Müzik hikâyeleri fena halde yükselişte ve belgeselcilerin ilgisini çekmeye başladı. Zira birçok dijital platformun kataloğunda karşımıza izlemesi keyifli ve öğretici müzik belgeselleri çıkıyor.

Müzik belgeseli için ses açılsın

Murat TIRPAN

Tevellütü eski olanlar Stüdyo İmge’nin müzisyen biyografisi kitaplarını hatırlayacaktır. İnternetin henüz var olmadığı kadim zamanlarda Pink Floyd’un Sex Pistol’un; Cobain, Smiths, Clapton, ACDC, Nirvana gibi birçok önemli grubun ya da müzisyenin hikâyelerini o küçük biyografilerden okumuştuk heyecanla. Şimdi özellikle dijital platformlarda artarak karşımıza çıkan müzik belgesellerini düşünürken nedense aklıma hâlâ kitaplığımda duran İmge kitapları geldi. Artık sadece biyografileri, grupların hikâyelerini değil müzik dünyasının birçok alanını özel belgesellerle, kurmaca filmlerle keşfedebilme, hatta görülmeyen anlara, kulislere, şarkıların yazılış anlarına tanık olma şansına sahibiz.


Müzik hikâyeleri fena halde yükselişte, bu ilgi çekici alan sinemacılar, belgeselciler tarafından parsellenmeye başlandı. Aslında bunun emareleri hemen pandemi öncesi başlayan kurmaca filmlerle ortaya çıkmıştı, sonrasında seri işlerle devam etti. Şu anda neredeyse her dijital platform portföyünde hatırı sayılır sayıda müzik filmi barındırıyor. Bu yazıya sığamayacak kadar çok işle karşı karşıyayız, her biri müzik dünyasının farklı bir ucundan tutuyor. Bütün bu belgeselleri birleştirdiğimizde ise ciddi bir müzik tarihi külliyatına sahip oluyoruz.

Öte yandan kaliteli ve analitik işler kadar göz önündeki yıldızların hayatları da elbette ilgi çekiyor, bu yüzden dijital platformlar ünlü müzisyen hikâyelerini yapabilmek için büyük paralar ödüyor. Mesela Apple TV Billie Eilish: The World’s A Little Blurry adlı belgesel için 26 milyon dolar ödedi. Öte yandan aynı şekilde Amazon da yönetmenliğini Peter Berg’ün yaptığı Rihanna belgeseli için parayı gözden çıkardı. Anlayacağınız bu furya yakın zamanda bitecek gibi görünmüyor. Burada özel bir parantez açtığımız işlerin dışında önemli birkaç belgeseli, Amazon Prime’daki Coldplay portresini, Notorious B.I.G.’in hayatına pencere açan yine bir başka Netflix işi Biggie: I Got a Story To Tell ve Bob Dylan’ın hikâyesini, Martin Scorsese’nin gözünden aktaran elbette ki kaçırılmaz Rolling Thunder Revue belgeselini ve Apple TV+ kanalındaki 1971: The Year That Music Changed Everything adlı işi de ekleyelim. Öne çıkan üç belgeseli sizler için derledik. İyi seyirler ve elbette dinlemeler.


Nereden nereye? This Is Pop (Netflix)

Bu sekiz bölümlük belgesel adı üstünde en popüler olanın, pop müziğin hikâyesini gayet de popa yakışır bir dille anlatıyor. This is Pop bir nevi Apple TV’nin 1971: The Year That Music Changed Everything adlı belgeselinin devamı sayılabilir ve üzerine seyretmek kesinlikle iyi gidecektir. Belgeselde, erken dönem protest poptan Britpop’un yükselişine ve Auto-Tune’un teknolojisinin etkilerine kadar her bölümde ayrı bir mevzuya odaklanıyoruz. Hikâyelerin çoğu eğlenceli ve beklenmedik. Mesela kötü bir kasette iyi kaydedilmiş bir demonun uluslararası bir sansasyon haline gelebileceğini kim bilebilir ki? Ya da mesela endüstrinin içinde olmayanlar için Stockholm Sendromu adlı üçüncü bölümde trend olmuş birçok albümün neden İsveç stüdyolarında kaydedildiğini ve bu prodüktörlerinin neden önemli bir marka olduğu gibi konuları öğrenmek gayet ilginç.


muzik-belgeseli-icin-ses-acilsin-896575-1.

NASIL YAZIYORLAR? Song Exploder (Netflix)

Netflix’teki Song Exploder adlı ilginç belgesel dünyaca ünlü müzisyenlerin şarkılarını nasıl yazdığı hakkında. Müzisyenlerin bir şarkıyı nasıl ürettiğini, nelerden ilham aldığını, şarkının son haline gelene kadar geçirdiği aşamaları anlattığı belgesel aslında yine Hrishikesh Hirway’un sunduğu, aynı adlı podcast dizisinden ilham almış. Dizinin ilk sezonunda Alicia Keys, R.E.M, meşhur Hamilton müzikalinin yaratıcısı Lin Manuel Miranda ve Ty Dolla $ign’, ikinci sezonunda ise Nine Inch Nails, The Killers ve Dua Lipa’nın ünlü şarkılarını nasıl yazdıklarını izliyoruz. Song Exploder özellikle herkesin ve tüm zamanların favori şarkılarından Losing My Religion’un nasıl yazıldığını dinlemek için bile görülmeli.


muzik-belgeseli-icin-ses-acilsin-896576-1.

NASIL KAYDEDİYORLAR? Soundbreakıng (Gain)

Song Exploder şarkıların nasıl yazıldığına bakarken Gain’deki tam adı Soundbreaking: Stories From The Cutting Edge Of Recorded Music olan mini belgesel ise işin teknoloji kısmına odaklanarak kayıt teknolojisinin yıllar içinde nasıl geliştiğini anlatan bir iş. Şarkılar yazılır, sanatçılar onları icra eder ama elbette gerçek şarkı stüdyoda ortaya çıkar ve kayıt teknolojisi birçok durumda şarkıların değerini değiştiren önemli bir unsur olabilir. İşte burada bu işin içyüzüne bakıyoruz. Aralarında Beatles, Presley, Adele, Amy Winehouse, Cat Stevens gibi yüz ellinin üzerinde sanatçı ve prodüktörle yapılan röportajların ve arşiv görüntülerinin yer aldığı belgesel özellikle müziğin bu kısmına ilgi duyanlar için son derece çekici ve de öğretici.