“Je Dis Oui” albümünde Belkıs Özener’in “Aşkım Bahardı” şarkısına yer veren Pink Martini’den Lauderdale, “Genel olarak Türk Sanat Müziği’ne çok aşinayız. Kim bilir belki bir Türkçe şarkı daha seslendiririz” dedi.

Müzik arkeologları Türkiye keşfinde

Işıl ÇALIŞKAN

Kendilerini “Müzik arkeologları” olarak tanımlayan Amerikalı müzik grubu Pink Martini, dünyanın dört bir yanındaki tozlu raflar arasında kalan parçaları keşfetmeyi sürdürüyor. Politik tavrı olan, sivil toplum örgütlerinin yardım ve bilinçlendirme amaçlı organizasyonlarında sahneye çıkan bir orkestra olarak yola çıkan grup üyeleri müziğin ve sanatın birleştirici gücüne inandıklarını söylüyor. En son yayımladıkları “Je Dis Oui” isimli albümde “Aşkım Bahardı” şarkısına yer veren grup, 26 Temmuz Salı günü Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne alacak. Konser öncesinde grubun kurucusu piyanist Thomas M. Lauderdale ile konuştuk.

>> Türkiye’de hatırı sayılır bir dinleyici kitlesine sahipsiniz. Türkiye’deki dinleyicilerle aranızdaki bağı siz nasıl tanımlarsınız?

Kariyerimizin başında müziğimizin ilk farkına varan ülkelerden biri Türkiye oldu. Hatta ilk yıllarımızda Türkiye’den konser teklifi aldığımızda biz bile şaşırmıştık. Her gelişimizde büyük bir ilgi ve sevgiyle karşılaşıyoruz. Artık kemik bir dinleyici kitlemiz var. Türkiye’deki dinleyicimizle sahnede şarkı söylerken bizlere eşlik eden samimi, dostane ve keyifli bir ilişkimiz var.

Thomas M. LauderdaleThomas M. Lauderdale

>> Hatta en son yayınladığınız stüdyo albümünüz “Je Dis Oui”de “Aşkım Bahardı” şarkısına yer vererek Türkiye ile bağınızı bir kez daha kanıtladınız. Neden özellikle bu parçayı tercih ettiniz?

"Je Dis Oui" Pink Martini’nin farklı dil ve kültürlerden yola çıkan müzikal yaklaşımına en uygun, kariyerimde yaptığımız en mutlu albümlerden biri. 15 şarkıyı 8 farklı dilde yorumladık. Albümde sadece China ve Storm değil albüme konuk ettiğimiz vokaller de yorumlarını kattı. Kathleen Saadat, Ari Shapiro, Rufus Wainwright, İkram Goldman ile çok daha zengin ve çeşitli bir müzikalite yakaladığımızı düşünüyorum. “Souvenir” filmi için yaptığımız Fransızca şarkılara da albüm de yer verdik. Yıllar içerisinde Pasion Turca’nın da önerdiği CD ve isimlerle Türkçe olarak birçok şarkıyı öğrenme şansımız oldu. Daha önce Aşkım Bahardı’yı zaten sahnede seslendiriyorduk. Albüm sürecinde de stüdyoda kaydetmek istedik. Şarkıyı Storm seslendirdi. Daha önce Belkıs Özener ile de sahnede düet yapmışlardı.

>> "Aşkım Bahardı"yı yorumlamak size ne hissettiriyor?

Dünyanın birçok yerinde verdiğimiz konserlerde eğer Türkiye’den dinleyicilerimiz varsa repertuvara aldığımız enerjisi yüksek ve grup olarak da çok sevdiğimiz bir şarkı. Yeşilçam şarkılarını çok seviyorum. Bana eski Hollywood film müziklerini hatırlatıyor. Aşkım Bahardı da pozitif ve mutlu bir şarkı bu yüzden Pink Martini’ye çok yakışıyor.

China ForbesChina Forbes

>> Türkiye’deki müzisyenlerden yorumlamak istediğiniz başka parçalar var mı?

Genel olarak Türk Sanat Müziği’ne çok aşinayız. Sevdiğimiz, dinlediğimiz birçok şarkıcı var. Daha önce "Katibim" de söylemiştik. Biz şarkıları araştırmaya her zaman devam ediyoruz. Kim bilir belki bir Türkçe şarkı daha seslendiririz.

TÜRKİYE’DE EVİMİZDE GİBİ HİSSEDİYORUZ

>> Türkiye’deki dinleyicilere yönelik izlenimleriniz neler?

Türkiye 20 yılı aşkın bir süredir geldiğimiz bir ülke. Türkiye evimizde hissettiğimiz ülkelerden biri, sadık bir dinleyici kitlemiz var. Türk müziğinin zengin ve çeşitlilik içeren yapısı bizler için her zaman yeni keşifler yapmaya imkân sağlıyor. Bu nedenle Türkiye’deki dinleyicilerin kulakları da farklı seslere çok açık ve müzikal beğenileri çok yüksek. Konserden ziyade artık sevdiklerimizle buluşmaya geliyor gibiyiz. Yıllardır bizimle birlikte yürüyen bir hayran kitlemiz var.

Storm LargeStorm Large

>> Pink Martini kurulduğu günlerde politik tavrı olan, sivil toplum örgütlerinin yardım ve bilinçlendirme amaçlı organizasyonlarında sahneye çıkan bir orkestra olarak yola çıkmıştı. Politik tavrı olan müzisyenler olmanın nasıl bir karşılığı oluyor?

Bizim Pink Martini olarak çeşitliliği zenginlik sayan bir bakış açımız var. Bu tarz konulara her zaman hassas yaklaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Müziğin ve sanatın kucaklayıcı ve birleştirici bir gücü olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden doğru olduğuna inandığımız şeyleri ayrıştırmadan, ötekileştirmeden söyleyebiliyoruz. Şu ana kadar da olumsuz bir dönüş ya da tepki almadık.

>> Kendinizi “Müzik arkeologları” olarak tanımlıyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız?

Sadece Amerika değil dünyanın farklı birçok coğrafyasından şarkıları araştırıyoruz. Tozlu raflardan şarkıları bulup yorumlamak hoşumuza gidiyor. "Müzik arkeoloğu" tanımı da buradan geliyor. Pink Martini dünya müziği yapmak üzere yola çıktı. O yüzden müziğimizi de Global Pop olarak tanımladık. Pink Martini’yi özel kılan da bu.

>> Müziğiniz ne renk?

Müziğimizle ilgili daha önce Türkiye’deki bir röportajda müziğiniz rengârenk demişlerdi. Bu tanımlamayı çok sevdim. Bence Pink Martini tek bir renge sığmayacak kadar çeşitli ve rengârenk.

>> 26 Temmuz’daki Türkiye konserinizde dinleyicileri nasıl sürprizler bekliyor?

Daha önce defalarca Türkiye’ye geldik ama ilk kez China ve Storm sahnede birlikte olacak. China’yı üniversite yıllarından beri tanıyorum, birlikte geçmişte çok fazla çalıştık, artık birbirimizi her yönüyle tanıyoruz. Storm’u da önceden tanıyordum. İkisi de muhteşem iki şarkıcı. Sahnede farklı sürprizler de dinleyiciyi bekliyor. Türkçe şarkılarımızı da hep bir ağızdan söylemek istiyoruz.

muzik-arkeologlari-turkiye-kesfinde-1043399-1.