Google Play Store
App Store

Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), 2004 "Memnuniy

Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), 2004 "Memnuniyet Anketi" sonuçlarına göre, Türkiye'de "mutlu" olduğunu ifade edenlerin oranı bir önceki yıla oranla yüzde 1.2 oranında artış gösterdi. Uzmanlar sonuçları; kırsal kökenli, yarından çok bugünü düşünen, gelenekçi bir toplumun tevekkülü olarak değerlendirdi.
DİE, ilkini 2003'te gerçekleştirdiği Yaşam Memnuniyeti araştırmasının geçen yıla ilişkin sonuçlarını açıkladı. 2004 yılı Kasım ayında 6 bin 714 kişiyle görüşülerek yapılan araştırmaya göre, yüzde 48.8'i mutlu olduğunu söyledi. Buna karşın yüzde 12.1'i mutsuz ve çok mutsuz olduğunu belirtti.

KADINLAR DAHA MUTLU
Genel mutluluk düzeyi açısından bakıldığında kadınların yüzde 10.2'si çok mutlu, yüzde 51.3'ü de mutlu olduklarını ifade ederken, bu oranlar erkeklerde sırasıyla yüzde 8.4 ve yüzde 46.1'e geriliyor.
Evli kadınların yüzde 65.3'ü, evli erkeklerin ise yüzde 56.2'si mutlu olduğunu ifade ediyor. Bununla beraber evli olmayan kadınların yüzde 52.2'si, evli olmayan erkeklerin de yüzde 49.5'i mutlu olduğunu belirtiyor.

ÖĞRENİM YÜKSELDİKÇE MUTLULUK ARTIYOR
Anketin bir diğer çarpıcı sonucu ise öğrenim durumu ile mutluluk arasında doğru orantının olması. Öğrenim düzeyi yükseldikçe mutluluk düzeyinde de artış görülüyor. Üniversite mezunları içinde mutlu olduklarını belirtenlerin oranı yüzde 66.8'e kadar çıkarken, okur-yazar olmayanlarda bu oran yüzde 53.5'e kadar geriliyor.
Yaş grupları açısından ise en mutlu grup yüzde 60.9 ile 18-24 yaş grubu olarak belirlenirken, 65 üzeri yaştakiler de yüzde 60.5 ile bu grubu takip ediyor.

PARAN VARSA MUTLUSUN
Hane halkı geliri 1 milyar 167 milyon ve üzerinde olan bireylerin mutluluk oranı yüzde 72.6'ya kadar çıkarken, geliri 319 milyon liranın altındaki bireylerde bu oran yüzde 41.9'a kadar geriliyor.

ÇOK ŞÜKÜR YAŞIYORUZ
Bireylerin yüzde 69.5'i tüm ailenin, yüzde 13.2'si çocuklarının, yüzde 8.2'si ise eşlerinin kendilerini mutlu ettiğini belirtiyor.
Kadınların yüzde 64.8'i, erkeklerin ise yüzde 74.4'ü kendilerini hayatta en çok tüm ailenin mutlu ettiğini belirtirken, erkeklerin yüzde 7.2'si, kadınların ise yüzde 9.1'i eşlerinin mutlu ettiğini kaydediyor.
Evli olanların yüzde 71.2'si, evli olmayanların ise yüzde 65'i, tüm ailenin kendilerini mutlu ettiğini belirtiyor.
Bireylerin mutluluk kaynağı olan değerlere bakıldığında ise sağlık öne çıkıyor.
Bireylerin yüzde 67.1'i kendilerini en çok sağlığın, yüzde 14.6'sı ise sevginin mutlu ettiğini belirtiyor.
Bu oran evlilerde yüzde 71.2'ye kadar çıkarken, evli olmayanlarda ise yüzde 55.8 olarak ölçülüyor.

Bİ DE PARAMIZ OLSAYDI
Ankete göre; hanelerin yüzde 30.6'sı aylık gelirle hane ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. 319 milyon liranın altındaki gelir grubunda olan hanelerin yüzde 46.1'i hane halkı gelirlerle ihtiyaçlarını karşılayamıyor. 1 milyar 167 milyon ve üzeri gelir grubundaki hanelerin yüzde 11.9'u ise gelirlerinin hane halkının ihtiyaçlarını çok kolay karşıladığını söyledi.

HER 3 KİŞİDEN İKİSİ GELİRİNDEN MEMNUN.
Ankete katılanların yüzde 31.8'i aylık kullanılabilir net hane halkı gelirinden memnun olmadığını belirtirken, yüzde 29.2'si hanelerine giren aylık toplam gelirden memnunuz dedi. Hane halkı gelir grubuna göre bireylerin hane halkın gelirinden memnuniyetine bakıldığında da 319 milyon liranın altında gelir grubunda bulunan hanelerdeki 18 ve üzeri yaştaki bireylerin yüzde 27'si hane halkı gelirlerinden hiç memnun olmadıklarını, 1 milyar 167 milyon TL ve üzerindeki gelir grubundakilerin yüzde 53'ü gelirinden memnun olduğunu belirtiyor.

ÇALIŞMA HAYATI
Çalışanların yüzde 58.4'ü işinden memnun olarak görülürken, işten elde edilen kazançtan memnuniyette bu oran yüzde 25.8'e kadar geriliyor.
İşverenlerin yüzde 81.7'si işinden memnun olduğunu ifade ederken, yevmiyeli olarak çalışanların işinden memnuniyet oranı ise yüzde 39.6'da kalıyor.

Ücretliler açısından ücret miktarı, yüzde 74.1 ile sorunlarda başı çekiyor, ücret dengesizliği de yüzde 73.3 ile bunu izliyor. İşveren ve kendi hesabına çalışanlarda ise en büyük sorun yüzde 56.5 ile sermaye yetersizliği olarak ortaya çıkıyor.
Kamuda çalışanlar ücret dengesizliğini en büyük sorun olarak görürken, özel sektörde bu ikinci planda kalıyor ve ücret miktarı öne çıkıyor.

EVLİLİK
Ankete katılanların yüzde 68.5'i evliliklerinden memnun, yüzde 24.7'si de çok memnun olduğunu ifade ederken, memnun ve hiç memnun olmayanların oranı sadece yüzde 1.8'de kalıyor.
Buna karşılık evlilikten memnun ve çok memnun olan erkeklerin oranı yüzde 96'ya kadar çıkarken, kadınlarda bu oran yüzde 90.4'te kalıyor.

SAĞLIK HİZMETİ
Emekli Sandığı kapsamındaki bireylerde memnun olmayanların oranı yüzde 8.2'de kalırken, SSK'da bu oran yüzde 30.9'a kadar çıkıyor. SSK kapsamındaki emekli olmayanların yüzde 39.1'i, emeklilerin ise yüzde 38.3'ü bazı ilaç ve tedavi masraflarının karşılanmasını sorun olarak görüyor.

Sosyal güvenlik kurumlarının hizmetlerinin sorun olarak görülme oranı ortalama yüzde 33.6 olarak hesaplanırken, en çok sorun olarak görülen hizmeti, yüzde 50.3 ile emekli maaşlarının miktarı oluşturuyor.
Sağlık kuruluşları açısından en fazla memnuniyet oranı sağlık ocaklarında görülürken, en az memnuniyet özel polikliniklerde ortaya çıktı.

EĞİTİM
Yüksekokul ve üniversite mezunlarının eğitimden memnuniyet düzeyi yüzde 65.8 olarak ölçülürken, ilkokul mezunlarında bu oran yüzde 35.5'e kadar geriliyor. Buna karşılık üniversite mezunlarının yüzde 43.9'u eğitim hizmetlerinden memnun olmadığını açıklarken, okuryazar olmayanlarda bu oran yüzde 13.6'ya kadar iniyor.

GÜVENLİK
Ankete katılanların yüzde 54.2'si kendini evinde güvenli, yüzde 17'si de çok güvenli hissederken, güvensiz ve çok güvensiz hissedenlerin oranı ise yüzde 13.1 olarak belirlendi.
Yaşadığı çevrede gece yalnız yürürken vatandaşların yüzde 46.4'ü kendini çok güvenli ya da güvenli hissederken, yüzde 34.8'i çok güvensiz ya da güvensiz hissediyor. Kadınların yüzde 28'i, erkeklerin ise yüzde 17.7'si çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvende hissetmediğini belirtiyor.
Polisin hırsızlık ve kapkaç olaylarına zamanında müdahale ettiğini düşünenlerin oranı yüzde 69.2, jandarmanın zamanında müdahale oranı ise yüzde 84.4 olarak hesaplandı.

KAMU HİZMETİ
Kamu hizmetleri ile ilgili bilgi edinme işlemlerinden memnun olanların oranı yüzde 36 olarak belirlenirken, memnun olmayanların oranı da yüzde 14.5 olarak ölçüldü.
Belediye hizmetleri içinde en fazla memnuniyet şebeke suyu hizmetinde görülürken, en az memnuniyet hava kirliliği ile mücadele alanında görüldü.

UMUT KENTLİNİN EKMEĞİ
Türkiye'de vatandaşların yüzde 39.5'i 2005 yılında genel olarak hayatın daha iyi olacağını düşünüyor. 2005 yılının aynı olacağını düşünenlerin oranı yüzde 43.2 olarak belirlenirken, daha kötü olacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 9.1'de kaldı.
Bu yılın daha iyi olacağını düşünenlerin oranı kentlerde yüzde 43.1'e kadar çıkarken, kırda yüzde 33.4'de kalıyor.

MALİ DURUM BEKLENTİLERİ
Bu yıl Türkiye genelinde bireylerin yüzde 29.3'ü mali durumunun daha iyi olacağını düşünürken, aynı olacağı tahmininde bulunanların oranı yüzde 53.8 olarak ölçüldü. Mali durumunun iyileşeceğini belirtenlerin oranı kentte yüzde 31.6 olurken, oran kırda yüzde 25.2'ye iniyor.

NASIL DEĞERLENDİRDİLER?
Prof.Dr.Nilüfer Narlı-Sosyolog
Mutluluk sosyolojide memnuniyet düzeyi olarak okunur. Memnuniyet düzeyi endeksleri farklıdır. Bu noktada memnuniyet düzeyi arttıkça mutluluk da artabilir. Ben toplumda mutluluk düzeyinin artmasını mantıklı buluyorum. İşsizlik sorunu hala var ama insanlar gelecekleri konusunda daha umutlular çünkü Avrupa Birliği'nin birçok şeyi düzelteceğine inanıyorlar. Mutluluk kaynağı olarak aile ve sağlığın gösterilmesi ise bir anlamda toplumun ilk dikkate aldıkları kendileri ve yakın çevreleri. Üçüncü insanların sorunlarıyla pek ilgilenmiyorlar.

Prof.Dr. İzzettin Önder-İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi
Mutluluk anketi sonuçları bir şarkıda olduğu gibi " tanrım aklım başımda değil" dedirten türden. İstatistik hem yapılışta hem de okunuşta farklı gözlüklerin kullanıldığı bir alan. Evet dışarda o kadar çok işsizlik varken, "iş fetişizmi yaratılarak" çalışanlar gizli gizli mutlu olabilirler. Bu toplum kırsal kökenli ve gelenekçi bir toplum. Tevekküle inanmış, yarından çok bugünü önemseyen, kısa vadeli bir toplum. Batı'daki gibi proleter bir toplum değil. Ekonomik hakları gözardı ediyor. Ve din faktörünün güçlü olduğu bir toplum.

Prof Dr. Ahmet İnam-ODTÜ Felsefe Bölümü Başkanı
Bu bir bilinçsizlik diye düşünüyorum. Mutluluk gelişiminin gelişmediği gibi bir görüşüm var. Mutluluk bilinci hayata belli bir biçimde bakabilme gücü olan insanların sahip olabileceği bir şey. Bizim insanımızın tarihine bakıp düşündüğümüzde gelenek içinde yaşamın kendisini sorun edinmeyen bir insan tipi görüyoruz. Yaşamdaki sorunları sorun eder ama yaşamın kendisini sorun edinmez. İnsanların, kendini "mutlu" sandığı bir kültürde yaşıyoruz. Bunun bir sanı, bir sanma olduğunu düşünüyorum. Anketin yapılma tarzını bilmiyorum ancak insanlarda "elaleme karşı mutlu olma" gibi bir düşünce olabilir.

Doç. Dr. Melek Göregenli (Ege Üniv. Psikoloji Böl)
İnsanların mutluluktan ne anladıkları çok önemli. Bu araştırmaların pek çoğunun nasıl bir mantıkla yapıldığını bilmiyoruz. Gerçekten çok güzel bir sonuç ama ben inandırıcı bulmuyorum. Geçen yıl dünya çapında yapılan bir araştırmada açlığın, sefaletin çok yoğun yaşandığı bir Afrika ülkesi ilk sıralarda çıkmıştı. Mutluluk sahip olma seçeneklerimizle çok ilgili. Örneğin eğitim düzeyi arttıkça mutluluğun artmasında gelirin bir aracı değişken olduğunu düşünüyorum. DİE'nin metodolojileri bence çok zayıf, bağlamı kaçırıyorlar. Basit anketlerle mutluluğun tespit edilmesi zor.

Mustafa Sönmez- Ekonomist
Nasıl bir soru formu düzenlendiği sonuçların değerlendirilmesi açısından çok önemli. Daha mutlu olan insanların istihdam ve tüketim olanakları mı artmış, sağlık ve eğitim koşullarında iyileşme mi olmuş bunları bilmek gerekiyor. Sorular ekonomik temelliyse geçtiğimiz yıl geçici bir rahatlık yaşandı. Sağlam bir maddi temeli olmayan, gelecekten yenilen sanal bir mutluluk hali olabilir.

Reha Tartıcı (Konsensus Araştırma Şirketi)
Soru formunu bilmiyoruz. Ancak 'geçen yıla göre' diye bir mukayese yapıyorsak şunu göz önünde bulundurmak lazım: DİE'nin bu tür araştırmalarda artı - eksi yüzde 2 yanılma payı vardır. Geçen yıldan bu yana oranlar yaklaşık 1 puan artmış ama bunu 'mutluluk düzeyi arttı' şeklinde yorumlamamak lazım. Ancak olumlu bir devamlılıktan söz edilebilir. Bir de araştırmanın tarihi 17 Aralık sonrasına denk geldiyse bunun yarattığı bir mutluluk hali de olabilir.

Prof. Dr. Bahattin Akşit-ODTÜ Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi
Ülkeler bazında bakıldığında gelir durumuyla mutluluk arasındaki ilişki yok. Örneğin mutluluk değil, refah düzeyi sorulduğunda bu oranlar çok aşağıya düşüyor. Yüzde 48 mutluluk oranı çok yüksek değil. Bu oranının yüzde 80 olduğu ülkeler de var. Öğrenim düzeyinin artmasıyla mutluluğun artması anlamlı değil, kişinin öğrenim düzeyi arttıkça bilinç düzeyi de artar. Erkeklerin evlilikte daha mutlu olması anlamlı çünkü; ataerkil yapının baskın olması nedeniyle kadın evde eziliyor, şiddet görüyor.

Süleyman ÇELEBİ - DİSK Başkanı
Toplumun mutlu olması, herkesin temennisi ancak anket sonuçlarının inandırıcılığının zayıf. Toplumun ekseriyetinin mutlu olduğu şeklinde bir sonuç yönlendirmeye dönük bir gayreti yansıtıyor. Toplumsal gerçekler dikkate alındığında yaşam kalitesi ile sağlanacak mutluluk çok düşüktür. Kişiler, bir tas çorba bulduğunda, kendi bireysel ilişkileri bağlamında mutlu olabilirler, fakat bu toplumsal bir mutluluk için ölçü olamaz. Sağlıklı bir sonuç elde etmek için DİE'yi, referanduma davet ediyorum. Büyük bir çoğunluğu açlık sınırı altında yaşayan bir toplumu düşündüğümüzde, 70 milyonun ne kadarının refahtan kaynaklı bir mutluluğa sahip olduğu ortaya çıkar.

Sami EVREN - KESK Başkanı
Mutluluk göreceli bir kavram. İnsanlara mikrofonu uzatıp 'mutlu musun' diye sorulduğunda, mütevazı davranabilirler, ancak bu gerçeği yansıtmaz. Gerçekten mutlu bir toplum için yaşam standardının yükseltilmesi gerekir. Nüfusun büyük çoğunluğunu işsizler, ücretleri açlık sınırının altında olanlar, erkek egemen kültürün baskısıyla yaşayan kadınlar, kimlik sorunu yaşayan milyonlarca insan, tarımdaki yoksul köylü ve geleceğe güveni olmayan binlerce genç oluşturuyor. Banka kuyruklarında bekleyen binlerce emeklinin gerçek anlamda mutlu olma şansları yoktur. Mutlu bir azınlık vardır, ama DİE'nin rakamlarının bu konuda çok soğuk olduğunu düşünüyorum. Rakamların dili soğuktur.