Müzik, mirasın devamı olamaz

Işıl ÇALIŞKAN

Yol, Ayrılık, Pulim şarkılarıyla dinleyicinin beğenisini kazanan Niyazi Koyuncu, Karadeniz müziğinin önemli genç kuşak temsilcilerinden. 2012 yılında ilk stüdyo albümü Muço Pa'yı çıkaran sanatçı, takip eden yıllar içerisinde birçok önemli projede yer aldı. 2016'da ikinci albümü "Liva"yı sevenleriyle buluşturan Koyuncu, ardından yurtiçi ve yurtdışında gerçekleşen birçok önemli festivalde yer aldı. Karadeniz ezgileri ile rock müziği birleştirerek evrensel bir ses yakalayan Koyuncu, şimdi farklı bir sound ile dinleyici karşısında.

Romantik aşk şarkısı "Üryan" isimli single çalışmasıyla müzikseverlerle buluşan Koyuncu, “Bu dönemde şarkı paylaşmak gelecek günlere umutla bakmamıza bir nebze olsun ilaç oldu” diyor.

Sözü ve düzenlemesi Çağatay Kadı'ya, müziği Koyuncu'ya ait olan "Üryan" adlı şarkının klibini ödüllü yönetmen Özcan Alper çekti. Koyuncu klipte; Aidiyet filmindeki performansıyla dikkatleri üzerine çeken oyuncu Eylül Su Sapan ile kamera karşısına geçti. Niyazi Koyuncu ile müzik serüvenini ve abisi Kazım Koyuncu’yu konuştuk.

► Üryan’ın hikâyesini sizden dinleyelim…
Üryan, pandemi sürecinde yaptığım bir beste. Bir türlü sözlerini yazamamıştım, içime sinmemişti. O arada yardımıma aranjörüm ve aynı zamanda sahne arkadaşım Çağatay Kadı yetişti ve bu güzel sözleri yazdı. Bu dönemde şarkı paylaşmak bizim için gelecek günlere umutla bakmamıza bir nebze olsun ilaç oldu diyebilirim.

► Üryan (çıplak), nasıl bir çıplaklık sunuyor dinleyiciye?
İki solo albüm onlarca single ve proje albümlerinde yer aldım. Karadeniz müziği dışında ilk single çalışmam. Başka bir heyecan içerisindeyim. Bundan sonraki müzikal yolculuğumun da aslında bir nevi yönünü göstereceğini düşünüyorum. Yeni şeyler yapmak beni heyecanlandırıyor. Ekibimi ve dinleyicilerimi de heyecanlandıracağını düşünüyorum.

► Şarkı için bir de klip çektiniz. Günümüzde klibin nasıl bir anlamı var?
Aslında çevrem bu anlamda bana çok baskı yapıyordu. “Neden klibin yok?” diye. Sadece 1 tane klibim var. İnsanlar izleyerek dinlemeyi her dönem çok sevmiştir. Biz de bu şarkının bir hikâyesi olması gerektiğini düşündük. Hele ki Bunu Özcan Alper ile olabilme ihtimali olduğunda hiç düşünmeden bu yola girdik ve dinleyicilerimizle buluşturduk.

BİR YANIM YÖREMİN MÜZİKLERİ DİĞER YANIM DİNLEDİKLERİM

► Geleneksel Karadeniz ezgilerini rock müzik ile birleştiriyorsunuz. Zıtlıklardan doğan bir uyum diyebilir miyiz buna? Nasıl anlatırsınız bu buluşmayı?
Aslında bunun öncüsü Kazım Koyuncu. Zıtlıkların ve çok renkliliklerin uyumunu bize en iyi gösteren ve örnek olan biri. Artvin Hopalıyım. Bir yanım yöremdeki melodiler, enstrümanlar –tulum, kemençe- diğer yanım dinlediğim müzikler.

► Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Çocukluğum Hopa’nın köyleri Pançol ve Köse’de geçti. Kendi oyuncağını kendi yapan, ormanlarda, derelerde ve küçük köy okulunun bahçesinde çeşitli oyunlar oynayarak geçti. Köyde doğup büyümenin en güzel tarafı kurduğun hayallerin sınırsız olması.

► Müzik sizin için bir miras mı yoksa tercih mi?
Bu kesinlikle bir tercih. Şarkı söylemek, müzik yapmak bir mirasın devamı olamaz.

► Sizce sanat politik midir?
Farkında değiliz belki ama hayat birçok anlamıyla zaten politikte. Kuracağınız bir cümle, söyleyeceğiniz bir şarkının birçok şeyi değiştirebilme gücüne sahip.
10 aydır müzisyenler çok zor koşullarda yaşıyor, yaşamaya çalışıyor. Bir müzisyen olarak bunları yaşıyor olmayı nasıl yorumluyorsunuz?
Maalesef bir değerimiz yokmuş diyorum. Bugün yüzden fazla müzisyen canına kıydı ve buna rağmen elle tutulur bir önlem alınmadı. Alınacağa da benzemiyor.

***

KAZIM KOYUNCU YAŞASAYDI BİRÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRİRDİ

► Kazım Koyuncu’nun kardeşi olarak anılmak sizi nasıl etkiliyor?
Kazım Koyuncu’nun kardeşi olmaktan onunla aynı aileden olmaktan hep gurur duydum. Keşke daha fazla paylaşmaya fırsatımız olsaydı ve birlikte büyüyebilseydik.

► “İdolüm” dediğiniz Kazım Koyuncu hiç doğmamış olsaydı ne eksik olurdu?
Kocaman bir boşluk olurdu.

► Peki Kazım Koyuncu bugün hayatta olsaydı neleri değiştirmek isterdi?
Kısacık hayatına o kadar çok şey sığdıran bir adam bugün yaşasaydı eminim birçok şeyi değiştirirdi. Senin sesin, bizim sesimiz olurdu. Muhaliflerin ve ezilenlerin sesi.