Aşağıdaki veriler, üç eğitim sendikasının 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle ayrı ayrı yaptığı anketin benzer sorularının sonuçlarıdır. Sonuçların, her sendikanın daha ziyade kendi üyesinin görüşünü yansıttığı varsayımından hareket edersek üç sendika veri ortalamasının daha gerçekçi bir sonuç sunduğunu söyleyebiliriz.

Siyasi ayrımcılık, kadrolaşma, idari baskı, yandaş uygulama ve fikirlerini özgürce açıklayamamanın mutsuz ettiği öğretmen;
Eğitim İş; yüzde 75
Eğitim Sen; yüzde 74,5
Türk Eğitim Sen; yüzde 57,3

Toplumsal kutuplaşma ve bunun doğurabileceği toplumsal çatışma ve bölünmeden kaygılı, ülkenin ve eğitimin geleceğini güvende görmeyen, gelecekten ümitsiz öğretmen;
Eğitim Sen; yüzde 90,6
Eğitim İş; yüzde 73
Türk Eğitim Sen; yüzde 52,1

Ekonomik güçlük içinde, bankalara borçlu öğretmen;
Türk Eğitim Sen; yüzde 79,3*
Eğitim İş; yüzde 74
Eğitim Sen; yüzde 70

Sonuç olarak öğretmenlerin
Yüzde 68,9’u mutsuz,
Yüzde 71,9’u ümitsiz,
Yüzde 74,4’ü borçlu…

Eğitim sendikaları bu araştırmaları, öğretmenlerin matematik dersinde çözecekleri örnek problemin sayısal değerlerini elde etmek için yapmadılar. Buradaki her sayı, birçok sosyal probleme işaret ediyor. Sendikalar bu tür araştırmalarla, sorunu ortaya çıkaranlarla çözüm noktasında bulunanların dikkatini çekmek istiyor.

Bu araştırmanın en kritik sonucu, öğretmeni mutsuz eden siyasi ayrımcılık, kadrolaşma, idari baskı, yandaş uygulama ve fikirlerini özgürce açıklayamama; öğretmeni ümitsizliğe sevk eden kutuplaşma ve bunun yol açtığı toplumsal çatışma, AKP hükümetlerinin önceki hükümetlerden devraldığı öğretmeni borçlanmak zorunda bırakan ücret politikasının üstüne eklediği eğitimin yeni sorun alanları olmasıdır. Mutsuz, ümitsiz, borçlu öğretmenin eğitimsel sorunlarla ilgilenmediğini, çöküş halindeki öğretmenin eğitim sistemini de çökerteceğini herkesin bilmesi gerek.

Hükümet programında yine eğitim reformundan söz ediliyor. Devamında “öğretmen yetiştirme ve eğitim yönetimi alanlarında da önemli dönüşümleri hayata geçireceğiz” deniyor. Ben, yetişmiş öğretmeni ne hale getirdiğini gördüğümüz siyasi anlayışın devamı olan 64. Hükümetin her vaadi gibi bunu da tersinden okuyorum.

Yine de sanki bakanlığı yeni devralmış gibi Nabi Avcı’ya, yukarıdaki verileri rakam olarak değil, çözülmesi gereken problemin sayıları olarak okuması gerektiğini hatırlatalım.

* Türk Eğitim Senli öğretmenlerde borçlanma oranı daha yüksek gözüküyor. Buna karşın
bu sendikanın üyeleri sosyal ve siyasi
haklarını daha az problem ediyor. Bunun,
muhafazakârlıkla ve iktidara bir adım daha yakın durmakla ilgili olduğunu söyleyebiliriz.