Google Play Store
App Store

Narin Güran cinayeti davasında mahkeme kararı alelacele açıkladı. Narin'in katil ya da katillerinin belirsizliği, cinayetin sebebinin ortaya çıkarılmaması ve davanın kapatılmaya çalışılması tepkilere neden oldu.

Narin cinayetinde sorular yanıtsız
Hukukçular, Narin Güran cinayeti davasında sürecin sağlıklı yürütülmediğini vurguladı. (Fotoğraf: Evrensel)

Tuğçe ÇELİK

Diyarbakır Bağlar’da 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran davası, katilin kim ya da kimler olduğu ortaya çıkarılmadan sanıklara verilen cezalarla alelacele kapatıldı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme'' suçundan Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran'a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, komşuları Nevzat Bahtiyar'a "suç delillerini yok etme" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası vermesi tepki çekti.

Narin’in neden ve kim tarafından öldürüldüğü ortaya çıkarılmadan davanın hızlı biçimde kapatılmak istenmesini hukukçular BirGün’e değerlendirdi.

ASIL FAİL TESPİT EDİLMEDİ

Van Barosu’ndan Avukat Hamza Çiftçi, “Türkiye’nin fail veya failleri, cinayet nedenini merak ettiği, adaletin sağlandığını görmek için soruşturma ve kovuşturma sürecini yakinen takip ettiği dava dosyasında yargılama süratle yapıldı” dedi. Çiftçi, “Biraz toplum ve medya baskısıyla maddi gerçek ortaya çıkmadan alelacele karar verildiğini söylemek gerekir. Zira karardan sonra herkesin sorduğu soru şu: asli fail kim? Cinayetin hangi saikle işlendiği yargılamada ortaya çıkmamış olabilir, bu ceza verilmesine engel değildir. Ancak sanıkların suça nasıl iştirak ettiğinin cevabı yargılama sürecinde bulunmuş olmalıdır. Narin’in dosyasında maddi gerçek açığa çıkarılamamış, asli fail veya failler tespit edilememiş ancak iştirak halinde cinayetin işlendiğine karar verilmiştir” diye konuştu.

Hamza Çiftçi
Avukat

ADALET DUYGUSU ZEDELENDİ

Çiftçi şunları kaydetti: “Ceza yargılamasında temel amaç, hukuka uygun elde edilen delillerle maddi gerçeğe ulaşmaktır. Bu vesileyle adalet tecelli etmiş olacaktır. Mahkemece verilen karar ‘belki’ doğrudur. 3 sanık gerçekten de iştirak halinde cinayeti işlemiş olabilir fakat bu kesin olarak ortaya konulamamıştır. Bu nedenle verilen karar, iki koldan ve iki ayaktan yoksun olup ağır sakattır. 3 ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilmesine rağmen, toplumun adalet duygusu tatmin olmamıştır. Bunun temel nedeni soruşturmanın hatalı yürütülmesinden kaynaklanmaktadır. Soruşturmalarda, zamanında yapılamayan veya hatalı yapılan işlemlerin sonuçları ağır olur. Narin Güran davasında da böyle oldu.”

KİM HANGİ EYLEMİ YAPTI BİLMİYORUZ

İstanbul Barosu Genel Sekreteri Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü Avukat Hürrem Sönmez, “Yargılama neticesinde verilen kararı dosyadaki delil durumuna uygun bulmakla birlikte soruşturma sürecinin çok sağlıklı yürütülmediği kanısındayım” diye konuştu. Sönmez şu ifadeleri kullandı: “Bilhassa Narin'in kaybolduğu ilk günler çok yoğun bir çalışma vardı ancak cinayet şüphesi üstünde durulmaksızın çalışmaların kayıp vakası olarak yürütülmesi ve şu an haklarında mahkumiyet kararı verilen aile üyelerinin bu çalışmaları yönlendirmesine izin verilmiş olması maddi gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayacak bazı somut ve çok önemli delillerin kaybolmasına neden oldu. Örneğin kimin hangi eylemiyle Narin'in öldüğünü bilmiyoruz. Ölüm saati tam olarak bilinemediği için suç delillerini gizlemek suçundan ceza alan Nevzat Bahtiyar hakkındaki karardan emin olamıyoruz. Gerekçeli kararın şüpheden uzak maddi gerçeği tam olarak ortaya koyar nitelikte olması hem kamu vicdanı hem de adaletin yerini bulması için zorunlu görünüyor. Aksi takdirde şüpheden sanık yararlanır ilkesi de gözetildiğinde kararın bir üst mahkemede bozulması söz konusu olabilir. Diyarbakır Barosu'nun bu yargılama boyunca ortaya koyduğu mücadele de baroların toplumu yakından ilgilendiren davalara dahil olmasının önemini ortaya koydu.”

Hürrem Sönmez
Avukat

ÇOCUKLARI GERİCİLİKTEN KURTARMALIYIZ

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden Avukat Bilge Çarpıcı, çocuk ölümlerinin sıradan bir olay gibi ele alınmaması gerektiğine dikkat çekti. Çarpıcı şöyle konuştu: “Bahsedilen köyde ilk çocuk ölümü değil, bu olay tekerrür etmiş. Bu işin içinde daha kirli bir durum olduğu çok açık. Bunun aydınlatılması için mücadele vermeli, çocukların ölümünü sıradalanlaştırmamalıyız. Bir çocuğun öldürülmesine köyün neden tepki vermediğini, neden örtbas etmeye çalışıldığını, o köyden gazetecilerin neden kovulduğunu tartışmaya açmamız gerekiyor. Bu işin içinde kim var? Katiller sadece 3 kişi mi? Hepimiz farkındayız başka bir şeyler olduğunun. 3-4 kişiye ceza verilmiş. İçimiz rahatlayacak mı? Narin’in tek olmadığını, aslında birçok çocuğun bu katliamın öznesi olduğunu ve belki de olacağını bildiğimizden mücadeleden vazgeçmemeliyiz. Çocukları tarikatlardan, gericilikten çekip kurtarmalıyız.”

Bilge Çarpıcı
Avukat

∗∗

DİYARBAKIR BAROSU KARARI İSTİNAFA TAŞIYACAK

Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, Güran cinayetine ilişkin kararları istinaf mahkemesine taşıyacaklarını belirtti. Güleç, “Sanık Enes Güran, Salim Güran ve Yüksel Güran hakkında mahkeme iştirak halinde çocuğu kasten öldürmekten dolayı ağırlaştırılmış hapis cezası verdi. Nevzat Bahtiyar'ı ise delilleri karartmaktan dolayı 4 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırdı. Nevzat'ın da o suça ortak olduğunu düşünerek, onun hakkında da Türk Ceza Kanunu'nun 82. maddesinden mahkemenin ceza vermesini bekliyorduk. Ancak bu gerçekleşmedi. Kararı istinafa götüreceğiz” dedi.

Diyarbakır Barosu tarafından yapılan açıklamada ise “Sanık Nevzat Bahtiyar’ın eylemlerinin delilleri karartma olarak değerlendirilmesinin mümkün olmamakla birlikte hüküm bu yönüyle kamuoyu vicdanını yaralamıştır. Baromuz bu nedenle istinaf kanun yoluna başvuracaktır. Narin için adalet aramaya devam edeceğiz” denildi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, “Narin Güran cinayetinden bugüne geçen süreç daha kötü yönetilemezdi. Aileyle yakın dostluğunu ve olaya dair bildiği şeyler olduğunu açıklayan siyasetçi ne bunun hesabını verdi, ne de kendisinden bilgi istendi. Bir dava nasıl yıllar sürmez ve bir an önce konu gündemden kalksın diye uğraşılır, bunu da görmüş olduk” ifadelerini kullandı.

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yargılama sürecinin sonunda maalesef failin kim olduğu ve Narin'in neden öldürüldüğü sorularının yanıtı bulunamadı. Bu soruların yanıtı bulunana kadar gerçek adalet için takipçi olmaya devam edeceğiz” dedi.

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden yapılan açıklamada, “Henüz gerekçeli karar açıklanmamış olsa da bu karar, ne adaleti sağladı ne de içimizdeki öfkeyi dindirdi. Bir çocuğun canına kıyıldı. Bütün bir köy, aşiretin gücüyle susturuldu. İktidar bu adaletsizliğe göz yumdu. Verilen cezalarla “adalet” sağladığını iddia edenler çocuklara ve kadınlara reva görülen bu karanlık tabloyu yeniden üretenlerdir. Bu dava da aynı karanlık politikanın bir parçası olarak hızlıca sonuçlandırıldı, ama cevaplanmamış onlarca soru ortada duruyor. Davanın bu kadar kısa bir sürede sonuçlanması, delillerdeki eksikler, gündeme alınmayan istismar iddialarıyla birlikte sorular yanıtsız kaldı” denildi.