Nasuh Mahruki: Durum tam bir felaket, insanlar sahipsiz
Deprem felaketi karşısında devletin yeteriz kaldığını söyleyen AKUT kurucusu Nasuh Mahruki, "Durum tam bir felaket, insanlar sahipsiz. Ekipler, kahramanca çalışıyorlar ama sayıca çok yetersizler. TSK ilk andan itibaren çok etkin şekilde bölgeye girmedi. Yollar bitmiş durumda, insanlar karayoluyla bir yere ulaşmaya çalışıyor. Neden helikopterler çalışmıyor? 1999’daki Marmara depreminde çalışan 5-6 tane helikopter vardı" dedi. Mahruki, TSK'nin ilk andan itibaren alanda olması gerektiğini vurguladı.
Marmara’da 1999’da meydana gelen depremin önemli isimlerinden Arama Kurtarma Derneği'nin (AKUT) kurucusu Nasuh Mahruki, merkezi Kahramanmaraş olan ve 10 ili vuran 7.6 ve 7.7’lik depremleri felaket olarak yorumlarken “Türk Silahlı Kuvvetleri nerede” sorusunu gündeme taşıdı.
Cumhuriyet'ten Erman Şentürk'e konuşan Mahruki, 1999’da bölgeye ilk giden ve deprem mağduru yurttaşa yardım ulaştırıp arama kurtarma faaliyetlerini yürüten orduya ait helikopter, uçak ve gemilerin etkin şekilde kullanılmamasını eleştirdi.
"YURTTAŞ SAHİPSİZ KALDI"
Bölgeye üç TIR yardım gönderdiklerini belirten eski AKUT Vakfı Başkanı Mahruki şunları söyledi:
"Tam bir felaketle karşı karşıyayız. Yurttaşlarımız anormal derecede sahipsiz kaldı. Bölgeye ulaşabilen kurtarma ekipleri, kahramanca çalışıyorlar ama sayıca çok yetersizler. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin neden geriden geldiğini anlamış değilim. En öncelikli konu arama kurtarma çalışmaları. Bunu çözmemiz gerekiyor. Bu noktada da bölgeye ulaşım çok büyük bir problem. Türk Silahlı Kuvvetleri ilk andan itibaren çok etkin ve güçlü bir şekilde bölgeye girmedi. Bunu sebebini bilemiyorum. Yollar bitmiş durumda, trafik yok, insanlar karayoluyla halen bir yerden bir yere ulaşmaya çalışıyor. Neden helikopterler çalışmıyor? 1999’daki Marmara depreminde havada vızır vızır çalışan 5-6 tane helikopter vardı. Bunlar ordunun araçlarıydı. Eskiden EMASYA protokolü vardı. Bu kaldırılınca şimdi her şey direktifle oluyor."
"ÇOK SIKINTILI BİR SÜREÇLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Kendilerine ulaşan çok sayıda yardım talebi bulunduğunu da dikkat çeken Mahruki, “Bize ulaşan o kadar çok yardım talebi var ki. ‘Babam enkaz altında hiç kimseye ulaşamıyorum ne olur yardım edin’ diyerek ağlaya ağlaya bizi arayan insanlar var. Bunları duydukça içimiz parçalanıyor. Bölgede gönüllü çalışanlar vasıtasıyla insanlara ulaşmaya çalışıyoruz. Çok fazla ihbar aldık. Durum tam bir felaket, insanlar sahipsiz. Bu deprem bir afet değil, bir felaket. Marmara depreminden daha büyük iki deprem sekiz saat içerisinde meydana geldi. Böyle bir şeyi daha önce hiç yaşamadık. Çok sıkıntılı bür süreçle karşı karşıyayız" dedi.
"TSK İLK ANDAN İTİBAREN ALANDA OLMALIYDI"
Herkesin seferber olması gerektiğini söyleyen Mahruki, "Türk Silahlı Kuvvetleri ilk andan itibaren askeri uçaklarıyla, helikopterleriyle ve gemileriyle alanda olmalıydı. Sadece AFAD’ın, sivil toplum örgütlerinin, gönüllülerin seferber olması yetmez” ifadelerini kullandı.
EMASYA NEDİR?
Açılımı “Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü” olan EMASYA protokolü, 7 Temmuz 1997 tarihinde Mülki amirlikleri temsilen İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay arasında imzalanmıştı. 27 maddeden oluşan protokol kapsamında alay seviyesinde birlikler kuruldu. Bu birliklere daha sonra doğal afetlerde müdahaleyi kapsayan DAFYAR (Doğal Afet Yardım Birliği) görevi tanımlandı. AKP’nin 4 Şubat 2010’da uygulamadan kaldırdığı protokol, 13 Temmuz 2016’da AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından yeniden imzalandı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ise protokol yeniden kaldırıldı.