Değerli gazeteci büyüğümüz Ali Sirmen, “Bir Eski Cumhuriyet İçin” biyografik kitabında (Nehir söyleşi) Ümit Aslanbay’ın sorularını yanıtlarken bir yerde şöyle diyor:

-Türkiye bir İslam Cumhuriyetine doğru hızla ilerliyor.

Cumhuriyet’in laik eğitim olanaklarından istifade ederek yetişmiş bir aydın için günümüzde, dayanmanın kolay olmadığı gelişmeler yaşanıyor.

Özellikle dini konularda insanın tüylerini diken diken eden haberler yer alıyor gazetelerde, televizyonlarda, internet sitelerinde ve sosyal medya ortamında…

Bunlar öyle uydurup-kaydırılmış haberler de değil. Bizzat habere konu olanların kendi yayın organlarında, aleni olarak açıkladıkları türden içten samimi ifadelerle ortaya konuluyor.

Mesela bir dini vakıf başkanı kadın dinleyicilerinin yüzlerine karşı “Altı yaşında bir kız ile evlenilebilir” diyor. Ve kafasına bir ayakkabı fırlatan kadın çıkmıyor,“seni utanmaz arlanmaz sübyancı” diyerekten…

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinden verilen bilgiye göre kızların dokuz yaşında evlendirilebileceği, bu yaşta hamile kalabilecekleri açıklanıyordu.

Neyse ki, iyi şeyler de oluyordu…

Diyanet İşleri Başkanlığı aynı gün açıklama yaparak böylesi bir görüşe sahip olmadıklarını, haberlerin kasıtlı olarak çarptırıldığınıı söyledi.

Bir başka yurt köşesinde felsefe öğretmeni pencere kenarına çektiği sandalyesinden okul bahçesinde beden eğitimi dersi yapan kız öğrencilerin eşofmanlarına bakarak kendinden geçtiğini açıkladı. Küçük kızların vücut hatlarını gösteren eşofmanları ve beden eğitimi dersini suçladı.

Bu sapkın öğretmen açığa alındı ve hakkında soruşturma başlatıldı. Aslında o yetişme tarzı bakımından incelenmesi ve tedavi altına alınması gereken bir hasta olarak doğrudan bir psikiyatri kliniğine gönderilmesi daha işlevsel olabilirdi. Ama bu kadarı da fena sayılmaz.

Ülkeye hâkim olan kültürel iklim Ali Sirmen’in işaret ettiği doğrultuda meydana gelen gelişmelere neden oluyor.

Kim daha dindar?

Yok öyle değil de, kim daha İslamcı? Bu kulvarda hüküm süren bir yarışın sonuçları.

Peki böylesine İslamcılık ve Müslümanlık yarışının yapıldığı bir ülkede namaz kılmak ve kıldırmak suç olabilir mi?

Eğer burası Türkiye ise evet, olabilir!

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Din Adamları Yardımlaşma Derneği (DİAYDER) üyesi imamlar hakkında yürütülen soruşturma, söz konusu imamların açık alanlarda Cuma Namazı kıldırmalarının suç unsuru faaliyet olarak dosyada yer almasını sağladı.

Böylece yüzde 99’unun Müslüman olduğunu her vesileyle açıklamaktan ayrı bir haz alınan bir ülkede namaz kıldırmak ceza yaptırımlı bir suç olarak mahkeme dosyalarına girdi!

Emeği geçen herkese hayırlı olsun!