Mutluluk da kalmadı umut da

Son haftalardaki yükselen form grafiği ile üst sıraları hedefleyen Adana Demirspor, favori çıktığı maçta Galatasaray’ı beklendiği gibi 2-0 mağlup etti ve çıkışını sürdürdü.

Alıştığımız bir Galatasaray izledik Adana’da bu akşam. Futbol takımının her anlamda çöktüğü, 3 yıllık planlama adı altında, kadro planlaması nasıl yapılmazın dersinin verildiği ve bunun yarattığı defoların kapatılamadığı sarı-kırmızılı takım artık bu ligde hiçbir maçın favorisi değil. Planlama ile ilgili şöyle bir örnek verelim. Okan Kocuk sezon başında, bir anda Giresunspor antrenmanında görüldü. O ana kadar Galatasaray kulübünden kendisinin transferi ile ilgili hiçbir açıklama yapılmamıştı. Kulüpte bir daha sahaya çıkıp çıkmayacağına şüphe ile bakılan İsmail Çipe bu akşam Adana’da kaledeydi, onun kalesine golleri bırakan Yunus Akgün ise bir Galatasaray oyuncusu aslında ve acı olan, Terim’in takımında şu anda onun kadar etkili bir hücum oyuncusunun olmaması. Aslında bir hücum oyuncusu olarak alınan Oğulcan sağ bekte çıktı sahaya. Bütün bunlar şu anlama geliyor: Ya Galatasaray futbol takımı ile ilgili sürekli tekrarlanan 3 yıllık planlamanın projesi, bir ikokul müsameresinden daha beter bir proje, ya da ortada böyle bir proje yok ve kulüp başkanı Burak Elmas’la, teknik direktörü Fatih Terim arasında sözlü, resmi olmayan, hiçbir kaydı veya yol haritası olmayan bir kararlar toplamını, camiaya “plan” diyerek yutturmaya çalışıyor.

Fatih Terim hafta içerisinde, oldukça zor bir durumda olan futbol takımıyla ilgilenmesi gereken saatlerde kulüp televizyonuna, futbol dünyasının aktörlerine salvolar gönderdiği bir yayına katıldı. Yayın sırasında “mutluluğumuzu alabilirler ama umudumuzu asla” cümlesini kullandı. Sorun şu ki Galatasaray taraftarının mutluluğunu da umudunu da, yarattığı takım çoktan alıp gitmiş durumda ve bu durumdan nasıl çıkılacağına dair kimsenin bir fikri yok. Kulüp tarihinde kazanılmış 22 şampiyonluğun 8’inin altında imzası olan bir teknik adamın hem kredisi olmalı hem de kendisine yapılan eleştiriler onun geçmişte yaşadığı başarıları küçümseyici, gölgede bırakıcı şekilde olmamalı. Fakat, aynı felsefe ile, geçmişte yaşadığı başarılar, bugün mevcut olan tablonun yorumlaması sırasında, gerçekçi eleştirileri yumuşatmamalı. Bunun ayrımını yapmak aslında son derece kolay. Fatih Terim’i, Galatasaray’ın bugünkü durumunu göz önüne alarak eleştirenler, onun kariyerini değersizleştirmiyor (hatta tam aksine kariyerinde, gün geçtikçe kötüye giden karanlık bir dönemin varlığının en kısa zamanda sona ermesini istiyor), onu itibarsızlaştırmıyor, sadece ve sadece bugünün Fatih Terim’inin, 4,5 yıllık çizgisine bakarak, artık görevi bırakması gerektiğine inanıyor.

Camianın, kendisine nasıl bir gelecek çizeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.