Kademeli normalleşme takviminde müzisyenlerin unutulmasına tepkiler sürüyor. Herhangi bir gelirleri olmadan yaşamaya çalışan müzik emekçileri, bunun bilinçli bir yıldırma politikası olduğunun altını çiziyor.

Müzik emekçileri iktidarın politikalarına tepkili: Asla yılmayacağız

Işıl ÇALIŞKAN

Pandeminin başından beri işsiz kalan sahne ve müzik emekçilerinin 1 Haziran’dan itibaren uygulanacak normalleşme kararlarında yer almamasına tepkiler çığ gibi büyüyor. 1 buçuk senedir yaşanan mağduriyette bir çıkış yolu olarak görülen normalleşme takviminde müzisyenlerden söz edilmemesi sosyal medyanın da gündemine oturdu. Pek çok kişi söz konusu kararı yaşam tarzına müdahale olarak yorumladı. Samsun’da yaşayan solist Cansu Çebi, Isparta’nın Yalvaç ilçesinde yaşayan klavyeci Emrah Çürükçü, Demo Ses Işık’ın işletmecisi Tunay Demirağ ve Kadıköy Sahne’nin işletmecisi Serkan Fidan ile konuştuk.

GELİRSİZ YAŞAM…

Samsun’da yaşayan müzisyen Cansu Çebi, pandemi öncesine kadar özel davetlerde ve düğünlerde solist olarak sahne alıyordu. Çebi yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Ülke çapında yaşanan bir olumsuzluk zaten ilk olarak bizim sektörü etkiliyor. Ama artık Covid-19 son noktaydı. Bu süreç tahmin ettiğimizden de uzun sürdü. Öncesinde de zaten iş sıkıntısı yaşıyordum, Covid cabası oldu” diyor. Bir buçuk yıldır nişanlısıyla yaşamaya başladığını ifade eden Çebi, “Tek başıma olsaydım canına kıyan müzisyenlerden biri olabilir miyim acaba, diye düşünüyorum bazen. Çünkü çok zor. Başka şekilde de tutunamıyoruz hayata. Hiçbir gelirim olmadan hayatımı idame ettirmeye çalışıyorum” şeklinde konuşuyor.

Bu yasakların yıldırma politikası olduğunu düşündüğünü belirten müzisyen, sözlerini şöyle sürdürüyor: “AVM’lere giriliyor, kafelere oturuluyor. Düğünler oluyor ama müzik yasak. Oraya yüzlerce kişi gelebiliyor. Sanki sahneye çıkacak 4-5 kişi bütün hastalığı taşıyor gibi muamele görüyor. Kazanacağımız paradan ediliyoruz. Biraz da bu sektörü yok etmek istediklerini düşünüyorum. Bilerek yapıyorlar.”

Bu süreçte devlet desteğinden de faydalanamadığını aktaran Çebi, “Ben rahmetli babamın emekli maaşını alıyorum. Bir insanın hayatını idame ettirebileceği bir rakam değil 750 lira. Bunu aldığım için devlet desteğinden faydalanamadım” diyor. Çebi, tepkilerin sürekli hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak “Keşke dernekleşebilsek ve sesimizi daha çok duyurabilsek” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

MİKSERE KADAR SATTIM

Isparta’nın Yalvaç ilçesinde yaşayan klavyeci Emrah Çürükçü ise pandemiye kadar geçimini düğünlerde çalarak kazananlardan. Çürükçü, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Normalde bizim sezonumuz bu aylarda başlardı. İyi kötü ekmeğimizi bir şekilde kazanırdık. Bu müzisyenlere yapılan hiç iyi olmadı. Bizim düğünlerimiz açılsa paraya ihtiyacımız olmazdı. Gecelik kazanırdık. Çoluğumuza çocuğumuza bir şeyler alıp evimizi bir şekilde geçindirirdik. Bir buçuk iki senedir kapalıyız.”

Yeni doğmuş bir bebeği olduğunu söyleyen müzisyen Emrah Çürükçü, “Bir buçuk senede 3-4 bin lira yardım neyimize yetecek ki? Gerçekten çok zor durumdayız. 70-80 bin lira borcum var. Mikserime kadar sattım. Çaresizim” diyor ve ekliyor: “Bu hafta bir gece düğün vardı. Orada sahne alacaktık. Jandarmayı aramışlar. Yok, ‘Kesinlikle müzik yasak’ deniyor. Madem düğün serbest bırakın, ekmeğimize bakalım! Buraya millet toplanıyor mu? Toplanıyor. Bu müziğin size ne gibi bir zararı olabilir ki?”

TRAJİKOMİK VERGİ

Kadıköy Sahne’nin işletmecisi Serkan Fidan mekânın haftada sadece 2-3 gün açık olduğu için genellikle günlük sigortalı eleman çalıştırmayı tercih ettiklerini aktarıyor. Fidan, “Bu yüzden de personelimizin neredeyse tamamı ek gelir elde etmek için bizimle çalışan ya da kendi harçlığını çıkartmak isteyen öğrenci arkadaşlardı. Tam zamanlı olarak sigortalı olan az sayıda arkadaşımız da kısa çalışma ödeneğinden faydalandı. Bugüne kadar bir şekilde geldik ama her gün artan bir borç yükü ile karşı karşıyayız. Şimdilik alacaklılar olabildiğince sakin duruyorlar ama açıldığımız zaman o borçları da ödemeye başlamak gerekiyor.”
15 aydır kapalı olduklarını hatırlatan Fidan, “Bir kere bir aylık maliyetimizi ancak karşılayacak bir yardım aldık. Buna paralel kapalı kaldığımız süre boyunca faturalarımızı, vergilerimizi, maaşları, kiramızı ödememiz bekleniyor. Ödeyemediğimiz kiranın stopajını ödemek ve belediyeye eğlence vergisi ödemek zorunda olmak en trajikomik olan detaylar” diye konuşuyor.

Bu sektörün birden fazla alanında faaliyet gösteren biri olarak üzgün olduğunu belirten Fidan, “İktidara hâkim olan dünya görüşünün kültür endüstrisi ile hiç barışık olmadığı çok net bir fotoğraf olarak önümüzde duruyor. Ama beni asıl üzen şey toplumun da bir o kadar duyarsız oluşu” diyor.

ÇARESİZCE BEKLİYORUZ

Demo Ses Işık’ın işletmecisi Tunay Demirağ ise 1 buçuk senedir dükkân açmadıklarını anlatıyor. “Bizim işimiz ses, ışık” diyen Demirağ, konser, festival etkinlikleri için çalıştıklarını anlatıyor. Ta ki pandeminin başına kadar. Demirağ, şunları dile getiriyor: “15-20 kişilik bir kalifiye elemanımız var. Bir daha yetişmeyecek bir ekip olduğu için herkese maaşını verdim bugüne kadar. Bir evim, bir arabam vardı onları sattım. Biriktirdiklerimizi harcadık. Ama bu iş bir iki ay daha sürerse daha satacak şey de borç alacak kimse de kalmaz. Hep aynı şeyi konuşuyoruz. Ama bizi dikkate alıp konuşan kimse yok. Muhatap alan yok. Çaresizce bekliyoruz.”

SAHNENE SAHİP ÇIK

Öte yandan sektör çalışanları müzik mekânı Jolly Joker öncülüğünde Gözünü Yumma kampanyası başlattı. ‘Sahnene Sahip Çık’ ve ‘Gözünü Yumma’ etiketleriyle sosyal medyada da paylaşımlar yapılan kampanyanın bildirisinde ise şu ifadelere yer verildi: "Her yıl canlı müzik ve sanat mekânları, organizasyon ve festivaller; binlerce personelin çalıştığı binlerce etkinliğe ev sahipliği yaparken çevrelerindeki restoran, küçük işletmeler ve otellere katkı sağlayarak yerel ekonomilerin canlanmasının öncüsü oluyor. Varoluş mücadelemizi, tüm bu sektörlerin sürdürülebilirliği için veriyoruz. Mekânlar, çalışanlar ve sanatçılar olarak herkesi ve yetkili idari kuruluşları sahnelerimize sahip çıkmaya çağırıyoruz. Resmi ya da kamu, küçük ya da büyük herkes, bu durumdan kurtulmamızda rol oynayabilir."

***

muzik-emekcileri-iktidarin-politikalarina-tepkili-asla-yilmayacagiz-883320-1.

Sanatçılardan sessiz protesto

Sanatçı Hakan Altun, dün AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan kademeli normalleşme kararlarının ardından eğlence ve müzik sektörünün beklentilerinin karşılanmamasına enstrümanındaki telleri keserek tepki gösterdi. Instagram hesabından bir paylaşım yapan Altun, “Bilmem anlatabildim mi?” dedi. Ardından Ege, Enes Yakup Avcı, Doğan Can gibi birçok müzisyen de enstrümanlarının tellerini kesti.

***

Dünyada milyarlarca dolar destek

Kültür ve Turizm Bakanlığı, aralık ayında müzik mekânlarının kapalı olması sebebiyle çalışamayan sektör çalışanları için “Müzik Susmasın” destek programını başlattı. Buna göre ocaktan itibaren 3 ay boyunca her ay net bin TL, destek verildi. Bu süre mayıs ayı da dahil olmak üzere 5 aya uzatıldı. Pek çok müzisyen ise 17 Mayıs’ta açıklanan 3 bin TL’lik ikinci destek paketinden “gelir vergisi mükellefi olma koşulunu” sağlayamadıkları gerekçesiyle yararlanamadı. Dünyada ise pandeminin ardından pek çok ülkede destek programı oluşturuldu.

Onlardan bazıları şöyle:

• Şili, salgından etkilenen sanatçıları ve kuruluşları desteklemek için 15 milyar peso (18 milyon dolar) tahsis etti.

• İsviçre, 41 milyar dolarlık destek fonu paketi açıkladı. Bu fonun 281 milyon doları sadece sanat ve kültür alanında çalışanlara ayrıldı.

• İngiltere’de önce sanat sektörünü desteklemek için 1,5 milyar sterlinlik “Kurtarma Paketi“ verildi. Salgının ilerleyen günlerinde tiyatrolar, sirkler, fuarlar, eğlence parkları, konserler, müzeler, hayvanat bahçeleri, sinemalar ve sergiler de dâhil olmak üzere, KDV oranı yüzde 20’den yüzde 5’e indirildi.

• Almanya koronavirüs salgını nedeniyle zor bir dönemden geçen sanatçılara destek olmak amacıyla kültür yardımlarını ilk olarak Mayıs 2020’de duyurdu. Paketi 2021 yılında 1 milyar avro daha artırarak 2 milyar avroya yükseltti.

• Kanada hükümeti ülke dışındaki Kanadalı sanatçıların ülkeye geri dönmesi ve işlerini yoluna koyabilmeleri için sanatçılara 5 bin dolarlık kredi sağladı.
Norveç’te tüm kültür sektörü için yaklaşık 30 milyon avroluk bir bütçe ayrıldı.

• İtalya’da ise sanatçılara doğrudan 140 milyon avroluk bir yardım paketi oluşturuldu.