Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın nafakaya süre sınırı getirilmesi konusunda hazırladığı taslağı yorumlayan Av. Gülbahar’a göre tüm bu adımlar Medeni Yasa’yı lağvetme amacı taşıyor, kadınları şiddete mahkûm ediyor.

Nafaka taslağı şiddeti körükler

Fotoğraf: Emre Orman / csgorselarsiv.org

Filiz Gazi

Hükümetin, 6’ncı Yargı Paketi’nde nafakaya ilişkin yapmayı planladığı değişikliklerin ayrıntıları ortaya çıktıkça kadınların tepkisi katlanıyor. Yargı paketiyle nafakaya süre sınırı ve aile hukukunda arabuluculuk sistemi getirilmesi, milyonlarca ev kadının şiddet dolu evliliklere mahkûm edilmesi anlamına geliyor.


Yargı paketiyle birlikte yapılacak düzenlemenin ayrıntıları düzenlemenin ayrıntıları belli oldu. Hürriyet’in haberine göre Adalet Bakanı Bozdağ’ın incelemeye aldığı düzenlemede 2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 ila 10 yıl arasındaki evliliklerde 12 yıl nafaka verilmesi planlanıyor. Süre sonunda nafaka alan eşin maddi olumsuzlukları devam ediyorsa ‘ara süre’ uygulanacak ve 2-3 yıl daha nafaka alabilecek. Taslağın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulması bekleniyor. Düzenleme ile getirilecek “evlilik süresine göre nafaka ödenmesi” süre sınırında takdirin tarafların durumuna göre hâkimde olacağı belirtiliyor. Hâkim, nafakayla ilgili karar verirken, ‘eşlerin iş ve gelir durumunu’ dikkate alacağı kaydediliyor. Yine bu düzenleme ile boşanma süreleri hızlanacak.

BU RASTLANTI DEĞİL

Avukat Hülya Gülbahar, Bozdağ’ın daha önce Meclis’te kurulan Boşanma Komisyonu’nda yaptığı konuşmayı hatırlatıyor: “Bu konuşmada kadına yönelik şiddet davalarının kamu davası olmaktan çıkarılmasından başlayarak, nafaka, çocukların velayeti gibi konularda yani 6284 sayılı şiddet yasası, Ceza Yasası ve medeni yasadaki değişiklik içeren çocuk istismarcılarına af getirici, evlilik yaşının ve çocuklarla cinsel ilişki yaşının düşürülmesi tehlikesi içeren düzenlemeler yapılmasından söz etmişti. Bu görüşler daha sonra boşanma komisyonu raporunda aynen yer aldı. İktidarın bir yol haritasına dönüşmüş oldu. Bozdağ’ın Adalet Bakanlığı’na gelir gelmez bu konuları hızlandırması rastlantı değil.”

nafaka-taslagi-siddeti-korukler-978413-1.
Avukat Hülya Gülbahar



Yasa değişikliği paketinde nafaka düzenlemesi ve boşandırmaların hızlandırılması söz konusu. Gülbahar, gündeme getirilen iki konunun da tehlikelisine şu sözlerle dikkat çekiyor: “Medeni yasanın parça parça lağvedilmesi anlamına gelen riskler taşıyor. Nafakanın evlilik süresine bağlanması milyonlarca ev kadını açısından şiddet dolu evliliklere mahkûm edilmek ya da erkek tarafından açılan boşanma davalarının sonrasında yokluğa terk edilmek anlamına geliyor. Devlet politikasının erken evlendirmek ve çok çocuk doğurmak olduğu ve devletin bütün teşviklerinin 4+4+4 eğitim sistemi, çeyiz için kredi verme gibi buna göre düzenlendiği bir ülkedeyiz. Erkenden doğuran kadınlar, 5. yılın sonunda boşandıklarında çocuklarına kim bakacak? Ülkede kreş bırakmadılar. Devlet mi bakacak bu çocuklara? Babalar mı bakacak? Kim bakacak? Vicdanları sızlatan bir girişim bu. Bu değişikliğe bütün muhalefet partilerinin direnmesi gerekiyor.”

‘BOŞ OL’ SİSTEMİNE ADIM

Gülbahar, boşanma davalarının hızlandırılmasına yönelik adımları ise şöyle değerlendiriyor: “İş davalarından ceza davalarına kadar bütün davaların uzun sürmesine neden olan bir sistem sorunu var. Bu sistem sorununu çözmek yerine sadece boşanma davalarını hızlandırmaya çalışmanın arkasında iyi niyet aramamız mümkün değil. Herhangi maddi durum araştırması, kusur araştırması yapılmaksızın hemen boşanma kararı verilebilecek. Erkeklerin bir an önce boşanmasını sağlamak, şer-i hukuktaki ‘boş ol’ sistemine doğru bir adım atmak anlamına gelir. Bugün Diyanet’e en çok sorulan sorular arasında, ‘sms’le boşanabilir miyiz?’ sorusu geliyor.”

“Şiddet olduğunda, arabulucuk kanunu söz konusu olamaz. Ekonomik şiddet de bir şiddettir. Yargılamanın hızlandırılması mahkeme ara buluculuğunu ya da mahkeme dışı aile arabuluculuğu gibi kavramlarla boşanmaları hızlandırıyoruz, çatışmaları azaltıyoruz söylemi tutturuluyor. Kadını erkeğe bağımlı kılan cinsiyetçi aile modeli ortadan kaldırılmadığı sürece kadınların nafaka ihtiyacı sürecektir. Nitekim çalışan kadınlar zaten nafaka almamakta ve hatta talep etmemektedir. Kadınlara güvenceli iş bulduğunda kadınlara nafaka kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Kaç erkek nafaka mağduru? Bütün rakamları kamuoyuna açıklamaları gerek. Bağlanan nafakaların yüzde 66’sının tahsil edilemediği bir ortamda nafakanın mağduru kadınlar ve çocuklardır.”