "Bilinçli şekilde bölgeyi yok etek istiyorlar. 1999 yılında Munzur havzası üzerine 8 adet bir tür termik santral yapmak istediler. Munzur Vadisi Türkiye'nin ilk Milli Parkıdır. Uzun zamandır buranın üzerinden bir şekilde sit alanı olmasından kaynaklı değişikler hep gündemlerinde vardı. Bunu en son Munzur Gözeleri üzerinden pratikleştirmek istediler. Bunu başarırlarsa burayı 1. dereceden 2. dereceye düşerse Munzur havzası üzerine de o aynısını yaparlar ve orası da Milli park alanı olmaktan çıkar.  Bütün dertleri o coğrafyanın tamamen sular altında kalıp bırakılması, doğal yapıların yıpratılması, tahrip edilmesi, toprakların siyanürle zehirlenmesi, sular altında bırakılıp coğrafyanın insanlaştırılması politikasının ta kendisidir bu yapılanlar" dedi.

Ali Rıza Bilir
DEDEF Genel Başkanı

Munzur Gözeleri'nin sit statüsünün düşürülmesine ilişkin de Bilir, özetle şu değerlendirmeyi yaptı:

“Planlanan şey Munzur havzasının bir bütünü üzerinde diledikleri tesisleri yapabilme olanağını elde etmek. Munzur havzası ve çevresi, Munzur Gözeleri dahil olmak üzere, 1. derecede sit alanı yani koruma alanında. Milli Park sahası olması nedeniyle o sıfattan kaynaklı orada herhangi bir çalışma yapamazsınız. Bunun yapılabilmesi için 1. dereceden 2. derece sit alanına alınması gerekiyordu. Onu da, hukuksuz bir şekilde hiçbir yasal dayanağı olmadan yapmaya çalışıyorlar. Diledikleri gibi bir rant alanına çevirmek istiyorlar. Munzur Gözeleri Dersimlilerin önemli inanç merkezlerindendir. İnanç kurumlarına müdahale etmelerindeki temel sebep; kendilerine benzetmek istedikleri bir inanç kültürü yaratmaktır. Gözelerin sit statüsünün 1. dereceden 2. dereceye alınması kararına 2 yıl önce itiraz etmiştik, mahkeme keşif kararı almıştı. Cuma günü keşfi yapılacak. Biz de Cuma günü halkımızla, belediye başkanlarının katılımıyla kitlesel bir açıklama yapacağız. "

∗∗∗

∗∗∗

MUNZUR VADİSİ'NDEKİ PROJELERDEN BAZILARI

• Tunceli Valiliği'nin koordinesinde Fırat Kalkınma Ajansı (FKA) tarafından hazırlanan proje kapsamında unzur üzerine çelikten köprüler inşa edildi.

• Ovacık Topuzlu Köyü'ne 7024,46 hektar alandan altın, bakır ve molibden çıkarılması planlanıyor.

• Karayonca Köyü'nde 11.625,72 hektar alanda yine altın, bakır ve molibden ocağı kurulması planlanıyor.

• Tunceli Geyiksuyu Köyü'nde 17.107,30 hektarlık alandan bakır ve gümüş madeni çıkarılacak.

• Pülümür'de Erz Madencilik tarafından ruhsatı alınan ve yıllardır faaliyet gösteren Pülümür ilçesi Bağırpaşa dağı krom madeni sahası 4 bin hektar büyüklüğünde.

• Pülümür ilçesi Karagöz yaylasında Dimin madencilik şirketinin ruhsat aldığı ve ÇED gerekli değildir kararının alındığı proje ise 1924 hektar büyüklüğüne sahip

• Pertek ilçesinde yer alan Kolonkaya Köyü ve Yeniköy-Tozkoparan Köyü sahalarında iki farklı madencilik projeleri bulunuyor. Buradaki projeler için önceden Kanada Toronto merkezli Tigris Eurasia adlı madencilik şirketinin başvurduğu ve ruhsat aldığı bu şirketin Türkiye’de ki hisselerini Ravello Investment Group Limited’e devrettiği belirtiliyor.

• Pertek ilçesi Yeniköy-Akbayır köyleri (Cankurtaran)  bölgesinden yer alan tepelerden başlayacak olan proje sınırları Tozkoparan köyü hudutlarının da bir kısmını içine alarak Çevirme ve Günboğazı sınırlarına kadar uzanacak. Şirketin yine bu sahada bakır, gümüş gibi önemli maddenler peşinde olduğu ve sondajlama çalışmaları yürüteceği biliniyor.

• 1985 yılında Mercan Suyu üzerinde kaçak şekilde inşa edilen Meran Regülatörü ve HES projesi bulunuyor.

• 17 Ağustos 2009'da su tutum işlemi yapılan Uzunçayır Barajı ve HES

• Dinar Çayı üzerinde inşa edilen Dinar regülatörü ve HES

• Peri suyu üzerinde Seyrantepe Barajı ve HES

• Tatar Barajı ve HES

• Pembelik Barajı ve HES