IŞİD sanığı Hakan Şahin’den duruşmaya damga vuran ifade: Cezaevine Bakanlık tarafından gönderildiklerini söyleyen kişiler geldi. İfadem öncesinde savcılıkta söylemem gerekenleri anlattılar

‘Nasıl ifade vereceğimi Bakanlık’tan söylediler’

BURCU CANSU burcucansu@birgun.net @burcu_cansu

Ankara Garı önünde, 10 Ekim 2015’te Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’nde IŞİD tarafından gerçekleştirilen ve 101 kişinin ölümüne neden olan canlı bomba saldırısının 3’üncü celsesi sanıkların savunmalarıyla devam etti. Dünkü celsede de çarpıcı ifadeler veren sanıkların benzer savunma yapması dikkat çekti. İlk savunmasını yapan sanık Hakan Şahin’in itirafçı olan amcası Yakup Şahin gibi yazılı savunmasını okuması ve benzer ifade vermesi, mağdur yakınlarının ve izleyicilerin "İfadeni Yakup'un ifadesini yazan kişi mi yazdı" tepkisiyle karşılandı.

Akrabası Yunus Şahin gibi emniyetteki ifadesini baskı üzerine verdiğini belirterek, inkâr eden Hakan Şahin, Yunus Durmaz’ın evinde ele geçirilen belgelerle savcılık ifadesinin birbiriyle örtüştüğü iddiasına şok edici şu cümlelerle yanıt verdi: “İfadeden önce, polisler beni bir odaya çekti. Belgeleri gösterip ‘bu şekilde ifade verirsen 3-5 yıl yatar çıkarsın’ dedi. Ben de bu şekilde salladım. Pişmanlık Yasasından yararlanacağım söylendi. Bu tür söylemlerde bulundular. Cezaevine gelenler de oldu. Bakanlık tarafından gönderildikleri, gizli oldukları söylendi. Savcılıkta söylemem gerekenleri anlattılar.”

‘Aracı aldığımda eylem planı yoktu’
Yine katliamın kilit isimlerinden olan ve polis operasyonunda ölü ele geçirilen Halil İbrahim Durgun'a ait olduğu iddia edilen Citroen marka 27 AVH 70 plakalı araca ilişkin savunma yapan Hakan Şahin, canlı bombaların Ankara’ya taşındığı belirlenen aracı amcasının isteği üzerine üstüne aldığını söyledi. Amcası sanık Yakup Şahin'in yeşil kartını kaybetmemek için aracı üzerine alamadığını, bunun üzerine aracı kendi üzerine aldığını iddia eden Hakan Şahin, “Amcam olduğu ve bir kötülük gelmeyeceğini düşündüm, aracın devrini üzerime aldım. Aklıma farklı bir şey gelmedi. Aracın olayda kullanılacağını önceden bilmiyordum. Ben arabayı 2-3 ay önce aldım, iddianamede eylemin bir gün önce planlandığı yazıyor. Ben aracı aldığımda eylem planı yoktur” dedi. Savcının ardından sanık Şahin, avukatlar tarafından çapraz sorguya alındı. Sorulara çelişkili yanıt veren Şahin, bir ifadesinde ‘Halil İbrahim Durgun’u tanıyorum’ derken, duruşmada ‘tanımadığını’ iddia etti. Şahin’in Ankara Savcılığı’ndaki ifadesinde ise, Halil İbrahim Durgun’un kendisine para verdiğini söylediği ortaya çıktı.

Hakan Şahin’in ardından sanık İbrahim Halil Alçay’ın ifadesine geçildi. Alçay, kod adının Ebu Huzeyfe olduğu iddiasını redderek, “Cihat bölgelerine gidip gelen insanlara sorun, Ebu Huzeyfe’nin kim olduğunun teşhisi yapılsın” dedi. Çocuğunun adının Huzeyfe olduğunu kaydeden Alçay, kod isminin, oğlunun ismiyle aynı olması “tesadüf” olarak yorumladı.

‘Cezaevinde beni es geçtiler’
Halil İbrahim Durgun ve adamları tarafından paravan şirket olarak kullanıldığı belirlenen Enes Plastik’te Halil İbrahim Durgun ile ortaklığı olduğunu belirten Alçay, Yunus Durmaz’ı ise hiç görmediğini ifade etti. Daha önce Vahdet Vakfı ve Genç Müvahhitler gibi derneklere gittiğini belirten Alçay, 3 yıldır bu tür yerlere gitmediğini iddia etti.

Alçay, cezaevinde Hakan Şahin ile kaldığını ve ifadeyi birlikte hazırladıklarını kabul etti. Alçay da, polis tarafından korkutulduğunu belirterek, savcının “Cezaevinde seni ziyaret ettiler mi?” sorusuna ‘ Beni es geçtiler’ yanıtını verdi.


***

Allah şahit bu davanın faili dosyada yok

Yunus Durmaz’ın kardeşi Hacı Ali Durmaz ifadesinde, IŞİD’e savaşçı olarak katıldığını söyledi. Durmaz, Ankara patlamasından sonra Suriye’den Türkiye’ye geldiğini öne sürdü. Mahkeme Başkanı’nın “Kayıtlara göre daha önce gelmişsin” beyanı üzerine Durmaz, “Ankara Patlaması’ndan sonra geldim o iftiradır. Yalan, iftira. Ortalık FETÖ’cü kaynıyor. İftira olamaz mı?” şeklinde karşılık verdi.
Durmaz şunları söyledi “ 8 ay boyunca Suriye’deydim. Suriye’ye ilk giriş çıkışı Karkamış’tan yaptım.Türkiye’ye döndükten sonra siyah kasklı biri beni karşıladı. Daha sonra beni abimin yanına götürdü. Ben abimi Irak’ta sanıyordum. Halil İbrahim Durgun’un evinde 2 gün kaldım. Orada Suriye uyruklu 2 kişi vardı. El Nusra’ya da IŞİD’e de gittim. IŞİD’e katılalı 2 yıl oldu. Ailece gittik Suriye’ye. Ben IŞİD kamplarında 15 gün kaldım, burada silah eğitimi aldım. Sanık Yakup Şahin’i Rasulan Cephesi’nde gördüm. Suriye’den döndüğümde abimin planlarını bilmiyordum. Antep sorumlusu olduğunu bilmiyordum. İlhamı Balı ve Deniz Büyükçelebi’nin Türkiye-Suriye geçişinde görevli olduklarını biliyorum. IŞİD’in sadece belli bir bölgesi yok. Ben genelde Arapların yanında kalmayı tercih ediyordum. Ben sadece nöbet noktasındaydım. Alyaz Sitesi’nden sonra abimle başka eve taşındık. Evde zırhlı araçları görünce abime söyledim. Ben kaçarken abim kendini patlattı. Halil İbrahim Durgun’u hiç görmedim onu medyada duydum. Suriye’den Türkiye’ye geçecek kişi sınır emirine kimliklerini verip izin ister. Suriye’den geldikten sonra hep Antep’teydim, ancak bir kaç kez ev değiştirdik. Kod adım Mervan. IŞİD’e savaşçı olarak katıldım. IŞİD’e aileden ilk ben katıldım. Babam hayatını kaybetti. Annem IŞİD saflarında. Allah şahit, bu davanın faili bu dosyada yok.”