Sahne sanatlarına uygulanan nedensiz kısıtlama, çözüm olmaktan çok tamamen silmeyi amaçlayan bir ‘önlem’ sanki. Sanatçıların eleştirilerinden rahatsız olanlar ise emekçileri show dünyasıyla karıştırmışa benziyor

Müzik her fırsatta ve de her yerde!

Fotoğraf: Dominik Gruszczyk

Önce Facebook’ta bir “Kürşad Deniz featuring Sibel Köse” duyurusu gördüm. Baktım, Sibel de sevgili arkadaşlarıyla bizim için çalıp söyleyeceğini müjdeliyor: piyanoda Kürşad Deniz, tenor saksta Engin Recepoğulları, basta Kağan Yıldız ve davulda Cem Aksel. Eski günler gibi… Zorlu PSM Vestel Amfi’de, yanı açık havada çalıyorlardı. Giriş ücretsizdi ama rezervasyon yaptırmalıydık. Yaptırmadık, çünkü zaten tarih olarak geç kalmıştık. Vaktinde haberdar olamamışız, 7 Haziran’daymış.

Aklımız kalmadı mı, kaldı. Hepsini severim, Sibel’e ise yıllardır hayranım. Sonra (bu sefer Berin Ötenel’in mesajından), Ankara’da Tuna Ötenel’i ziyarete gittiklerini öğrendik. Fotoğrafta herkes çok mutlu görünüyordu. Çalmışlar, söylemişler, muhabbet etmişler. Pek mutlu bir günmüş. Eh, artık arkadaş görmek bile mutluluk vesilesi. Hele müzik yapmak, çalmak, dinlemek? Çift kaymaklı kadayıf…

KÜÇÜK PINARLAR KULAĞA ÇARPIYOR

Bu arada, Zorlu PSM etkinlikleri yaz aylarıyla birlikte açık havaya taşındı. Vestel Amfi yazın pek çok etkinliğe mekân olacak. En önemlisi yüz yüze konser izlemek elbette. Ama müzikte yaşadığımız inanılmaz kuraklığın ardından sağda-solda küçük pınarlar da göze-kulağa çarpıyor. 10 Haziran’da kendine özgü müziğiyle tanıyıp sevdiğimiz Kolektif İstanbul da Kadıköy sahilinde küçük bir konser verdi. Solistleri Aslı Doğan amaçlarının “Korona tedbirlerini ihlâl etmek değil, güvenli bir şekilde açık alanlarda” müzik yapmak olduğunu söylüyor. Onun için de hafta içi ve erken bir saat seçmişler, çok kalabalıklaşmasın diye. Sonuçtan da çok memnunlar. Doğan, “Biz pandemi süresince neredeyse bir yılı aşkın süredir hiç sahne almadık,” diyor. “Yani her şeyden önce büyük bir özlem vardı hepimiz için. Ve tabii ki aylardır farklı şekillerde anlatmak istediğimiz bir şey vardı, insanlara müziğin var olduğunu ve seyircisiyle buluşan canlı müziğin ne hissettirdiğini hatırlatmak istedik.” Dinleyici dönüşü de sevindiriciymiş.

Beraber dans edip şarkılarını söylemişler. “Küçük bir nefes bile olsa hepimize iyi geldi” Doğu Avrupa geleneksel düğün müziklerine dayalı repertuvarlarını funk ve caz altyapılarıyla yeniden yorumlayan Kolektif İstanbul’u hep tam kadro sahnede görmek isteriz: Aslı Doğan (vokal), Richard Laniepce (saksofon, zurna), Tamer Karaoğlu (akordeon), Talat Karaoğlu (klarnet), Ertan Şahin (tuba), Batuhan Baraç (davul).

Cumartesi günü Moda sahilinde ise bir başka müzik eylemi vardı. Güney Marlen ’protesto’larını şöyle anlatıyor:

“Birbirini tanımayan birçok müzisyen, sokakta ve vapurda çalan müzisyenler ve diğerleri, hep birlikte müzisyenlerin pandemi sürecindeki yönetim politikalarından olumsuz etkilenmesine dair bir tepki oluşturmak istedik. Herkesin eşit söz hakkının olduğu ve her müzisyene açık olan bir etkinlikti. Müzisyenlerin sosyal güvenceleri ve çalışma hakları için ses çıkartmaya çalıştık. Gerekli tedbirlerle etkinliklerin tekrar yapılabileceğini ve mekânların açılabileceğini ifade etmeye çabaladık.” Çalanın da, dinleyenin de mutlu olduğu, mesajların yerine ulaştığı bir etkinlikmiş.

HASRET GİDERSE DE KESİN ÇÖZÜM DEĞİL

Bu konserlerin çift taraflı hasreti biraz olsun giderdiği kesin ama hem yeterli değil, hem de mağduriyete çözüm olması beklenemez. Bütün sahne sanatlarına uygulanan nedensiz kısıtlama, çözüm olmaktan çok tamamen silmeyi amaçlayan bir ‘önlem’ sanki. Öte yandan sanatçıların sosyal medyadaki yakınmalarının, eleştirilerinin bir kesim tarafından olumlu karşılanmadığını da görüyoruz. Müzik emekçilerini show dünyasının parıltılı portreleriyle karıştırmışa benziyorlar. Aslı Doğan, “müzik emekçilerinin örgütsüzlüğü, hatta mesleki tanım ve temsillerinin yok olmasını da büyük bir sorun olarak vurguluyor.

Bunca zamandır müzik hasretimizi gideren çevrimiçi etkinliklere ilişkin bir haberimiz de var. 19 Haziran Cumartesi gecesi geniş katılımlı bir çevrimiçi "Dayanışma Yaşatır” konseri, 19:00’da Anadolu Müzik Kültürleri Derneği YouTube sayfasından canlı yayınlanacak. Anadolu Müzik Kültürleri Derneği, Açık Radyo, İklimler ve Atölye Shiraz’ın katkılarıyla düzenlenecek gecenin sanat yönetmeni Muammer Ketencoğlu, koordinatörü Ercüment Gürçay, moderatörü de Cenk Güray. Katılanlar arasında Ayşe Tütüncü, Brenna Mac Crimmon & Ladom Ensemble (Kanada), Cenk Erdoğan, İnce Saz, Janet & Jak Esim, MAGMA & Boğaziçi Caz Korosu Ailesi & Masis Aram Gözbek, Melike Demirağ & Ruhi Su Dostlar Korosu, Muammer Ketencoğlu & Balkan Yolculuğu, alaturkanın bizce birkaç yıldır en iyi adı olan Münip Utandı, Selen Gülün ve SO Düo (Sumru Ağıryürüyen, Orçun Baştürk) de var. Kulaklarımız bayram etsin!