Artemis Günebakanlı Dördü erkek, ikisi kadın, altı müzisyenden oluşan bir grup konser hazırlığında. Sahne ekibi, elleri kolları ekipman dolu erkek müzisyenleri pas geçip kadınların enstrümanlarını taşımak istiyor. Gerek olmadığını söylediklerinde bozuluyorlar. Centilmenliklerini yeterince gösteremediklerini düşündüklerinden olsa gerek, konser öncesi elbiselerine, makyajlarına, gözlerinin güzelliğine iltifat ediyorlar. Grubun kadın menajeri, sahnedeki teknik eksiklerin tamamlanması için ses firmasının […]

Müzik sektöründe eşitlikçi bir dil arayışı

Artemis Günebakanlı

Dördü erkek, ikisi kadın, altı müzisyenden oluşan bir grup konser hazırlığında. Sahne ekibi, elleri kolları ekipman dolu erkek müzisyenleri pas geçip kadınların enstrümanlarını taşımak istiyor. Gerek olmadığını söylediklerinde bozuluyorlar. Centilmenliklerini yeterince gösteremediklerini düşündüklerinden olsa gerek, konser öncesi elbiselerine, makyajlarına, gözlerinin güzelliğine iltifat ediyorlar.

Grubun kadın menajeri, sahnedeki teknik eksiklerin tamamlanması için ses firmasının yetkilisiyle görüşüyor. Yetkili, kadının sorularına yüzüne bakmadan, ses teknisyenine doğru konuşarak cevap veriyor. Etkinliğin prodüksiyon amiri, hamile olduğunu paylaştığında çalıştığı şirketten “Artık çalışmak istemiyor musun?” yanıtını alıyor. Aynı sektörde ışık tasarımcısı olan eşinin çalışma hayatının sürekliliğiyle ilgili kimsenin kafasında soru işareti yok.

Orkestrasında yer alacakları sanatçılar tarafından enstrümanlarındaki yetkinliklerine göre değil, sahnedeki duruşlarına göre seçilen kadın müzisyenler, konser başına kazandıkları küçük bütçeleri sahne için temin etmeleri istenen ışıltılı elbiselere harcıyor. Konser sonrasında orkestra arkadaşlarının müzisyenliği övülürken, onların sahneye ne kadar yakıştıkları söyleniyor.

Bu örneklerin bir kısmı benim ilk elden tanık olduklarım, bir kısmı da geçtiğimiz aylarda gerçekleşen ilk shesaid.so İstanbul buluşmasında konuşulanlar. shesaid.so, müzik sektörü içindeki cinsiyetçi davranış kalıplarıyla mücadele ederken, kadınlar arasındaki iletişimi kolaylaştırmayı, bu sektörün yaratıcı gücünün büyük bölümünü oluşturan kadınları görünür kılmayı ve güçlendirmeyi amaçlayan global bir oluşumun Türkiye ayağı.

İkisi de uzun süredir sektör içinde farklı pozisyonlarda çalışan Melis Yalçın ve Gülşah Görücü’nün ellerini taşın altına koymasıyla hayata geçen shesaid.so İstanbul’un ilk adımı, sektördeki kadınları bir araya getirip birbirlerini tanımalarını, görmelerini sağlamak oldu. Kadınların birbirini sadece rakip olarak görebileceğine yönelik cinsiyetçi yaklaşımı kırmak ve cinsiyet eşitliği temelinde bir çalışma hayatı kurabilmek için, önce yan yana olduğumuz kadınları dinlemek, yıllar boyu pek çok şeyle mücadele etmek için kalınlaştırdığımız derilerimizin altına sızmalarına izin vermek ve çalışma hayatında tutunabilmek için tek seçenekmiş gibi sunulan eril, sert, otoriter dilin yerine özgürleştirici ve eşitlikçi bir dil koymaya gayret etmek gerekiyor.

shesaid.so, düzenlediği panellerle bu ilk adımları atmak için uygun ortamı sağlıyor. Herkesin en doğru rotayı kendisinin çizdiğine inandığı bir dünyada, birbirini dinleyerek, birbirinden öğrenerek, birlikte çözüm üreterek ve birbirine güvenerek yaşamak çok değerli.