Tecrübeli müzisyen Batu Kurnaz, 15 yıllık sahne deneyimini ilk defa bir solo albüm çalışması sunarak taçlandırdı. Kurnaz, müziğinin zengin altyapısı ile ilgili “Başından beri böyle bir müzik yapmak istiyordum” diyor.

Müzisyen Batu Kurnaz ilk solo albümünü anlattı: "Başından beri böyle bir müzik yapmak istiyordum"
Batu Kurnaz. (Fotoğraf: İdil Dilber)

Erkin Can SEYHAN

Türkiye’nin birçok önemli sanatçısıyla çalışan müzisyen Batu Kurnaz, uzun yıllardır sürdürdüğü müzik kariyerinin ilk solo albümünü dinleyicilerle buluşturdu. Sattas’taki performansıyla müzikseverlerin beğenisini kazanan deneyimli müzisyenin ‘A Worried Mind’ isimli albümü, Kurnaz’ın kendi beste ve aranjelerinden oluşan bir çalışma. Zengin altyapılarıyla ön plana çıkan albümde Gayda, Tin Whistle ve Dobro gibi Türkiye’de nadir olarak kullanılan enstrümanlar yer alıyor. Pek çok insanın emeğiyle ortaya çıkan albüm, farklı müzik türlerinden kesitler sunuyor. Batu Kurnaz ile kendi tanımına göre “yalnızlık ve varoluşsal düşünceler” üzerine temaları kapsayan ilk solo albümü hakkında konuştuk.

İlk solo albümünüz için tebrik ederiz. Yılların tecrübesiyle ilk defa solo bir çalışma yayınlamak nasıl bir duygu?

Muhteşem duygu. Müziğe ilk atıldığım günden bu yana hayalim kendi müziğimi, kendi sözlerimi ve kendi melodilerimi herhangi bir dış etkinin yönlendirmesi olmadan insanlara sunabilmekti. Biraz uzun sürse de doğru zamanda ve hak ettiği şekilde çıktığını söyleyebilirim.

Albümün teması ‘yalnızlık ve varoluşsal düşünceler’ üzerine şekilleniyor. Bu duygular kişisel olarak ya da yaşadığımız toplumsal koşullar bakımından ne ifade ediyor?

Albümün taşıdığı yalnızlık teması benim bakış açımdan tam anlamıyla iyi bir olguyu ifade ediyor. Yalnızlık kendinizle vakit geçirmeyi seviyorsanız oldukça eğlenceli ve hepsinden öte verimli olabiliyor. Genel olarak bir “kaçıp gitme ve kendi halinde yaşama” teması var; özellikle albümün açılış şarkısı ‘Going Down’ bunu en güzel yansıtan örnek. Varoluşsal düşüncelere gelecek olursak, insan yalnız oldukça düşünüyor, düşündükçe derin yerlere gidiyor. Şarkılarda insanlık olarak geldiğimiz noktaya ne kadar adapte olabildiğimizden, hayata yaklaşımımızın gerektiğinden fazla mı trajik olabileceğinin sorularını sordum. Amatör bir felsefe okuyucusu olarak bazı felsefeye giriş sorularından besteler yaptım sanırım.

Albümün enstrümantal altyapısının çeşitliliği dikkat çekiyor. Solo bir projede bu kadar geniş bir ekiple çalışmak nasıl hissettirdi?

Başından beri amacım buydu. Çok zengin müzikler dinleyerek büyüdüm ve hep bunların benzerini yapmak istedim. Hakkını verebilmek için çok çalışmam gerekti. Müzik dünyasında 15 senedir yer alıyorum, bu uzun sürede çok sayıda güzel müzisyenle tanıştım. Bana tüm yetenekleri ve iyilikleriyle albümümde eşlik ettiler ve hayalimi gerçekleştirdiler, sonsuza kadar müteşekkir kalacağım onlara. Albümde Türkiye’de çok nadir rastlanan Gayda ve Tin Whistle gibi enstrümanlar mevcut. Özellikle Avrupa folk müziğinden esintiler aldığım kendini belli ediyor, ama işin en güzel yanı bu enstrümanları ülkemizde çalacak kadar seven insanların da bulunması. Müziğin evrenselliğinin güzel bir örneği.

A Worried Mind’ı canlı olarak dinleyebilecek miyiz? Konser takviminiz nasıl, gelecek programınız nedir?

Albümü elbette konser hayalleri de kurarak kaydettik ancak aktif bir konser projesine dönüşmesine biraz daha zaman var. Bununla beraber önümüzdeki sonbaharda bir tanıtım konseri yapmayı planlıyorum. Bu süre içerisinde albüm biraz daha yayılsın ve onu sevecek kitleye iyice ulaşsın istiyorum. Bir de içerisinde ‘Snow’ ve ‘Rain’ isimli iki şarkı bulunan bir albümün ilk konserini yaz sıcağında yapmak çok da içimden gelmedi diyebilirim.

Türkiye’nin öncü gruplarından Sattas ile çok önemli deneyimler elde ettiniz. Solo albümünüzde de özgün bir müzik sunuyorsunuz. Dinleyicilere farklı deneyimler yaşatmak, onlarla kurduğunuz etkileşimi nasıl etkiliyor?

Sattas ile neredeyse 10 yıla yakın bir süredir birlikte çalıyorum. Bu süre içerisinde çok güzel anılar ve müzikal fırsatlar biriktirdim. Dünyanın pek çok farklı ülkesinde bir Türk reggae grubu olarak konser verdik. Ülkemizde de bu tarzın öncülerinden olduk. Sattas ile elde ettiğim tüm tecrübeler bana albümümde istediğim nişliğe yakın bir müzik tarzının Türkiye’de de bir dinleyici kitlesi elde edebileceğini gösterdi aslında. Yıllar içerisinde bu farklı müziklerin ne kadar sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan birbirinden uzak kesimleri bile bir araya getirebildiğini ve hepsine bir şekilde ulaşmamızı sağladığını gördüm.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

‘A Worried Mind’ benim tam anlamıyla kendi dinlemek istediğim müziğin arayışıyla yapıldı. Tüm güzel emekler ve katkılarla iyi bir yere yaklaştığımı düşünüyorum. Ancak bu hiç bitmeyen bir arayış, bu nedenle de ikinci albüm çalışmalarına derhal başladık. Henüz bir yolun ilk adımını attım, umarım devamında da insanların hayatlarına güzel bir şekilde dokunacak çok sayıda şarkı yayınlayabilirim. Ancak günün sonunda bir kişi bile “Senin şu şarkın sayesinde güzel bir gün geçirdim” dese benim için fazlasıyla yeterli.