Türkiye ve İngiltere’nin önemli müzisyenlerini aynı sahnede buluşturacak Air Anatolia konseri 14 Ekim 21.00’de Zorlu PSM’de. Konserin organizatörlerinden Ahmetcan Taşdemir: “Türk müzik sektörünün en büyük sıkıntısının içine kapanık olması olduğunu düşünüyorum”.

Müzik sektörü içine kapanmış durumda
VEYasin, Tolga Böyük, Al McSween. (Fotoğraf: Yapar İstanbul)

Erkin Can SEYHAN

Anadolu saykedelik ekolünün temsilcisi olan veya bu kökten beslenen birçok yerli müzisyen, İngiltere’nin önemli caz müzisyenleri ile aynı sahneyi paylaşmak üzere Air Anatolia’da buluşuyor. Müzik direktörlüğünü Türkiye adına VEYasin ve Tolga Böyük’ün sürdürdüğü proje, Britist Council desteği ile EFG Londra Caz Festivali ve Gülbaba Müzik işbirliği ile yürütülüyor. Al MacSween, Tolga Böyük, VEYasin, Ahmet Güvenç, Cahit Berkay, Chelsea Carmichael, Derya Yıldırım, Dunja Botic, Ekin Eti, Eralp Güven, Erdem Başer, Jake Long, Melike Şahin, Muhlis Berberoğlu, Murat Ertel, Okay Temiz, Tamar Osborn, Thodoris Ziarkas, Tolgahan Çoğulu, Yazz Ahmet gibi müzisyenlerin buluşacağı Air Anatolia’yı Gülbaba Müzik’in kurucularından Ahmetcan Taşdemir ile konuştuk.

Air Anatolia’nın dinleyicilere müzikal bakımdan nasıl bir konsept sunacağını sizden dinleyebilir miyiz?

Altını çizmek isterim ki bu proje, ‘Türkçe saykedelik retrospektifi’ tarzında bir niteliğe sahip değil. Birincisi, ilgi alanım olmasına rağmen böyle bir projede ne ben kendimi yeterli görüyorum ne de VEYasin ve Tolga Böyük kendilerini böyle bir şeyde adlandırmak istiyorlar. Ama onların kendi müziği, Gülbaba Müzik olarak bizim çalıştığımız projeler bu gelenekten besleniyor. Air Anatolia, Anadolu pop geleneğinden yeni bir proje. Air Anatolia bir tür supergroup projesi. Ancak, tabii ki Cahit Berkay, Ahmet Güvenç, Murat Ertel ve Okay Temiz gibi isimleri bir araya getirdiğinde Air Anatolia’nın müzikal olarak nasıl bir tarza yakın olacağı da aşikâr. Onlarla birlikte İngiltere’nin caz müzisyenleri de sahnede olunca ortaya yeni ve ‘cool’ bir şey çıkacak.

Air Anatolia’nın ülkemizin müzik deneyimine sağlayacağı katkıları nasıl açıklarsınız?

Türk müzik sektörünün en büyük sıkıntısının içine kapanık olması olduğunu düşünüyorum. Bir yandan lokal bir müzik kültürü geliştirebilmek ve buradan ekonomi yaratabilmek güzel bir şey ama sonuç olarak içine kapanık. Yanıbaşımızdaki Yunanistan’da bile müzik anlamında neler olduğunu görmüyoruz. Halbuki çok yakın kültürler var. Böyle bir ortamda Türkiye’deki müzisyenlerin uluslararası çapta tanınması da zorlaşıyor.

Anadolu saykedelik kültürü, günümüzde dünyada niş bir kitle için moda haline gelmişken, dünyanın farklı ülkelerinde kendi kitlesine ulaşabilirken böyle bir projede farklı kuşaklardan ve ülkelerden müzisyenleri bir araya getirmek, İstanbul ve Londra’da önemli sahnelerde seyircilerle buluşmalarını sağlamak çok önemli. Bu hem Türkiye’deki hem de dünyadaki dinleyici kitlenin Türkiye’deki müzik kültürünün uluslararası yönünü tanıması bakımından önemli bir referans. Bunun etkileri ve yansımaları, özellikle Türkiye’deki müzisyenler ve müzik kültürü adına uzun vadede çok önemli olacak.

Air Anatolia’nın yarattığı kuşaklar arası etkileşimi nasıl tarif ediyorsunuz?

Cahit Berkay yıllar önce VEYasin ve Tolga Böyük’e “Biz bir akım başlattık ve umarım sizler devam ettirirsiniz” demişti. Bugün geldiğimiz noktada Cahit Berkay, Ahmet Güvenç, Murat Ertel, Okay Temiz gibi isimleri Derya Yıldırım, Melike Şahin, Muhlis Berberoğlu gibi isimlerle buluşturan Air Anatolia’nın müzik direktörleri VEYasin ve Tolga Böyük. Bir müzik dinleyicisi ve sektör gözlemcisi olarak bu etkileşimin en iyi kurulabileceği dönemde olduğumuzu düşünüyorum. Bu geleneğin kaybolmaması, sürdürülmesi için önemli bir şeyden söz ediyoruz. Bugün bu akım, köklerinden beslenen ama gençleşen, çağdaşlaşan ve dünya ile etkileşimini sürdüren bir akım olarak devam ediyor.