Murat Dağı'nda çıkartılmak istenen altın ve gümüş madenine karşı, Uşak'ta 3 gün sürecek Murat Dağı Şenliği dün başladı. Şenlik kapsamında düzenlenen panelde ekolojik yıkım ve halk sağlığı konuşuldu

Murat Dağı Şenliği panelle başladı

BERKAY SAĞOL

Ege Bölgesi başta olmak üzere birçok akarsu ve nehrin kaynağı olan Murat Dağı'nda altın ve gümüş madeni çıkartılmak istenmesine karşı mücadele devam ediyor. Altın ve gümüş madeni projesi için 8 Mayıs 2019 tarihinde ÇED olumlu raporu verildi. Verilen raporun ardından yürütmenin durdurulması için 60’a yakın kurum ve bağımsız kişi dava açtı. Açılan dava kapsamında bilirkişi heyeti, 19 Ağustos tarihinde bölgeye keşfe gitti. Keşfin kararı henüz açıklanmazken, karar için umutlu bekleyiş devam ediyor.

Murat Dağı Yok Olmasın Platformu'nun, mahkeme kararı beklenirken düzenlediği 3 gün sürecek Murat Dağı Şenliği de başladı. Uşak Atatürk Kültür Merkezi'nde 'Madencilik, Ekolojik Yıkım ve Halk Sağlığı' başlığıyla düzenlenen panelle başlayan şenlikte, çevre mühendisi Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül ve halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa konuşmacı olarak yer aldı.

"ÇED KABUL ORANI YÜZDE 99"

Türkiye'de 2004 yılından beri altın şirketlerinden vergi alınmadığını belirten Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, "Maden faaliyetinden yüzlerce yıl sonra o alanda karşımıza Asidik Maden Drenajı (AMD) ortaya çıkar. Eğer siz bu maddeyi şu anda görüyorsanız madenin çevresel etkileri oldukça yıkıcıdır demektir. İnsanların maden faaliyetinden Türkiye'de ağaçlar kesildiğinde haberleri oluyor. Ondan önce hiç kimsenin nedense bilgisi olmuyor. Dünya'daki çıkarılan en büyük altın Avustralya'da çıkarıldı ama o altın şu anda Dallas'ta müzede. Bizim ülkemizden çıkarılan altınlar nereye götürülüyor? Bunları sormak lazım. Altının en önemli özelliği üretilen miktara göre en yüksek atık bırakan metaldir. Altına en yakın atık üreten madde uranyumdur. O atığı oradan almak içinde bir sürü kimyasal madde kullanmanız gerekir. Kullanılan maddelerin en başında sodyum siyanür gelir. O gömülen yere de atık havuzu diyorlar. O topraklar sonsuza kadar atık havuzu dışında başka bir amaçla kullanılamaz. Bölgede bir daha tarım yapılması mümkün değil. 2002'de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan altın şirketleriyle nasıl bir toplantı yaptıysa 2004 yılında Türkiye'de altınlardan alınan tüm vergiler kaldırıldı. Türkiye'de çiftçiler binlerce lira vergi öderken altın alanlar tek kuruş vergi ödemiyor. Türkiye'de 1993 yılından beri ÇED raporları veriliyor. Bu tarihten beri ÇED kabul oranı yüzde 99'dur. Yalnızca 53 tane rapor onaylanmamış durumda" diye konuştu.

murat-dagi-senligi-panelle-basladi-645313-1.

"MADEN ÇALIŞMASI ORADAKİ TÜM DENGEYİ BOZACAK"

Murat Dağı'nın çok özel bir yer olduğunu ve korunması için emek verilmesini gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ali Osman Karababa, " Gündelik yaşamımızda çok fazla kimyasal kullanıp, atık üretiyoruz. Bu ürettiğimiz atıkları da doğaya aktarıyoruz ve bu doğada yiyeceklerimizi yetiştiriyoruz. Yani doğaya iyi ve saygılı davranmıyoruz. Gündelik yaşantımızda da bu kirlilikten nasibimizi alıyoruz. Murat Dağı'ndaki maden alanı tarım toprakları olmasına rağmen bu alanlar tarım bölgesi dışına itilmek isteniyor. Bunu daha önce Kışladağ ve Bergama'da yaşadık. Kışladağ'da yağmurlama sistemiyle cevherin üzerine siyanür yağdırılıyor ve madende ağır metaller ayrıştırılıyor. Bergama Ovacık'ta ise cevher bitti artık ancak Kozak yaylasından getirilen cevher hala Ovacık'ta işlenmeye devam ediyor. Murat Dağı korunması gereken ekolojik bir alan. Orada ekolojik dengelerin çökmesi demek bir sürü çökme, toprak kayması, kuraklık ve salgın hastalığı beraberinde getirecek. Ne kadar uzun süre bu atıklarla etkileşimde kalırsak, ne kadar sıklıkta karşı karşıya kalırsak sağlık açısından da o derece etkilenme olacak. Bergama'da sık sık kanser vakalarının arttığına dair şikâyet arıyoruz ancak buna dair resmi bir veri yok ve araştırma yapılmasına da izin verilmiyor. Murat Dağı'na getirilecek herhangi bir maden çalışması buradaki tüm yaşamı yok edecek. Yaklaşık 13 yıl önce Kışladağ'da yoğun bir yağmur yağışı gerçekleşti. Yağıştan sonra bin 500 kişi aynı şikâyetle hastaneye başvurdu. Doktorlar siyanür zehirlenmesi tanısı koyamadı çünkü bu tanıyı koymaları yasaklanmıştı. TTB o dönem bir heyet göndermişti ancak o heyetinde inceleme yapması engellendi. Bir ülke açısından düşündüğünüzde adamlar ceplerini doldurup gidiyorlar. Bize, bizim çocuklarımıza ve onların çocuklarına ise bunun çevre sorunları ve sağlık sorunlarıyla baş başa kalmak kalıyor" ifadelerini kullandı.

murat-dagi-senligi-panelle-basladi-645314-1.

Şenlik kapsamında 5 Kasım Salı günü Uşak Atatürk Kültür Merkezi'nde Kızılcaköylü kadınlar 'Neymiş Bu Jeotermal?' isimli oyunlarını sergileyecek. 6 Kasım Çarşamba günü ise Şevval Sam Atapark'ta sahne alarak şarkılarını Murat Dağı için söyleyecek.