20 Eylül 1992 yılında öldürülen Gazeteci Yazar Musa Anter katledilişinin 29’uncu yılında İzmir’de ilk defa anıldı. Kızı Rahşan Anter, en büyük hayallerinin Musa Anter Vakfı kurarak, sanatçı ve gazeteci yetiştirmek olduğunu söyledi.

Musa Anter Vakfı’nı kurmak istiyorum

Berkay SAĞOL

Katledilişinin 29’uncu yılında Kürt yazar ve gazeteci Musa Anter İzmir’de ilk defa anıldı. Musa Anter’in kızı Rahşan Anter, babası Musa Anter’i ve yeni çıkan ‘Musa Anter Destanı’ isimli kitabı BirGün’e anlattı.

İzmirli dostları sayesinde ilk defa İzmir’de babasını andıklarını söyleyen Rahşan Anter, “Büyük bir etkinlik yapmaya çalıştığımız zaman hemen yasak koyuyorlar. Vejdin oğlum Vejdin Çiçek, güzel bir kitap hazırladı ve bu kitaptan yola çıktık. Burada spontane bir toplanma oldu ve İzmir’de daha önce hiç Musa Anter anılmadığı için gelen istek karşısında çok mutlu oldum. Biz Musa Anter’in çocukları olarak yaşlandık ve bazı şeyleri artık tek başımıza yapamıyoruz. Ancak dostlarımızın ve gençlerin katkılarıyla bu tip etkinlikler düzenleyerek babamı anabiliyoruz. Umarım İzmir’de de her yıl bu anma etkinliklerini gerçekleştirebiliriz. Ape Musa’mızı ne kadar çok anlatırsak o kadar iyi olacak” dedi.


Gazetecilerin Ape Musa’nın evlatları olduğunu dile getiren Anter, “Ben 73 yaşındayım, kitaplarını ve geçmişteki konuşmalarını okuyorum Türkiye’de hiçbir şey değişmedi hatta her şey daha kötüye gitti. Gitmeye de devam ediyor. Benim babam yazdıklarından dolayı öldürüldü ama bu yazdıkları tek tek çıkıyor ve kötülük devam ediyor. Babam genç gazetecilere elini verdi, gazeteciler bizden daha çok onun evlatları. Zaten gazeteciler için çınarımın dalları, yaprakları derdi hep. O kök gazetecilerle her geçen gün daha da büyüyor. Babamda olsaydı şu anda mücadele eden gazetecilerle gurur duyardı” diye konuştu.
Anma etkinliği ve yeni çıkan ‘Musa Anter Destanı’ isimli kitap hakkında konuşan Anter, şunları kaydetti: “ Çok geç kalmış beklentilerimiz var. Maalesef bir ölüyü anmanın bile sorun olduğu ülkede yaşadığımız için, kimseye zarar gelmesini istemedik. Gençler bizlere göre daha bir canlı durumda. Babamı anma için bir talep gelince bizde büyük memnuniyet duyarak bu etkinliği kabul ettik. Kitabın hikâyesi çok ilginç. Vejdin benim doğurmadığım bir sürü evlatlarımdan biri. Sürekli gelip benimle sohbet ediyor. Bizde babamla ilgili hatıralarımızı anlatıyoruz. Babamı ilk öldürdükleri zaman 1992 yılında istemediği bir mezara gömdüler. Oraya gittiğimizde babam yaşındaki bir yaşlı amca ‘Kro Musa’ diyerek bir ağıt gibi laflar söylüyordu. Ben de ‘Ne diyor bu amca? diye sordum. Amcanın, ‘Ape Musa biz seninle aynı köyde doğduk, aynı yaştayız. Bizi niye bıraktın. Sen bizim ağzımız, dilimiz, kulağımız olmuştun’ diyerek serzenişte bulunuyordu. Ben bunu hayatım boyunca unutamadım. O amcanın bu serzenişi kulaklarımdan hiç gitmedi. Vejdin de bunu şiirsel bir anlatımla yazmış. Benimde hoşuma gitti ve o şekilde başlayan hikâye kitaba döküldü.”

‘EN BÜYÜK HAYALİMİZ VAKIF KURMAK’

Ape Musa için en büyük hayallerini henüz gerçekleştiremediklerini belirten Anter, “Musa Anter Vakfı’nı kurmak istiyorduk ve bunu bir türlü beceremedik. Umut ediyorum bu bir şekilde gerçekleşir. Bugüne kadar önümüzde çeşitli handikaplar koydular. Maddi ve manevi birçok engelle karşılaştık. O vakıfta bir sürü etkinlik yapabiliriz.

Ape Musa’ya herkesin sahip çıkacağını biliyoruz ama önümüz hep kesildi. Benim bütün umudum bir gün bu vakfın kurulması. Babamın mal varlığı da var. O arazilerimizin hepsini vakıf malı olarak kullanılmasını istiyoruz. Mezarı ve müzenin vakıf malı olmasını istiyoruz. Ben ve abim beceremedik ama bu bizim vasiyetimiz.

Bizim bütün isteğimiz vakıfta gazetecilerin, sanatçıların yetişmesi ve öğrencilerin okuması için burs verilmesi. Etnik ayrım yapılmaksızın okumak isteyen tüm çocuklarımıza katkı sunulmasını vasiyet ediyorum. İnsan yetiştirebilirsek, babamız Ape Musa huzur içinde yatar” ifadelerini kullandı.