Müsilaj nedeniyle ölümün eşiğinde olan Marmara’da Bilim-2 Gemisi’nin araştırmaları sürüyor. 100 metre derinlikte müsilaja rastlamayan bilim insanları, dibe çökerse durumun daha kötü olacağını kaydetti.

Müsilaj derine inerse felaket olur

Sanayi atıkları, plansız kentleşme ve iktidarın yanlış çevre politikaları Marmara Denizi’ni ölümün eşiğine getirdi. İktidarın, yurttaşların ve uzmanların çevre kirliliğine karşı uyarılarına kulak tıkaması Marmara’yı yaklaşık 5 aydır müsilaj kâbusuna teslim etti. Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi (MARMOD) projesi kapsamında Marmara Denizi’ndeki araştırmalar devam ediyor. ODTÜ Bilim-2 Gemisi ile çalışmalarını sürdüren bilim insanları, Adalar’ın güneyinde 100 metre ve Çınarcık Çukuru’nda bin 210 metre derinlikten aldıkları zemin örneği ile su numunelerinden yeni verilere ulaştı. Bilim insanları, 100 metre derinliğin özellikle üstteki 30 metresinde müsilajın yoğun olduğunu, dip sularda az da olsa oksijen bulunduğunu, kaydetti. Yapılan deneyde, müsilajın oksijeni 2.5-3 saatte tükettiği bilimsel olarak kanıtlandı.


Bilim-2 Gemisi dün Haydarpaşa Limanı’ndan hareket eden Bilim-2 gemisinin ilk durağı Adalar’ın güneyindeki oşinografi istasyonu oldu. Burada ilk olarak tuzluluk, sıcaklık, derinlik, oksijen, bulanıklık, ışık miktarını ölçen ve istenen derinlikten su örneği alabilen sistem 100 metrelik derinliğe indirildi. Ardından denize indirilen plankton ağı ile su kolonu içindeki müsilaj tabakasından örnek alındı. Taban çamurunun temin edilmesi amacıyla da çoklu karot örnekleyicisi olan ahtapot cihazı suya bırakıldı. Alınan numuneler daha sonra gemi içindeki laboratuvarda incelendi ve yeni veriler elde edilmek üzere deneyler yapıldı. Bilim-2 gemisinin ikinci durağı, Marmara Denizi’nin en derin noktalarından biri olarak bilinen Çınarcık Çukuru oldu. Bilim insanları, ilk kez bin 210 metre derinlikte gerçekleştirdikleri çalışma kapsamında gerekli numuneleri alarak laboratuvarda inceledi.

30 metre altına inmedi

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel, yürüttükleri çalışmaya ilişkin yaptığı açıklamada, “Özellikle derin Marmara’ya yani 100 metre ve ötesine müsilaj tabakaları inmiş mi, inmişse etkisi ne olmuş, seferimizin şimdiki bölümü buna odaklanmaya başladı. İlk istasyondaki bulgumuz; 100 metre derinliğin özellikle üstteki 30 metresinde müsilajın yoğun olduğu, aşağıda olmadığı. Müsilaj henüz 30-40 metre bandının ötesine geçmemiş, oralara çökmemiş 100 metrelik istasyonda dip sularında bir miktar oksijen az da olsa var. Yaptığımız analizlerde ciddi bir hidrojen sülfür birikim bulmadık özellikle 100 metrelik istasyonda. Dibe geçmesi demek Marmara için şöyle kötü bir haber olurdu, bu ilelebet orada kalacaktı ve bir oksijen faturası çıkaracaktı sisteme. Şu an böyle olmadığını gördük. Bunun ilerleyen haftalarda ve aylarda böyle olmayacağı anlamına gelmiyor. Gözlemlere devam edeceğiz.”
Çınarcık Çukuru’nda 1210 metrelik derinlikte yaptıkları çalışmanın bir ilk olduğunu dile getiren Doç. Dr. Yücel, “Çok az bir oksijen Akdeniz suları ile Çınarcık Çukuru dediğimiz noktanın derin sularına giriş yapıyor. Tabandan aldığımız sediman örneklerinde de yüzeyinde hidrojen sülfür bulmadık, müsilaj da görmedik” dedi.

***

Oksijen yaklaşık 3 saatte tükendi

Diğer bir araştırmacı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Mantıkçı ise proje kapsamında denizdeki oksijen tüketimi üzerine araştırmalar yaptığını söyledi: “Bu deneylerde görünüyor ki müsilaj oksijeni 2.5-3 saatte tüketti. Bu çok yoğun bir örnek ama bu deney şunu gösteriyor; müsilajlı su, oksijeni tüketiyor. Bunu çok net söyleyebiliriz.”Bu verinin deniz yaşamına etkisine ilişkin Mantıkçı, “Müsilaj deniz tabanını kaplarsa oksijenin tükenmesine, dolayısıyla belirli oksijen limitlerinde yaşayan canlıların da ortadan kaybolmasına sebep olur” değerlendirmesinde bulundu.