Google Play Store
App Store

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesiyle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "Dosyaya resmi anlamda müşteki sıfatıyla dahil edilme talebinde bulunduk" dedi. Eren, ayrıca, Narin'in kopan bacağıyla ilgili "Kopan kemik parçalarının üzerinde hiçbir et parçasının olmadığını açıklamak istiyorum. O bacağın kesin kopma sebebi raporla açıklanacak. Et parçalarının olmaması su üzerinde bir canlının teması söz konusu" bilgisini verdi.

Narin Güran cinayeti: Diyarbakır Baro Başkanı Eren'den açıklama

Diyarbakır'da cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin gelişmeler sürüyor.

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, son gelişmeler hakkında basın açıklaması düzenledi.

Eren, "Dosyaya resmi anlamda müşteki sıfatıyla dahil edilme talebinde bulunduk" dedi.

Narin'in kopan bacağı hakkında bilgi veren Eren, "Narin'in bacağı dışarıdan bir canlının müdahalesiyle kopmuş görünüyor" diye konuştu.

NEVZAT'IN VERDİĞİ BİLGİLER DOĞRU DEĞİL

Narin'in cansız bedeninin bulunması ve sonrasında yaşanan bilgi kirliliği ve gizlilik kararı ile ilgili yetkililere ve basına tepki gösterdi.

MA'da yer alan habere göre, Eren, Nevzat Bahtiyar'ın verdiği bilgilerin doğru olmadığının tespit edildiğini kaydetti. Eren, bir gazetecinin "Yani dışarıdan hayvan müdahalesi mi?" sorusuna, "Torba içerisindeki bedenin deforme olmakla beraber bütünlüğünü koruduğunu ama bacağın üzerinde hiçbir et parçasının bulunmadı" yanıtı verdi.

"BÜTÜN İFADELER BİRBİRİYLE ÇELİŞİYOR"

İfadelerin bir kısmının basına yansıtıldığını söyleyen Eren, özellikle Enes'in gözaltına alındığı 29 Ağustos tarihi sonrası mahallede toplantılar yapıldığını dile getirdi. Eren, "Nasıl yönlendirildikleri ifadeye yansıdı. Kimler tarafından nasıl ifade verildiği kendilerine yansıtılıyor. Olayların oluş tarzı, yer zaman itibariyle bilgiler çelişiyor. Bu anlamda bütün ifadeler birbiri ile çelişiyor. Olayın oluş tarzı, sebebin, öldürme fillinin alınan ifadelere göre amcanın somut anlamda öldürdüğünü ve kendisinden gizlemesini istediği beyanı var. Ben bir avukat olarak bu soruşturma neticesinden faillerin ortaya çıkacağını biliyorum. İlk gün aileden şüphelenme olsaydı Narin bulunurdu” ifadelerini kullandı.

"EŞARBI VE ETEĞİ ÇANTASININ İÇİNDEYDİ"

Eren, Güran'dan alınan DNA örneklerine işaret ederek, "Geçmişte birlikte çalıştığımız ATK uzmanları ile görüştük. 19 gün o suyun niteliğine göre kalan cesedin üzerinde 3'üncü kişilere ait DNA örneklerinin kaybolacağını onlar da ifade etti. Otopside 91 adet numune sadece biyolojik inceleme için alındı. Organlar, bedeninden, boğazından, başından alınan kemikler, çantasındaki etek, terlikleri, tokası, saç içlerinden 91 örnek alındı. Maalesef başkasına ait tek bir DNA örneği bulunmadı. Beklediğimiz birden fazla rapor var. İstanbul ATK'den beklediğimiz entolojik rapor var. Ölüm sebebine ilişkin bir rapor dosyamızda yok. Hala tartışılıyor, Narin'in kırmızı eşarbı, eteği çantasının içindeydi" dedi.

"ELLERİNDE SOMUT BİR BİLGİ YOK"

Jandarma Genel Komutanı Selçuk Yıldırım’ın beyanlarına dair soruya yanıt veren Eren, “Bana göre soruşturma dosyasına yansımadığı için kolluk istihbari araştırma da yapar. Ben bunun karşılığının ne olduğunu savcılıktan da istediğimde ellerinde somut bir bilgi, belgenin olmadığına işaret edildi. Sahada çalışanların kendilerine vermiş olduğu bilginin yanılgısı ya da istihbarı bir çalışma ile öyle bir değerlendirme yapılmış olabilir. Kendileri umarım buna ilişkin ileride açıklama yapar” diye konuştu.

Soruşturma kapsamında tutuklanan amca Salim Güran'ın yeniden savcılığa getirilerek ifadesinin alınması gerektiğini ifade eden Eren'in konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"Soruşturma kapsamında yayın yasağı ve gizlilik vardı. Soruşturma gizliliği ve yayın yasağını karıştırmayın. Belirli medya tarafından ‘dosyanın gizliliğini’ ihmal eden ifadeleri sayfa sayfa paylaştılar. ‘Narin için adalet’ diyorsan ama bu ifade tutanaklarının paylaşımı bizi faillerden uzaklaştıracak. Haber hakkı kapsamında görmediğimiz, basın mesleği açısından etik bulmadığımız yöntemlerle bu ifade tutanakları günlerce paylaşıldı. Kamuoyu Narin'e karşı sağlıklı bilgi almak istiyor. Ülkede bu durum etki uyandırdı ve Narin gibi benzer olaylara toplum olarak ‘dur’ denilecek bir duyarlılık oldu. Benzer kaybettirme, taciz noktasında bu duyarlılık kıymetli ve anlamlıdır.

Hukukun üstünlüğünü savunmak için varız. Narin gibi çocukların dosyalarına Diyarbakır Barosu yıllardır dahil olmuştur. Bugün itibariyle Diyarbakır Barosu olarak faillerin hak ettiği cezaları almak için soruşturma doyasına müşteki olarak başvuruda bulunduk. Aile bireylerinin hepsinin şüpheli olmasından kaynaklı Diyarbakır Barosu olarak dosyaya resmi anlamda müşteki başvurusunda bulunduk.

KAN ÖRNEĞİ SONUÇLARI BEKLENİYOR

Benzeri vakalarda yakın aile bireylerinin ya da komşuların fail ve şüpheli olduklarını iyi biliyoruz. Hem kolluk hem soruşturma makamları böyle bir şüpheye başvurmadı. İhbar ve sözde tanık beyanlarıyla Narin kaçırılmış gibi gösterildi. Bu bize göre eksik ve ihmal. Bu yöne hep işaret ettik. İlk defa basın önünde bunu paylaşıyorum. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi ile kurduğumuz iletişimle baro olarak hiçbir şekilde köyle iletişime girmedik. Yine yanılmadığımız tecrübeyle ortaya çıktı. Birçok yanlışı, soruşturmaya zarar verdiğini hisseden biri olarak Enes Güran elindeki izlerle gözaltına alındı, aynı gün İstanbul'a götürüldü. Kollarındaki, yüzündeki morarmayı aradan başkasına ait DNA örneğine benzetilmeden inceleme yapıldı. Bu Narin'e ait de olabilir olmayada bilir. Sonraki gün anne şüpheli olarak gözaltına alındı, serbest bırakıldı. DNA örneği amcanın aracında bulundu, şüpheli olarak gözaltına alındı ve amca tutuklandı. 8 Eylül itibariyle Narin'in bedeni nehir kenarında bulunduğu süreçte 23 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Biri imamdı, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Nevzat Bahtiyar aynı gün gözaltına alındı. Nevzat’ın itirafçı, gizli tanık olduğu basına yansıtıldı.

Kan örneğinin bulunmasının ardından, söz konusu kan örneğinin mahalle sakinlerinden bir çocuğun burnunun kanamasından sonra tespit edildiği açıklandı. Halen dosyada kan örnekleri sonuçlarını bekliyoruz. Neye göre bu açıklama yapıldı. Yine köylülerden alınan beyan üzerine bu açıklamanın yapıldığını görüyoruz. Muhtar ve diğer tanıkların belirleme ve yönlendirmeleriyle kamuoyunun buna yöneldiğini söyleyebiliriz. Devletten Narin'in bulunacağını dair başka bir açıklama oldu. Neye göre bu açıklama yapıldığına dair bir gelişme açıklanmadı. Dosyaya gelmiş tek bir belge ve beyan yok. En önemli nokta; Diyarbakır Barosu, tek bir evrakı soruşturma makamları ve kolluktan almadı. Avukatlarımız bu belgeleri almalarının hakları olduğunu söylediler. Biz bu belgelerin kamuoyuna sızdırılması iddiasından kaynaklı kendilerinden ricada bulundu. Baro başkanı olarak otopsiye katıldım. Herkes bir tutanak paylaştı ve buna ön adli tıp raporu dediler. Bu rapor değil, tutanaktı. 3 savcının durum tespitiydi. 

BACAĞIN KOPMA NEDENİ RAPORDA BELLİ OLACAK

Narin’in kemikleri ile bacağıyla ilgili açıklamalar yapıldı. Nevzat'ın çarşaf çarşaf beyanları var. Narin'in bir bacağının dışarıda kaldığı, çantasındaki ipi koparıp bağlamaya çalışıyor. Bacağının dışarıda kaldığını ifadesinde anlatıyor. O bacak kopmuştu doğru. Kopan kemik parçalarının üzerinde hiçbir et parçasının olmadığını açıklamak istiyorum. O bacağın kesin kopma sebebi raporla açıklanacak. Kemik parçalarının üzerinde et parçalarının olmaması su üzerinde bir canlının teması söz konusu."

NE OLMUŞTU?

Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran için arama çalışması başlatılmış, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Tavşantepe Mahallesi Muhtarı ve aynı zamanda Narin Güran'ın amcası Salim Güran, 2 Eylül'de çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.

Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de kıyafetleriyle Eğertutmaz Deresi kenarında çuval içinde üzeri taşla gizlenmiş vaziyette saat 08.45 sıralarında ölü bulunduğunu açıklamıştı. Zorluoğlu, "İlk bulgulara göre kayıp Narin Güran'ın öldürüldükten sonra bir çuvalın içerisine konulup dere kenarına getirildiği, çuvalla birlikte derenin kenarında suyun içerisine yerleştirildiği, üzerinin ağaç dalları ve taşlarla şüphe uyandırmayacak şekilde ve doğal bir görüntü verilerek kapatıldığı anlaşılmıştır" ifadelerini kullanmıştı.

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 24 şüpheliden Nevzat Bahtiyar (48) jandarmadaki ifadesinde amca Salim Güran'ın kendisinden, küçük çocuğun cansız bedenini 200 bin lira karşılığında dereye bırakmasını istediğini öne sürmüş adliyeye sevk edilmişti.

Çıkarıldığı sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde amca Salim Güran'ın "Arif'in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm" şeklinde kendisini tehdit ettiğini iddia eden Bahtiyar, "Çocuğu kasten öldürmeye iştirak" suçundan 10 Eylül'de tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Mahallede imamlık yaptığı öğrenilen bir şüpheli de 11 Eylül'de jandarmadaki işlemlerin ardından serbest bırakılmıştı.

ANNE, AĞABEY VE BİR AMCA DAHA TUTUKLANDI

22 şüpheli jandarmadaki işlemlerin ardından dün adliyeye getirilmiş, savcılıktaki sorgularının ardından annesi Yüksel, ağabeyi Enes ve amcası Fuat Güran ile 2 kuzeni ve yengesinin de bulunduğu 9'u tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmişti.

Şüphelilerden 3'ü adli kontrol istemiyle mahkemeye sevk edilirken, aralarında baba Arif Güran'ın da bulunduğu 10 kişi serbest bırakılmıştı.