İyi adamın sorgusu Çık öne,

İyi adamın sorgusu
Çık öne, Duyuyoruz
İyi bir adam olduğunu.
Satılık değilsin, ama
Eve düşen yıldırım da
Satılık değil.
Dedin mi bir kere, durursun sözünde.
Ne dedin ki?
Dürüstsün, söylersin fikrini.
Hangi fikrini?
Yüreklisin.
Kimin karşısında?
Bilgesin.
Kimin için?
Kollamıyorsun çıkarını.
Kolladığın kimin ki?
İyi bir dostmuşsun.
Onlar da iyi mi bari?
Duy öyleyse: Biliyoruz
Düşmanımızsın sen bizim. Bu yüzden
Dikeceğiz şimdi seni bir duvar önüne.
Tutup ama göz önünde hizmetlerinle
İyi niteliklerini
Vurarak dibinde iyi bir duvarın
İyi tüfekler, iyi kurşunlarla,
Gömeceğiz bir iyi kürekle altına iyi toprağın.

İsveç’te Ağustos ayına Röttmanad yani çürüme ayı derler. Ay boyunca iklim öyle nemlidir ki her şey çürüme eğilimine girer.
Muteber dünya düzenindeyse; her ay ağustos...
Öyle bir kap ve öyle bir asidik ortam ki  kendini ve içindeki her şeyi eriten, çürüten.
Kuralsızlaşma, serbestleşme ve sınırsızlaşma üçgeni.
Zorbalık, savaş ve kanla beslenen üçgenin piyasa aktörleri..
Ve duygusal, doğu toplumu çemberinde tanımlanan Türkiye.
Ergenekon, balyoz, suikast, komplo, kaset, hamaset, derin devlet, sığ siyaset , kısacası baştan başa ağustos kesilmiş bir memleket.
Bir yandan tekmil emekçinin anasını ağlatırken diğer yandan, salya, sümük gözyaşlarıyla muteber düzeni idame peşinde cemaat-ül  siyasetin hacı, hoca efendileri..
Aynı kaba halt eden muteber ağustos düzenin figüranları…
İster as, ister kes koltuğundan sağa sola altı numaralı bakışlar fırlatanlar
Kime ne diyet ödeyeceğini şaşırmış, iskelesi sancağı karışmış, ada vapuru gibi sallanan ‘sosyalist’ vekiller,
Sana söylüyorum Pensilvanya sen anla Waşington  mesajları düzen bulunmaz hint kumaşları,
Waşington’a Afganistan üzerinden yanaşan Hikmetinden sual olunmaz safra sarılıkları,
Çök! Komutu ile çökmüş, demokrasi çölünün darbeci develeri..
Daha kimler, kimler..
Ve siz muteber Ağustos  düzenini Aşk-ı memnu dizisi izler gibi izlemekte olan Brecht’in iyi insanları..Sizleri tanıyoruz. Evet rezilsiniz. Ama yine de iyi bir duvara ve toprağa layık değilsiniz. Muteber düzenden memnu düzene giden yola taş olabilirsiniz. Seçim sizin.
Ve sizler. Muteber ağustos düzeninin madurları, ekşi suyun mutlu balıkları.
Bu çürük bataklığın içinde sıtmalar, ateşler içindeyken alnıma konulan sirkeli bez gibi kötü kokuyorsunuz.
Ama inanın iyi geliyorsunuz.
İyi geliyorsunuz.
NOT: B.Brecht’in çokça sevdiğim bu şiirinin çevirisi Ünal Nalbantoğlu’na aittir.