NASA’nın 1 Ocak’ta gerçekleştirdiği Ultima Thule yakın geçişi, uzay araştırmaları tarihinin en uzak misyonu olmuştu. Uzay ajansı şimdi bu tarihi yakın geçişte elde edilen ilk bilimsel sonuçları paylaştı. Science dergisinde yayınlanan makalede bazı ilginç noktalar yer alıyor. Ultima Thule, ‘nazik’ bir çarpışma sonucu oluştu Donanım Haber’in aktardığı habere göre, NASA araştırmacılarının ifadelerinde Ultima Thule, birbirine […]

NASA, Ultima Thule hakkında yeni bilgiler paylaştı

NASA’nın 1 Ocak’ta gerçekleştirdiği Ultima Thule yakın geçişi, uzay araştırmaları tarihinin en uzak misyonu olmuştu. Uzay ajansı şimdi bu tarihi yakın geçişte elde edilen ilk bilimsel sonuçları paylaştı. Science dergisinde yayınlanan makalede bazı ilginç noktalar yer alıyor.

Ultima Thule, ‘nazik’ bir çarpışma sonucu oluştu

Donanım Haber’in aktardığı habere göre, NASA araştırmacılarının ifadelerinde Ultima Thule, birbirine bağlı iki farklı cisimden oluşan bir “temaslı ikili” (contact binary). NASA bu iki cismin bundan milyarlarca yıl önce gerçekleşen “nazik” bir çarpışma sonucunda birbirlerine bağlandıklarını söylüyor. Ultima Thule’un büyük lobuna Ultima, küçük lobuna ise Thule ismini verilmiş. Ultima ilginç bir şekilde oldukça düz bir yapıya sahip. Thule ise daha yuvarlak yapıda. 

Konuyla ilgili bazı açıklamalar yapan New Horizons görevi baş araştırmacısı Alan Stern, “Güneş Sistemi’nin ilk evrelerinden bu yana neredeyse hiçbir değişime uğramamış, çok iyi bir şekilde korunmuş bir cismi inceliyoruz. Ultima Thule görevinde yapacağımız keşifler, Güneş Sistemi’nin oluşumu hakkındaki teorilerimizi önemli ölçüde değiştirecek” şeklinde konuştu.

Ultima Thule, Güneş’ten milyarlarca kilometre uzaklıkta, karanlık ve soğuk bir bölge olan Kuiper Kuşağı’nda yer alıyor. Buradaki cisimler Güneş Sistemi oluştuğundan bu yana donmuş bir halde bozulmadan duruyorlar. Dolayısıyla bilim insanları Ultima Thule ve benzeri cisimlerin bir zaman kapsülü görevi görebileceğini ve Güneş Sistemi’nin oluşum yıllarına ışık tutabileceğini düşünüyor.

New Horizons araştırmacıları ayrıca Ultima Thule’un yüzey özellikleriyle ilgili de bazı yeni bilgiler yayınladı. 36 kilometre genişliğindeki Ultima Thule, tam 8 kilometre genişliğinde dev bir kratere sahip. Maryland Krateri ismi verilen çukurun Ultima Thule yüzeyindeki en büyük çukur olduğu belirtiliyor.

NASA son olarak Ultima Thule’un yoğun kırmızı renkte olduğunu açıkladı. Plüton’dan daha kırmızı bir görüntüye sahip olduğu söyleniyor. New Horizons, Ultima Thule öncesinde 2015 yılında Plüton’u keşfetmişti.

Veri transferi 2020’nin sonuna kadar devam edecek

Dünya’dan 6.4 milyar kilometre uzaklıkta bulunan Ultima Thule, 36 kilometrelik bir uzunluğa sahip. New Horizons, 1 Ocak’ta gerçekleşen yakın geçişinde Ultima Thule’a 3500 kilometre kadar yaklaşmıştı. Aradan yaklaşık altı aylık bir süre geçti ancak New Horizons’un yakın geçiş sırasında elde ettiği verilerin Yeryüzü’ne ulaşması henüz tamamlanmadı. New Horizons şu anda inanılmaz uzak bir konumda bulunduğu için veri transferi çok yavaş bir hızda gerçekleşiyor.

NASA’nın yaptığı açıklamalara göre New Horizons’un veri gönderme hızı saniyede sadece 125 bayt seviyesinde. Uzay ajansı, yakın geçiş verilerinin tamamıyla Dünya’ya ulaşması için yaklaşık 20 ay gibi bir süre gerektiğini söylemişti. Yani 2020’nin sonlarına kadar transfer süreci devam edecek.